Bir devletin, başka bir devlet nezdinde övülmesi elbette önemlidir, ancak hangi noktadan övüldüğü de bir o kadar mühimdir. Avrupa ülkeleri “Türkiye dünya örnek oldu. Hak, hukuk ve adalet yolunda çok hızlı yol aldı. İslam dünyasına da örnek oldu” demiş olsaydı elbette bu beyan çok çok daha önemli olurdu. Bunun yerine ülkemizin sadece ‘askerî gücü’ sebebiyle övülmesi acaba bizi ne kadar sevindirmeli?

Nitekim, görevden ayrılan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, yaptığı ve on yıllık görev süresini değerlendirdiği konuşmasında üye devletleri ittifakın kurucu değerlerine ve transatlantik ilişkilerin devamlılığına sahip çıkmaya çağırmış. Stoltenberg veda konuşmasında, Avrupalılar için “NATO olmadan kıtada güvenlik olmadığını” belirterek, “Güney’de Türkiye, Kuzey’de Norveç ve Batı’da ABD, Kanada ve İngiltere olmadan Avrupa kıtasının güvenliğini öngörmek imkânsızdır,” demiş.

İlgili haberde şu bilgiler de var: “Barış için bedel ödemeye istekli olmalıyız,” diyen NATO Genel Sekreteri, üye devletlerin gelecek yıllarda GSYH’nin yüzde 2’sinden çok daha fazlasını savunmaya harcamak zorunda kalacaklarına işaret etti. İkinci ders olarak “özgürlüğün serbest ticaretten daha önemli olması” olduğunu ifade eden Stoltenberg, Rusya’ya enerji bağımlılığı geliştirilmesine benzer bir hatanın Çin ile yapılmaması gerektiğini vurguladı. “Askeri gücün diyalog için ön koşul olması” olduğunu dile getiren Stoltenberg, Ukrayna’dan bahsederken ülkenin NATO’ya her zamankinden daha yakın olduğunu vurguladı ve ittifakın kapısının açık olduğunu ve Ukrayna’nın katılacağını belirtti. Stoltenberg, “Ukrayna’ya daha fazla silah vererek Putin’in istediğini güç kullanarak elde edemeyeceğini anlamasını sağlayabilir ve bunu o kadar maliyetli hale getirebiliriz ki, böylece Ukrayna’nın egemen demokratik bir ulus olarak var olma hakkına sahip olduğunu kabul etmek zorunda kalacaktır,” ifadelerini kullandı. Stoltenberg NATO’nun başında geçirdiği on yılın ardından bu ayın sonunda Genel Sekreterlik görevinden ayrılacak. Stoltenberg yerine eski Hollanda başbakanı Mark Rutte, 1 Ekim’de Genel Sekreterlik görevini devralacak. (tr.euronews.com/, 20 Eylül 2024)

Avrupa ve dünya liderlerinin “Türkiye olmadan olmaz” sözlerini biraz ihtiyatla karşılamak ve esas zenginliğin “Hak, hukuk ve adaleti yerleştirmiş ülke olmak olduğunu” görmek durumundayız. Buna ilave olarak askeri gücün de olması elbette “nurun ala nur” olur. Fakat “hak, hukuk ve adalet”de arzu edilen seviyeye çıkamayan bir ülkenin sadece “askeri güç” ile övünmesi ve övülmesi çok da arzu edilen bir durum olmasa gerek. Bizden kısa bir hatırlatma...