"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kapımızdaki tehlike: Madde bağımlılığı

04 Aralık 2014, Perşembe
Bir uzak devrin masalı gibiydi belki de madde bağımlılığı, esrar ve eroin… Filmlerde izlenir, ah-vah çekilerek geçiştirilirdi bu beyaz ölümün hikâyeleri. Ne yazık ki artık sanıldığı kadar da uzak değil. Birbiri ardına kaybedilen gencecik canlar da bu kara tablonun en açık ve en bariz bir göstergesi.

BİR KEREDEN ÇOK ŞEY OLUR

Bonzai; içeriğinde birçok kimyasal maddeyi barındıran sentetik bir uyuşturucu çeşidi. Evet.. “Bir Nefesten bir şey olmaz, alışkanlık yapmıyor!” diye başlanıyor ve aslında her ne oluyorsa, işte o bir nefesten sonra oluyor! Yazılı ve görsel medyada; televizyonda, gazetelerde, sosyal paylaşım sitelerinde neredeyse hemen hemen her gün karşılaştığımız “Bonzai” haberleri ise “Nereye gidiyoruz?!” sorusunun en önemli etkeni! Bir nefes, iki nefes diye başlanılan bu maddelerin ardından gelen içler acısı çöküş hikâyeleri… Araştırmalara göre, özellikle sentetik uyuşturucuların kullanımı bütün dünya genelinde yüzde üçyüz oranında artış göstermiş durumda. Maliyet düşüklüğü, üretim kolaylığı ve alıcıya rahat ulaştırmak bunun en önemli sebebi olarak görülüyor. Bu hain tuzağın avı ise, kendi keşfini tamamlayamamış, duygu ve düşüncelerini zihninde ve ruhunda henüz oturtamamış genç nesil oluyor maalesef! Bu durum ise, insanlığın önündeki en önemli meselelerden birisi… Günümüzde AMATEM dışında özel kliniklere dahi ortalama olarak haftada 6-7 hastanın geldiği söyleniyor yetkililer tarafından. Bağımlılık konusunda toplumsal olarak bir başıboşluk gözlemleniyor ve “Benim başıma gelmez!” düşüncesi hâkim durumda nedense... 

BENİM ÇOCUĞUM ASLA KULLANMAZ!

Merdiven altlarında, tuvaletlerde, bodrum katlarında bile kolaylıkla hazırlanabilen; okul önlerinde, kantinlerinde, sokakların köşe başlarında dahi rahatlıkla satılır hale gelen “Bonzai” için, ailelerin en büyük yanılgısıdır belki de; “Benim çocuğum asla kullanmaz!” düşüncesi! Uzmanların üstüne basa basa yaptıkları uyarılardan biri, bu düşüncenin yanlışlığıdır. Uzmanlar kullanım yaşının neredeyse 14 yaş altına düştüğünü söylüyor ve uyuşturucu madde bağımlısının maddî imkânlarının yetersiz kaldığı noktada uyuşturucuyu temin edebilmek için, hırsızlık-gasp başta olmak üzere, daha birçok suça teşvik ettiğini belirtiyor. Ufak el harçlıkları ile başlanılan bu yol, yüksek boyutta suç oranları ile nihayet buluyor. Aileler, uzmanlar tarafından, çocuklarının harcamaları ve okul harçlıklarının takibi noktasında özellikle uyarılıyorlar. Gitgide artan, nereye harcandığı belli olmayan ve bir süreklilik arz eden bu harcamaların madde kullanımı noktasında bir ipucu olması üzerinde ısrarla duruluyor. Madde kullanımına başlangıç noktası olarak ise “yakın arkadaş” faktörü en etkin rol olarak gösteriliyor. İlk kullanımda ölüm olaylarının yaşandığı da açıklamalar arasında yer alıyor!.. 

TOPLUMSAL BİR DAYANIŞMA VE BİR ŞUUR UYANMASI GEREKİYOR

Sağlık Bakanlığı’nın, Emniyet Müdürlüğü’nün yanı sıra AMATEM, Yeşilay ve daha birçok sivil toplum kuruluşunun artan madde bağımlılığı konusundaki çalışmaları hız kazanmış durumda. Ülkemizde uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisi için kurulan merkezlerin yetersiz kaldığı, özel kliniklerin de çok fazla yardımcı olamadığı günümüzün acı gerçeğidir maalesef! Tedavi olmak isteyenlere tedaviye başlamak için en az 3-4 ay sonrasına gün verilmesi de bu acı tablonun göstergesidir. Sağlık kuruluşlarımızda madde bağımlılığıyla alâkalı yeterli donanıma sahip yetişmiş personelimizin bulunamaması ise olayın sıkıntılı başka bir boyutudur. Dünya genelinde bu anlamda çok ciddi çalışmalar yapılırken, Türkiye olarak madde bağımlılığı anlamında çalışmaların çok daha gerisindeyiz. Tedavi merkezlerinin yeterli hale getirilmesi acil olarak çözülmelidir. Ancak bu konuda en küçük birim olan aileden başlayarak toplumumuzun her bir birimine ciddi anlamda iş düşüyor. Her bir birimin bu anlamda elini taşın altına koyması gerekiyor. “Nasıl olsa bize dokunmuyor!” anlayışı güdülürse eğer, gün gelir ucu bize de dokunur. En sevdiğimize dokunur! Bu toprakların çocukları kirli oyunlar ile zehirleniyor ve korkarız ki bir elbirliği olmazsa çok daha acılı günler bizi bekliyor. İlk kullanımda ölüm olaylarının yaşandığı da açıklamalarda yer alıyor. Vatandaş olarak çözümü hep dışarıdan istemek ve beklemek yerine, fert fert çok daha dikkatli olmak, sivil toplum örgütlerine maddî ve manevi destek vermek gerekiyor... Bu yazı dizimizde toplumumuzu tehdit eden “Kapımızdaki Tehlike”yi uzmanlarıyla görüştük. Bu “tehlike”ye kapılan mağdurların kurtuluş hikâyelerini dinledik. Çaresi olan bu “tehlike”yle ilgili bir bilinç oluşması duasıyla...

Yeşilay Başkanı Karaman: Topyekûn mücadele gerekli

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman dünya genelinde yaklaşık 243 milyon kişinin kullandığı açıklanan uyuşturucu maddelerle ilgili mücadelenin tek bir kurum veya mercinin işi olmadığını, kamu, özel sektör ve sivil toplum gibi birçok paydaşın ortak çabasını ve uzun soluklu bir programın tavizsiz uygulanmasını gerektirdiğini söyledi. Karaman, “Vatandaşlarımız da sadece çözümü istemek ve beklemek yanında, sivil toplum örgütlerine maddî ve manevî destek vermelidir. Bağımlılıkla mücadele çabalarına sivil toplumun entegrasyonu, madde bağımlılığı sorununda ‘talebi azaltma ve rehabilitasyon’ alanlarında daha hızlı ve yaygın bir sonuç almayı beraberinde getirecektir.”
Sentetik kannabinoidlerin ülkemizde ve dünyada yeni bir illegal madde kullanımı şekli olarak yaygınlaştığını açıklayan Karaman, “Bonzainin de içinde bulunduğu yasa dışı madde kullanımı da elbette ki en önde gelen halk sağlığı sorunlarından biridir ve önleme, tedavi ve rehabilitasyon alanlarında bütüncül politikalara ihtiyaç duyulmaktadır. Koruyucu ve önleme temelli programlar planlanırken soruna neden olan kişisel ve çevresel faktörlere yönelik yerel ve ulusal düzeyde çalışmalar yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

Öğretmenlere büyük görev düşüyor

Sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerin kullanım yaşının gittikçe düşmesi ve bu maddelerin hızla yaygınlaşması okullar için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman, okulların açılmasıyla birlikte öğrencileri bekleyen bağımlılık tehlikesine, çocukların yeterli bilgi sahibi olamamaları, merak, özenti ve kendini ispat etme içgüdüleriyle kapılmalarına önlem olarak eğitimcileri bilinçli olmaya davet etti.

Öğretmenler dikkat!

Öğretmenlere çağrıda bulunan Karaman, çocukların aileden sonra ikinci yuvasının okul olduğunu belirterek, “Söz ve davranışlarıyla öğrencilere rol model olması öğretmenlerin dikkat etmeleri gereken en önemli meseledir” diye konuştu.

Sigara içmeyin…

Karaman, topluma örnek olacak meslek mensuplarının başında gelen öğretmenlerin sigaradan özellikle uzak durmasının şart olduğunu vurguladı. Öğretmeninin sigara kullandığını gören öğrencinin sigaraya başlamasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Karaman, şunları kaydetti: “Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta da sigaranın alkol, uyuşturucu gibi diğer maddelere geçişe yol açmasıdır. Özgürlük adı altında gençlerimize sunulan ve onları bağımlılık endüstrisinin ağına düşüren arayışları bir ideal etrafında birleştirip, yarınlarımıza fikri, ahlakı ve şahsiyeti sağlam gençler yetiştirmek için onları sorumluluk sahibi kılmak eğitimde birinci hedefimiz olmalıdır.” Yeşilay.org.tr

Bağımlılık klinikleri geliyor Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, uyuşturucunun, yanında bağımlılıkla mücadelenin önümüzdeki dönemde en önemli konu başlıklarının arasında olduğunu belirterek, uyuşturucuyla mücadelede 8 bakanlıkla birlikte çalışma yaptıklarını söyledi.

Koruyucu ve önleyici tedbirleri önemsediklerini vurgulayan Müezzinoğlu, önleyici tedbirlerde daha çok İçişleri Bakanlığı’nın narkotik timleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın da gümrük kapılarından uyuşturucunun takibinde ve bulunmasında bütün dinamikleri sağlayacağını kaydetti.
Sağlık Bakanlığı olarak koruyucu tedbirler kısmında yoğunlaştıklarını ifade eden Müezzinoğlu, bu alanda sıkıntısı olanların ilk etapta aile hekimleriyle iletişime geçeceğini anlattı. Müezzinoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın sosyal danışmanlık yapan uzmanlarının da bu alanda görev yapacağını vurgulayarak, “Alo Uyuşturucuyla Mücadele Danışma ve Destek Hattı’nı kuracağız. Bu anlamda sosyal medya üzerinden de gerek internet üzerinden satışlar, gerekse internet üzerinden irtibat ve haberleşmeler, birbirlerini teşvikler konusunda yakın takip olacak. Yine sosyal medya üzerinden destek vermek, danışmanlık desteği vermek, bilgilendirmek, o kitleyle yakın irtibatta olmak, yine çalışmalarımızın arasında projelendirdiğimiz ve önümüzdeki süreçte uygulamaya geçeceğimiz konu başlıklarıdır” diye konuştu.

Bağımlılık çeşitlidir

Hastanelerde sigara bırakma poliklinikleri olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, bunların konseptinin uyuşturucu bağımlılığı poliklinikleri, uzun süreçte de bağımlılıkla mücadele şeklinde olacağını aktardı.
Bağımlılığın, yalnız sigara ve uyuşturucu şeklinde olmadığını dile getiren Müezzinoğlu, şöyle devam etti: “Teknoloji, alkol bağımlılığı var. Yeni bir konseptle bağımlılık poliklinikleri hastanelerimizde olacak. Normal bir sağlık problemi için nasıl hastaneye gidiyorsa bu da bir sağlık sorunudur. Bağımlılıktır, tedavi gerekiyordur. Psikiyatri servislerimiz olan yerlerde de bunların yatarak tedavi olacakları alanları oluşturacağız. Bunun altyapılarını kamu hastaneleri kurumlarımızda psikiyatri hekimimiz olan hastanelerde poliklinikleri, psikiyatri servisi olan hastanelerde de bunlara ayrı özel yatak düzenlemelerini başlatıyoruz.”

Uyuşturucunun olmadığı bir toplum hayal değil

Dr. Gilberto Gerra, uyuşturucunun olmadığı bir toplumun asla hayal olmadığını belirterek, “Uyuşturucu politikalarını desteklememiz lazım. Sağlık Bakanlığı bu mücadelede lider olmalıdır” dedi. Madde bağımlılığıyla ilgili uzmanlardan Dr. Gilberto Gerra, uyuşturucunun olmadığı bir toplumun asla hayal olmadığını söyledi. Bağımlılığın şiddetinin alınan maddeye göre değil duygu değişimine bağlı olarak arttığını belirten Gerra, “Toplumdaki yetişkinler madde kullanıcılarının maddeye kendi isteğiyle başladığını düşünüyorlar. Hâlbuki tramvayla baş etme amacıyla maddeye başlanıyor, kimse eğlence için madde kullanmıyor. Yüzde 50’lik bir oran da travma etkilerinden kurtulmak için kullanıyor. Bunu hep ihmal ediyoruz. Yaşanan problemlerden kaynaklanan bir madde kullanımı söz konusu… Travmalar stresle başa çıkamamaktan kaynaklı problemler, sosyal olarak dışlanma madde bağımlığına sebep oluyor” diye konuştu. Yeşilay.org.tr

- Devam edecek - 

Melek Şafak

Etiketler: melek şafak
Okunma Sayısı: 3053
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yüce

    4.12.2014 19:01:18

    Manevi ıçsel bir boşluğun,yapay olarak bastırılmaya çalışılması çok bilinmeyenli değil aslında çok bilinenli bir denklem bir muamma bu,yazınız kapsamlı ve aydınlatıcı olmuş tebrikler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı