Türkiye’yi idare edenlerin en başarılı oldukları nokta, yanlış ve aldatıcı bilgilerle milleti oyalamaktan ibarettir. Senelerden beri “aldatarak iş görme” metodunu uyguluyorlar. Kontrol altındaki medya ile de bunu iyice takviye ediyorlar.
Aldatarak iş görme adetinin en çarpıcı misallerinden biri de seneler önce ilan edilen “2023 hedefleri”ydi. 2010’lu yılları düşünün. İktidar 2023 için büyük hedefler ortaya koymuş ve “Biz bu hedeflere ulaşacağız, ama bugün için biraz sıkıntı çekmeniz lazım. Şimdilik sesinizi çıkarmayın” anlamına gelecek söz ve fiillerde bulunuyor. Türkiye ve dünya şartlarını bilenler, ilan edilen 2023 hedeflerinin hayal olduğunu söylüyor, ama vatandaş iktidarın ‘oyalama ve boyalama’ sözlerine inanıyor. Elbette 2023 için ilan edilen hedeflere ulaşmayı herkes ve hepimiz isteriz. Fakat bu hedeflere çalışmadan, milletin yanıltarak ve rakamlarla oynayarak ulaşmak mümkün değildi ki! “Bu şartlarla, bu çalışmalarla, bu israfla ilan edilen 2023 hedeflere ulaşmak zor” dedikçe “Yok, siz iktidarı kıskanıyorsunuz. Bakın işte başbakan ya da cumhurbaşkanı bunu ilan etti. Filan ekonomist de destekledi. Hem bütün dünya bizi kıskanıyor. Siz de kıskananlardansınız” gibi itirazlar duyuluyordu. Hatta o günlerde “ihracat rakamları” her ay bir ilde düzenlenen toplantılarla açıklanıyordu. Böyle bir toplantıda ihracat noktasındaki 2023 hedeflerinin tutmasının mümkün olup olmadığı ilgililere soruldu, cesaretle “Tutar, mümkündür, o hedefe ulaşacağız” denilemedi. Ancak bunu ilan etmek cesaret işiydi ve kimse çıkıp da “Bu hedefler hayalidir” diyemedi. Elbette itiraz edenler oldu, ancak onlar da çeşitli ‘damgalama’larla susturuldu.
Yine bir ‘oyalama ve boyalama’ ile karşı karşıyayız. Bir bakan TV’ye çıkıp canlı yayında özetle, “Türkiye’de kuyumcuların ortalama aylık beyan ettiği gelir 16 bin TL. Doktorların beyan ettiği gelir 27 bin TL, Avukatların 17 bin TL. Biz bunların üzerine gidip tam olarak vergi alacağız ve dolayısı ile de vergi kacağını önleyip ülkemizi krizden çıkaracağız” demiş.
Bu beyan üzerine harekete geçen “trol”ler ise, “Bakın işte! Büyük vergi kaçağı tespit edildi. Artık vergiler tam alınacak ve kriz sona erecek” demek suretiyle; yaşanan ekonomik sıkıntıları “az vergi veren” kuyucu ve benzeri iş kolundakilere havale etmiş.
Bakanın dile getirdiği hadise doğru olabilir. Fakat bu meseleyi tespit etmek için 20 yıldan fazla beklenmiş olmasını kim ve nasıl izah edecek? İlgili bakan ‘dün’ mü o makama geldi? Ya da 3 yıl veya 5 yıl önce Türkiye’deki iktidar başka bir siyasi partiye mi aitti?
Kuyumcu, avukat, doktor ve benzeri meslek sahiplerinin az vergi verdiği belki de 50 yıldır konuşulur. Bu konuşmalar doğru da olabilir. Ancak mesele konuşmakla değil, icraatla halledilir. Türkiye’yi tek başına hem de 20 yıldan uzun bir süredir idare eden iktidarın bakanının bu sözleri bugün söylemesi tam anlamıyla bir “oyalama ve boyalama”dan ibaret değil midir?
Lütfen, “aldatarak iş görme” alışkanlığını bırakınız vesselam.