Medya, siyaset ve sivil topluma yönelik sindirme ve susturma amaçlı gözaltı ve tutuklama furyasına LGBT savunucularının da dahil edilmesi üzerine, bu konuya yaklaşımımızı bir kez daha dile getirmemiz gerekiyor.
Hemen belirtelim ki, LGBT meselesi fıtratı ve ahlakî değerleri dışlayan bir hürriyet anlayışının doğurduğu bir sonuç.
Elbette ki hayatın tamamını kuşatan bir prensipler bütünü olan ahlâkı cinsellikle sınırlamak doğru değil. Dürüstlük, samimiyet, vefa, diğergâmlık, kul hakkına riayet, sevgi, saygı, fedakârlık, bencillikten uzak durmak, kimseye kötülük yapmamak ve daha nice ahlâk kuralının içselleştirilip yaşanması şart.
Bu bütünlük içinde cinsel ahlâkın da kuralları var. Karşı cinslerin fıtrî beraberliğinin evlilikle kurulması, farklı cinslerin yaratılıştan gelen orijinal özelliklerinin korunması gibi.
Cinsel özgürlük adı altında evlilik dışı birlikteliklerin ve çoğunlukla tedaviye ihtiyaç gösteren cinsel sapmaların özendirilmesi ve teşvik edilmesi kabul ve tasvip edilemez.
Bu sapmalara demokratik hak gözüyle bakılamayacağı gibi, evlilik dışı ilişkiler de, aynı cinstekilerin evlilikleri de yasallaştırılamaz.
İslâm da, diğer semavî dinler de buna müsaade etmez. Nitekim yakın zamanda Vatikan da bu istikamette bir açıklama yayınladı.
Ama ne yazık ki, aileyi çökertmeyi ve cinsleri fıtrattan uzaklaştırarak dejenere etmeyi hedefleyen çabalar özellikle Batı toplumlarında çok mesafe almış ve LGBT hakları adı altında bir kategori oluşturulup, ABD ve AB yönetimlerince de takibe alınmış durumda.
Fıtratı bozmayı amaçlayan komitelerin her türlü desteğiyle yaygınlaştırılmasına çalışılan bu sapmayı “demokratik bir hak” olarak dayatma çabalarına karşı ahlâkî değerler ekseninde küresel bir dayanışmaya ihtiyaç var.
Bu sapmanın mümkün olduğunca tedavisine çalışılmalı; aile ve toplum değerlerinin dejenere olup tahribini netice verecek yaygınlaştırma çabalarına ise izin verilmemeli.
İşin insanî ve hukukî boyutunda ise Prof. Dr. Zeki Bayraktar’ın “LGBT bireylerin yaşam, sağlık, hukuk gibi hakları güvenceye alınmalı; ama bu hakları istismar eden aktivitelere müsaade edilmemeli” şeklinde dile getirdiği yaklaşım çerçevesinde hareket edilmeli.
Çıkış yolu bu dengede.