Denilebilir ki, bu Avrupa ülkelerinde İslamiyetin gereği olan pek çok emirler ve yasaklamalar uygulanmakta. Yani İslamiyet müjdesinin buralarda tahakkuk etmesine pek çok alt yapı hazırlanmış gibi görünüyor.
Avrupa 'Nur'lanıyor
Grünburg’ta bay/bayan nur medresemiz var
Nasipli bir yerleşim yeri Grünburg. Türkiye’de bile pek çok yerleşim yerlerimizde bir küçük nur medresesi yokken, Avusturya’nın Grünburg semtinde on yıllardır bay ve bayan nur talebelerine hizmet veren mülk bir nur medresesi var.
Burası bay/bayan büyükler, çocuklar, gençler için tam bir uğrak yeri. Orada nefes alıyorlar, orada buluşuyorlar. Haftanın iki günü sohbet günü var. Uzaktan yakından nurun müştakları ders günü bir araya geliyorlar. Doğrusu yoğun iş temposuna ve disiplinli iş hayatına rağmen, onlar da aynı ders temposunu ve disiplinli dersle hayatı düzenlemek halini devam ettiriyorlar.
Küçücük çocuklar hizmet etmeyi öğrenmişler
Düşünün ki, küçücük çocuklar bile bu mekânı buluşma mekânı olarak içlerine sindirmişler. Ders günlerinde gençlere büyükler çay ve pasta, börekli ikramlarla hizmet ederlerken, gördükleri bu faaliyetleri küçükler algılayıp, çocukların aralarda koşturarak hizmet ettiklerini görürsünüz.
Kimse bir şey söylemeden 12-13 yaşlarındaki çocukların nur medresesini makine ile temizliyor olduklarını görürsünüz. Bu tam bir sahiplenme halidir.
Nasıl ki, Bediüzzaman için Barla bir sürgün yeri olmasına rağmen bir vazife ifa etme yeri olmuşsa, buradaki gurbetçi kardeşlerimiz için de nur medreseleri birer nefes alma yeri, birer buluşma mekânı ve hizmet etme imkânı yeri olmuş.
Yerleşin ve hizmet edin; aslolan hizmettir
Zaten artık pek çok yeni kuşakta gurbet kavramı gerilerde kalmış. Yani artık orada yerleşik hayata geçmişler. Hatta oralardan evlenmişler. Ama böyle olunca aslında daha sağlam hizmetler başlamış. Çünkü öbür türlüsü, bir gün buralardan mutlaka gideceğiz diyerek kalıcı hizmet edilmiyor. Hizmet her yerde hizmettir. Yaşanılan yer neresi olursa olsun, iman ve Kur’ân’a çalışmak işi bitiriyor.
Avusturya’da hareketli, heyecanlı hizmet eri genç kardeşlerimiz var
Avusturya okuma programına ulaşmak üzere, Viyana Havalimanından bizi aslen Urfalı fedakâr nur talebesi İbrahim Özaydın kardeşimiz aldı. Programlarda etkin kardeşlerimizin güler yüzlü olması ne kadar da yakışıyor. O zaten Viyana’nın Mücahit kardeşimizden sonraki ilk nur talebelerinden. Kendisi orada din dersi öğretmenliği yapıyor.
Programın ilk gününe yetişmek üzere, hemen Grünburg’a gidiyoruz. İbrahim kardeşimiz bizi o gece Grünburg’a ulaştırıyor. Vardığımızda Mikail ağabeyimizi ders okur vaziyette buluyoruz. Dayanışma içerisinde bir cemaat topluğu bu mekânı oldukça neşeli, zevkli hale getirmiş. Mutlu, neşeli, bilgili entelektüel insanlar. Aynı durum bayanlar için de geçerli. Erkeklerin mekânı kadar bayanların nur mekânları da hareketli. Avusturya İlim Kültür ve Sanat Vakfı (AKEV) kadınlara, kızlara; erkeklere ve çocuklara tam bir sosyal merkez olmuş.
Köy kavramı, tercih edilen bir yerleşim şeklinde algılanıyor
Grünburg bir köy gibi bir yerleşim yeri. Ama bir şehirde bulabileceğiniz çok şeyi burada bulmak mümkün. Köyün en kenar yerleşiminde bile şehir merkezinden farklı olarak bir eksiklik hissetmiyorsunuz. Sağlık ve eğitim imkânları, itfaiye, belediye, polis gibi her türlü kurumsal yapı yerini almış.
Yerleşim yerinin ortasından bir nehir geçiyor. Bu nehirde bolca balıklar bulunmasına rağmen balık avlamak izne tabi ve ücretli. Özellikle yaz döneminde pek çok ilgilisi gerekli ücretini yatırarak balık avlayabiliyor ve avladığı balıkların hepsini tüketme hakkına da sahip değil. Avcılık da aynı şekilde. Bunlar zevke dönük olduğu gibi izne tabi ve ücretli. Her eline tüfeği alan veya oltayı alan avlanmaya çıkamıyor.
Nehir boyunca fabrikaların kurulmuş olması buradaki yerleşimi de tercih edilir hale getirmiş. Yani bir yerleşim isteniyorsa oraya yatırım da düşünülmüş. Orada çalışanlar ister istemez o yerleşime yakın yerleri tercih ediyorlar.
Nehir boyunca yaptığımız yürüme gezintisinde temizlik her zaman dikkat çeken nokta. Yani böyle bir ortamda insan elinde bir çöpü bulunsa da öylesine atamıyor. Çöp atacak bir yer arar hale geliyor. Yani insan içinde olduğu şartlara uygun hale geliyor. Kurallar ister istemez sizi de kapsıyor ve bir müddet sonra oraya uygun hale geliyorsunuz.
Nehir boyunca karşılaştığımız unsurlardan birisi, kuşların düşünülmüş olması. Küçük küçük kuş evleri ağaçlara asılmış ve içine yemleri de konularak kuşların oraları tercih etmesi sağlanmış. Kuşlar özellikle kış günlerinde aç bırakılmamış. Bütün bunların da vatandaşlar nezdinde yapılması dikkat çekici.
Doğal hayat ciddi oranda korunuyor. Nehir boyunca ve yerleşim yerlerinde sincaplar, tavşanlar, geyikler rahatça geziniyorlar ve kimse onlara karışmıyor. Hak ve hürriyetlerden hayvanlar da ciddi oranda olumlu etkilenmişler. Hayvanlara zarar vermek çok ciddi cezalar içeriyor.
Otoban yolculuğunda tarlada sürü halinde yaban geyiklerini gezinirken görmek mümkün. Bu da hayvan haklarının da ciddi oranda dikkate alındığını gösteriyor.
Denilebilir ki, bu Avrupa ülkelerinde İslamiyetin gereği olan pek çok emirler ve yasaklamalar uygulanmakta. Yani İslamiyet müjdesinin buralarda tahakkuk etmesine pek çok alt yapı hazırlanmış gibi.
İlginç olan, bisikletler kapı önünde kilitsiz, evlerinin bahçelerinde değerli eşyalar korunaksız şekilde kalabiliyor, hırsızlık diye bir şey ciddi oranda yok diyorlar. Olanlar da oralarda yerli olarak oturanlar değil, dışarıdan gelenler tarafından yapıldığı ifade ediliyor.
Karşı köyden (yerleşim) horoz seslerinin gelmesi sakin hayatın hüküm sürdüğünü gösteriyor.
İnsanların karşılaştıklarında tanısın tanımasın selam vermesi ve güzel dilekte bulunması oldukça anlamlı. İnsanların birbirlerine daha sağlıklı duygular taşımasına ve düşmanlık duygularının yok olmasına katkı sağlıyor.
**
Bu güzel anlatımların bir Avrupa ülkesine dönük yapılması, kendi ülkemizde konunun yoksunluğu karşısında insan üzülmüyor değil. Ama önemli olan hakikatlerinin yaşanması ise, bunun neresi olduğu çok da önemli değil diye kendimizi teselli ediyoruz.
Almanya’da varlığından haberdar olmuştuk, ama Avusturya’da da meyve bahçelerinin girişlerinde bırakılan küçük bir para kutusunun varlığı ve o bahçeden kendiniz meyve alabilirsiniz ve ücret de bırakabilirsiniz demeleri ve bu uygulamanın da Osmanlı yadigarı olarak isimlendirilmesi güzel bir kesit.
Grünburg nasipli bir yerleşim
Grünburg’taki Risale-i nur okuma programımız haftalarca önceden planlanmış. Ne zaman, nelerin yapılacağı planlanmış. Gündüzleri gezi, geceleri ise 19.00-23.00 arası dersler ve ikramlar şeklinde planlanmış.
Hemen hemen her geceye farklı yerleşim yerlerinden gençlerin gelmesi oldukça güzel oldu. Bu arada gençlerin de birbirlerini bu programlar için yalnız bırakmamaları yani birbirlerini takip etmeleri ve programa iştirak için adım atmaları oldukça güzeldi.
Aynı saatlerde bayanların da bayan dershanesinde programda olması, evlerin hemen hemen aynı duygularla dolmasına ve çocukların da bu programlardan olumlu etkilenmesine katkı sağlıyor.
Okuma programının hemen her aşamasının planlanması ve iş bölümü yapılması işlerin daha kolay ve rahat, düzenli yapılmasını netice vermiş.
Eğitim için gelen misafirlerin her akşam bir aileye yemek için davet edilmesi ve bu aşamaların da planlaması karşılıklı muhabbetin artmasına katkı sağladı.
Yapılan Risale-i Nur dersleri genel olarak; ibadet, Yirminci İhlas, Yirmi birinci ihlas, sıdk, muhabbet ve şevk gibi konular olması; hem iman, hem içtimai ve siyasi gibi içerikleri ele almaya katkı sağladı.
Bu yılki programımız biraz içe dönük bir mahiyet arzetti. Bu da rahat sorular sormayı ve birlikte cevaplar bulmayı netice verdi.
**
Program içerisinde pek çok yerleşim yerlerini gezme imkânı bulduk. Linz, Steyr şehirleri oldukça güzeldi. Linz, Avusturya’nın üçüncü büyük şehridir ve Tuna nehrinin iki yanına yerleşmiş durumdadır. Yaşar kardeşimizin ailesi ile bizim Yaşar ailemiz Linz’in tarihi mekânlarına gittik. Doğrusu insanın bulunduğu yerleşimi tanıması, yapılan programlara da katkı sağlıyor. O yerleşimin tarihinde nelerin olduğunu bilmek daha bilgi dolu adımlar atmayı netice veriyor.
Lins, toplu taşıma olarak tramvay ve otobüs hatlarının oldukça yaygın olduğu bir şehirdir. Burada tramvayla şehrin yüksekten görülebildiği mekânlarına giderek tefekkürler yapma imkânı bulduk.
Steyr şehri, Grünbug’a yaklaşık yirmi kilometre kadar. Şehrin tarihinde 1400’lü yılların tarihi eserleri var. Kiliseler şehirlerin kimliğinde oldukça belirgin bir yere sahipler. Nitekim Katolik Mezhebine bağlı topluluklar daha dindar bir yapı arz ediyor. Nitekim selamlaşırken bile, ‘Allah’a emanet’ anlamına gelen bir selamlaşma biçimini tercih ediyorlar.
Gecelerimiz geç saatlere kadar sohbetle geçiyordu
Her gün ortalama on, on beş kişi ile yaptığımız Risale-i Nur derslerinde hep birlikte istifadenin hazzını duyduk. Birbirinden farklı sorularla konunun değişik boyutlarını öğrenmiş oluyorduk. Her gün farklı semtlerden gelen genç kardeşlerimizle yapılan dersler adeta sadece yapılan ders saatlerini değil onun ötesinde bir tesir icra ettiğini hepimiz hissediyorduk.
GEZİ: SEBAHATTİN YAŞAR
[email protected]