Deprem ve her türlü tabiî afetler dünyanın her yerinde meydana gelir ve geliyor.
Asya’dan Avrupa’ya her ülkede akla gelmeyen felâketler başa geliyor ve gelebilir. Esas mesele bu ve benzeri afetlere karşı gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığıdır. Eğer devlet ve millet üzerine düşen tedbirleri almış ise mesele yok.
Türkiye için konuşulması ve tartışılması gereken konu da budur: Başta deprem olmak üzere afetlere karşı tedbirler alındı mı?
Bu soruya karşı hangi insaf ehli kişi “Evet, her türlü tedbirler alındı. Deprem ve afetlere karşı hazırlıklıyız” diyebilir?
Bilhassa deprem hazırlıkları konusunda tamamen hazırlıksız olduğumuz söylenebilir. Ayrıca bu konuda kendimizi savunma hakkımız da yok. Şöyle ki, Japonya’da meydana gelen bir depremde bir tek bina yıkılmıyor ve belki bir iki kişi ölüyor ve aynı büyüklükte bir deprem İstanbul ya da Türkiye’nin her hangi bir şehrinde meydana geldiğinde binlerce bina yıkılıyor ve 10 binlerce insan ölüyorsa bunun savunması, bunun bahanesi olabilir mi? Bazen “Japonya’da 7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi” şeklinde bir haber duyuluyor ve hemen “Kaç kişi öldü?” sorusu akla geliyor. Bakıldığında çoğu zaman bir kişinin dahi ölmediği anlaşılıyor. Yahu, Japonya’da ölüm sebebi olmayan bir deprem, nasıl oluyor da Türkiye’de ya da başka bir ülkede binlerce kişinin ölümüne sebep oluyor? Demek ki mesele depreme karşı tedbir alıp alınmaması meselesidir. Japonya’da ölüm sebebi olmayan bir deprem, niçin ülkemizde ölüm sebebi olsun? Bu bakımdan depreme dayanıklı bina yapmak ve gerekli tedbirleri almak meselesi tartışma konusu dahi olamaz. “Tedbir almak pahalı, o bakımdan biz tedbir almadık” denilebilir mi? Böyle bir bahane de kabul edilemez.
O halde yapılacak iş bellidir: Dünyanın her hangi bir yerinde ölüm sebebi olmayan depremlerin ülkemizde de ölüm sebebi olmaması için gerekli olan her türlü tedbirleri almak şarttır. Bu tedbirlerin kaç liraya mal olacağı önemli değildir. Türkiye her ne kadar çok zengin değilse de, depreme karşı tedbir alamayacak kadar da fakir değildir. Mesele, Türkiye’yi idare eden idarecilerin tercihine bağlıdır. İsrafa ayrılan para deprem ve tabiî afetlere karşı tedbir almaya ayrılsın! Hem, icap ettiğinde yeni vergiler ihdas ediliyor. Sırf bu iş için yeni ve geçici vergiler dahi ihdas olsa millet itiraz etmez. Ancak deprem tedbirleri için toplanan vergilerin başka yerlerde kullanılmaması şartıyla.
Ne yazık ki Türkiye’yi idare edenler yapması gerekenleri yaptıklarında bununla övünüyor ve millete “Bakın şu işi yaptık. O halde bize mahkumsunuz” tavrı takınıyorlar. Zaten o işleri yapmak sizin vazifeniz değil mi? Kişi, işini yaptığı için milletten ‘övgü’ bekler mi?