Virüs salgını iş dünyasınıda etkiledi. Bilhassa küçük işletmeler bir süreliğine kapılarına kilit vurmak durumunda kaldı.
Bu tablonun ne kadar devam edeceği de tam bilinmiyor. Kısmî sokağa çıkma yasağı uygulanıyor olsa da, daha uzun süreli ‘tam kapanma’nı şart olduğunu söyleyenler de var.
Nitekim Almanya 16 Aralık Çarşamba günü itibariyle 10 Ocak’a kadar tam kapanmaya gideceğini duyurmuş. Buna göre Almanya’da okullar kapanacak. Zarurî ihtiyaçları sağlayan market, eczane vb yerler hariç bütün mağazalar ve dükkânlar kapısına kitil vuracak. Benzer tedbirler ülkemizde de uygulanır mı bilemeyiz.
Ankara’daki sanayi ve ticaret temsilcileri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde yürüttükleri çalışmaları ve ileri dönemde gerçekleştirilebilecek proje ve fikirleri ele alan bir toplantı düzenlemiş.
Ankara Kent Konseyi (AKK) Sanayi ve Ticaret Çalışma Grubunun çevirim içi organize ettiği “Pandemi Döneminde Ankara’da Sanayi ve Ticaret” toplantısına sanayi ve ticaret camiasının yetkilileri katılmış.
Koronavirüs salgını günlerinde işletmelerin yaşadığı sıkıntılara değinen ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, şu değerlendirmede bulunmuş: “(Sağlığına karşı tedbir olarak) Kapatılan firmalar gel-al ve paket servisle, yalnızca çok küçük bir iş hacmiyle çalışıyor. HES koduyla bu firmalarımızın açılmasını talep ediyorum. Devletimiz kuralları koysun, yapılması gereken her şeyi yapalım. Bu kurallara uymayanları ağır şekilde cezalandıralım, ama lütfen 15 bini aşkın işletmeyi kapısına kilit vurmak zorunda bırakmayalım. Lütfen destek verelim, HES koduyla bu firmalarımızı açalım.”
Türkiye’nin bütün pazarlara yakın olması sebebiyle lojistik açıdan çok büyük bir avantaja sahip olduğuna işaret eden Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir de şöyle demiş: “Altyapımızı güçlendirmemiz lâzım. Ankara’da yabancı yatırım yok denecek kadar az. Ankara’yı yatırım açısından cazip hale getirmemiz şart. Başkentte bir üretim ve kalite kültürü var. Üretici yüzümüzü dünyaya duyurmalıyız.”
Yapısal reformların hayata geçirilerek 2021’in yeni bir başlangıca çevrilebileceğini belirten Ankara Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yavuz da, “Bu tip krizler yarın tekrar olmayacak diye bir şey yok, önemli olan ders çıkarmak. Biz dünyanın merkezindeyiz, her yere 3-4 saatlik uçak mesafesiyle ulaşabilir konumda, 50 trilyon dolarlık ticaretin göbeğindeyiz. Belki de pandemi bu dönemde bize bu fırsatı kazandırır ve tabloyu olumluya çevirebiliriz” tesbitini dile getirmiş.
OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM OSB) Başkanı Orhan Aydın ise şöyle demiş: “Ankara olarak kendi kendimize nasıl yeterli hale gelebiliriz bunu konuşmalıyız. Ankara’da 1400 civarı köy-kasaba var. Her sivil toplum kuruluşuna bir köy zimmetleyerek, bu köydeki tarım ve hayvancılığı geliştirelim. Ankara kendi kendine yeten bir kent haline gelsin.” (AA, 13 Aralık 2020)
Bazı ülkelerin ‘kapanma’yı tercih ettiği günlerde bazı işletleri açmak ne derece isabetli olur ayrı bir mesele, ama salgınla mücadelede dahi ‘yapısal reform ihtiyacı’nın hatırlatılması isabetli olmuştur. Aynı şekilde bundan sonra da benzer sagınların olabilecği ve bu sebeple bu salgından gerekli ibret ve dersleri almak gerektiği tesbiti yabana atılmamalı.
1400 civarında köy ve kasabası olan Ankara’nın tarımı hatırlamış olması da dikkat çekici. Şehirlere göçü teşvik ederek tarımı öldürenler acaba şimdi ne düşünüyordur? Sanayi ve iş dünyasının penceresinden bakıldığında da ‘reform’ ihtiyacı görülüyorsa bu yolda yürümek icap eder vesselâm.