Risale-i Nur referans olarak Kur’an’a dayandığı gibi Yeni Asya da referans olarak Risale-i Nur’a dayanıyor, Risale-i Nur’un ölçülerini esas alıyor, bu ölçüleri meşveret esasları dahilinde güncele uyarlayarak sağlıklı, sünnete uygun, istikametli bir yol izliyor.
HABER: SEYHAN ŞENTÜRK - SEDAT SERDAR
Fotoğraflar: Ömer Şenöz
Gazetemiz Yeni Asya’nın 54. kuruluş yıldönümü kutlama toplantısı ‘ders’ formatında, Güneşli’deki merkez binamızda gerçekleştirildi. İnternet üzerinden yayın yapan Euro Nur TV’den canlı yayınlanan programda Risale-i Nur ve neşriyat üzerinde duruldu.
***
54. yıl etkinliğimizin videosunu izleyebilirsiniz
***
MESAJLARI ZAMANLA DAHA İYİ ANLAŞILAN GAZETE
Toplantıda açış konuşması yapan Yeni Asya Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Atik özetle şöyle dedi:
"Üstad Bediüzzaman’ın ‘Matbuat lisanıyla konuşmak lazım’ arzusunun tahakkuku ve geniş alemde Risale-i Nurun tanıtılması için Zübeyir ağabeyin mihmandarlığında yola çıkılan sevdanın adı Yeni Asya’dır. 21 Şubat 1970’de şimdiye kadar neşredilen gazetelere benzemeyen gazetemiz meydana çıkmıştır. “Yeni Asya yazıyorsa doğrudur” sloganı bizim bayrağımız olmuştur. “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır” prensibiyle yola çıkılmıştır. Ne mutlu bize ki inhiraf etmeden yolumuza devam ediyoruz.
"Yeni Asya, 54 yıldır mesajları ve beyanları zamanla daha iyi anlaşılan bir gazete. Yeni Asya, hak ve hakikati baş tacı yapan, haksızlıklara karşı duran, insan haklarını her yerde ve her zaman savunan, hakperest, demokrat bir gazete.
“Harici ve dahili darbelerle önü kesilmek istenen bir yayın organı Yeni Asya. Ama Allah’ın inayeti ile ve okuyucularının desteğiyle yoluna devam eden bir gazete.
"Bugün gazetemizin 54. kuruluş yılını kutluyoruz. Bu aynı zamanda Risale-i Nur’un geniş daireye tanıtılmasının da bir yıldönümü. Şu bir gerçektir ki Yeni Asya’yı okusun ya da okumasın gazetemiz herkesi ve her kesimi okuyor, anlamaya çalışıyor. Gazetemizin her sayfasında toplumun hal ve gidişatını okuyan, milletin birliği sağlamaya çalışan reçeteler vardır.
“Bundan sonraki en büyük hedefimiz, internet ortamında da hizmetlerimizi en üst seviyeye çıkarmak, oralara da taşımaktır. Allah’ın izniyle Nisan sonuna kadar tüm hizmetlerimizi dijital ortama taşımış olacağız.
"15 Temmuz hadisesinin faturasını gazetemize ve okurlarımızı çıkarmak isteyenlere de bir çift sözümüz var. Bizler Üstadımız Bediüzzaman’dan aldığımız dersle devlet idaresine hiçbir zaman karışmadık, karışmıyoruz. Ama devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini Kur’an tefsiri Risale-i Nur’dan aldığımız dersle anlatmaya çalışıyoruz. Demokrat insanlara nokta-i istinat oluyoruz. Zira bu memleket hepimizin. İnancımız odur ki, herkes, her şeyi deneyecek ve sonunda Risale-i Nur’a teslim olacaktır. Bizim vazifemiz ve düsturumuz ilahi emirleri ikna ile topluma mal etmeye çalışmaktır.
“Son günlerde gündemi meşgul eden deprem konusunda da hepimizin, memleketimizin ve İslam aleminin alacağı dersler vardır. Küre-i arz, Rabbimizin emri doğrultusunda hareket ediyor. Zalimlerin zulmüne karşı çıkmadıkça bu uyarılar devam eder.
“Bu gazetenin tanınmasına ve tanıtılmasına yönelik her türlü çalışmaya bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.”
İLAHİ İNAYET İHLAS VE TESANÜDLE GELİR
İlk dersi yapan gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz Külliyattaki bahislerden bölümler okuyarak özetle şunları söyledi:
"Çağın hastalıklarına Kur'ani bir reçete olan Risale-i Nur, bela ve musibetlere iman perspektifiyle nasıl bakmamız gerektiğini de tarif ediyor. Allah'ın rahmet ve hikmetinden daha ileri bir rahmet ve hikmet olamayacağını ifade ile, bu afetlerin arkasında birçok hikmet ve rahmet tecellisinin bulunduğunu; böyle afetlerde vefat eden masumların şehit, zayi olan mallarının sadaka hükmünde olduğunu açıklıyor.
"Risale-i Nur, talebelerine bütün şartların aleyhte olduğu en zor zamanlarda bile eksilmeyen bir hizmet şevki ve dinamizmi kazandırıyor ve böylece Kur'an'da övülen sıfatlara mazhar kılıyor. 'Ehl-i dünyadan hiçbir yerde himaye görmeden, belki tehacüme hedef olmakla beraber yalnız başlarıyla müşkülat içinde envar-ı Kur'aniyeyi neşretmeleri' ve 'zahiri mağlubiyetleri içinde manevi galebeleri, metanetleri ve haklarında yapılan müthiş imha planını akim bırakan ihlasları, metanetleri ve kuvve-i maneviyeleri' gibi.
"İhlas ve tesanüd üzerine bina edilen bir şahs-ı manevide toplanan bu vasıflar, meşveret ve şura ile tesis ve tahkim ediliyor. Ve bu manaların tahakkuku nisbetinde İlahi inayet tecelli ediyor. Barla'daki ilk dönemde de, sonraki süreçte de, günümüzde de bunun örnekleri yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.
"Üstad bir Kastamonu mektubunda çoktandır beklediği bir gelişmeyi, Nur Talebelerinin istişare suretiyle eserlerin basımına çalışmaları olarak ifade ediyor. Bir Emirdağ mektubunda ise Risale-i Nur'un matbuat lisanıyla konuşması zamanının geldiğini belirtiyor.
"Eğer şartlar elverseydi Yeni Asya Üstadın sağlığında çıkardı. Ama Üstad gazete çıkarma vaktinin daha sonraki tarihlerde geleceğini ve bu vazifenin Zübeyir Ağabey tarafından yerine getirileceğini söylüyor. Öyle de oluyor. Zübeyir Ağabeyin mihmandarlığında çıkan İttihad ve ardından Yeni Asya, Mehmet Kutlular, Mustafa Polat, Bekir Berk, Sadullah Nutku'nun ve daha birçok isimsiz kahramanın dahil olduğu bir hizmet kervanı tarafından bütün zorluk ve engeller aşılarak bugünlere getiriliyor.
"Bu bayrağı bundan sonra dalgalandırmasını beklediğimiz genç kadro, Fidanlık ekimizle kendisini gösterdi. Bu arkadaşlarımızın inşaallah günlük işleyişe de dahil olarak bu hizmetteki yerlerini almalarını bekliyoruz."
Güleçyüz internet portalımızın en son güncel izlenme istatistiklerini aktararak dersini tamamladı.
YENİ ASYA’NIN DURUŞU RİSALE-İ NUR MESLEĞİYLE TAM UYUMLU
Programda verilen çay arasından sonra Risale-i Nur’dan bir bölüm okuyan Prof. Dr. İlyas Üzüm de şöyle konuştu:
"Risale-i Nur Kur’an'ı referans alarak akıl ile kalbi, ilim ile dini birleştiren bir usûl takip ediyor. Tıpkı Kur’an’ın takip ettiği usûl gibi. Dolayısıyla Risale-i Nur usûl ve asıl olarak -kelimenin tam anlamıyla- Kur’an mesleğini izliyor. Yine Risale-i Nur Kur’an’ın ‘bütünlüğünü’ dikkate alarak -ihtiyaç ve dindeki ağırlığı ile orantılı olarak- inanç ve ibadet konularından sosyal ve siyasi konulara kadar temellendirmeler yapıyor, işaretlemelerde bulunuyor.
"Risale-i Nur’u okuyan kişi ve çevreler onun bu mesleğinden hissedar olmakla beraber, bir bütün halinde bakıldığında Yeni Asya’nın bu mesleği aynı bütünlük içinde yansıttığı gözleniyor. Zira Risale-i Nur referans olarak Kur’an’a dayandığı gibi Yeni Asya da referans olarak Risale-i Nur’a dayanıyor, Risale-i Nur’un ölçülerini esas alıyor, bu ölçüleri meşveret esasları dahilinde güncele uyarlayarak sağlıklı, sünnete uygun, istikametli bir yol izliyor.
"Yeni Asya’nın Risale-i Nur’daki hakikatleri çeşitli seviye ve formatlarda yansıttığı, Risale-i Nur’un ve Nur Talebelerinin hukukunu koruduğu, demokratlara “nokta-i istinat” olduğu, millet iradesine vurgu yapıp darbelere karşı çıktığı, hakikatin hatırını âli tutarak hiçbir merciye teslim olmadığı, bedeli ne olursa olsun hakkı ve adaleti savunduğu açıkça görülüyor. 12 Eylül’de, 28 Şubat sürecinde kapatılmaya maruz kaldığı, “Deprem ilahi ikazdır” dediği için Mehmet Kutlular’ın hapse mahkum edildiği, yaşanan son süreçte resmi ilandan mahrum bırakıldığı… halde istikametinden hiçbir şekilde taviz vermemesi onun hakkaniyetini gösteriyor.
"Bediüzzaman’ın Kur’an’daki şûra ve meşveret ayetleri çerçevesinde birçok Lahika mektubunda demokratlığa vurgu yaptığı biliniyor. Yakınlarda Risale-i Nur’a nüfuzu bulunan bir arkadaş grubu Risale-i Nur’u tarayarak Bediüzzzaman’a göre demokrasinin kriterleri ya da demokratların özellikleri diyebileceğimiz tespitlerde bulundular. Her birinin Risale-i Nur’daki yerini veya yerlerini göstererek bunları 17 madde halinde sıraladılar.
Bu tespitlerden bazıları şöyle:
"a) Demokratlar parlamenter sisteme taraftar olup tek adamlığa karşıdırlar, b) hürriyeti esas alırlar, hürriyetçidirler, c) dini siyasete alet etmezler, d) kanun hakimiyetini savunurlar, e) muhalefete, eleştiriye açık ve saygılıdırlar, f) her işte şeffaflığı savunurlar, g) atamalarda ehliyet ve liyakati esas alırlar, h) kavmiyetçiliğe/ırkçılığa karşıdırlar, i) ekonomide hür teşebbüs taraftarıdırlar, j) sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımları adilanedir, k) Diyanet’in özerk olmasını savunurlar…
"Şimdi Risale-i Nur’da demokratların özellikleri olarak tespit edilmiş olan bu prensipleri güncel siyasete uyarladığımızda nasıl bir tablonun ortaya çıktığı, çıkması gerektiği aşikardır. Bilebildiğim kadarıyla Risale-i Nur okuyan muhitler içince güncel siyasi gelişmelere bu prensipler ışığında bakan, siyasi tutum ve tercihini bu doğrultuda belirleyen muhit olarak Yeni Asya görülüyor. Bırakalım sadece Risale-i Nur okuyan grupları Kur’an’ın verdiği ders olarak bütün müminleri iman kardeşi olarak görmek, sevmek, dua etmek gerekiyor; bunda şüphe yok. Ama bir aidiyet kaygısı olmaksızın hak ve hakikat adına Yeni Asya’nın bu duruş ve bu tutumunun Risale-i Nur’daki ölçülerle tam bir tetabuk içinde olduğunu kaydetmek gerekiyor.
"Sonuç olarak içeriden bakan bir fert olarak değil, içeriden ve dışarıdan objektif olarak bakmaya çalışan bir fert olarak Yeni Asya’nın Risale-i Nur’un meslek ve meşrebini büyük bir duyarlılık içinde devam ettirdiği gözlemlenmektedir."
BAŞKARCI’DAN KUR’AN VE DUA
Program, Mustafa Başkarcı’nın okuduğu Kur’an-ı Kerim ve dua ile sona erdi. Programa katılan okuyucularımız, “Daha nice istikametli yıllara” duasında bulundu.