Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim mukaddes bir haritadır. Ahiret ve dünya aleminin yüksek hakikatlarını beyan ediyor. Rububiyetin, Rablığın; gayet büyük, geniş ve yüce hakikatlerini açıklar.
Hak din İslam’ın ulvi mertebelerine işaret eder. Kainatın yaratıcısı olan Rabbimizin sonsuz izzet ve haşmetinin, büyüklüğünün hitabıdır. Hakkı batıldan ayıran bir kitaptır. Bunun içindir ki insanlara ve cinlere meydan okur. (İsra-88). Benzeri için ısrar eder. Ama taklidi, benzeri yapılamamıştır. Yapılamaz da, çünki o İlahi bir beyandır. Allah’ın koruması altındadır. Kur’an huzur kaynağıdır. Okudukça bütün duygularımız huzur bulur. Dünya yaşayışımız tanzim olur. Hayatımızı nizama, düzene kor. Malını ve nefsini Allah yolunda harcayan insanların, Müslümanların dünya ve ahiret saadetine ışık tutar. Cennetle müjdeler.
Kur’an daimi bir mucizedir. Üstün ifadesi, icazı; onun ilahi mührüdür. Kelamullah olduğunu gösterir. Taklidi mümkün değildir. Çünki mucizedir. Peygamberimiz Hazreti Muhammed’e (asm) misafirdir. Kültürleri ve zeka düzeyleri farklı insanlar, aynı anda ders alabilirler. Kur’an, kainat kitabından bahseder. Ondaki, yeryüzündeki Allah’ın güzel isimlerine, Esma-ı Hüsnasına dikkat çeker. Ahirete bakan yüzünü gösterir. Sanatlara, mucizelere, harika işlere nazar ettirir. Görmüyor musunuz? Diye biz insanları uyarır. Kur’a-nı Kerim, Adem aleyhisselama talim edilen isimlere, ilim ve fenlere, harika ve mükemmel işlere de dikkat çeker. Sanatın aslından, kemalatın fihristesinden bahseder. İlim ve fenlerin doğru hedeflerinin de sınırlarını çizer. İnsanları onlara teşvik eder. İlmi gelişmelere öncülük eder.
Kur’an-ı Kerim, Arşı Azamdan parıldıyan muazzam bir pırlantadır. Ehli şuura, şuur sahiplerine imamdır. Cin ve insanlara mürşittir. İrşad edicidir. Doğru yolu, sıratı müstakimi gösterir. Ehli kemale, olgun kişilere rehberdir. Hakikat ehline, ehli hakikate ise öğretmendir. Dualarını ondan öğrenirler. Peygamberimiz (asm) Allah’a en sevimli amel hangisidir? sorusuna, ’Yolculuğu bitince tekrar yola başlayan kimsenin durumu Allah’a sevimlidir.’ buyurur. Açıklamasında da: ’Yani Kur’an-ı başından sonuna kadar okur. Sonra yeniden okumaya başlar. Böylelikle devam eder, gider yolculuğu.’ (Tirmizi, 2948).
İnsan dünyada bir yolcudur. Yolcu yolunu düşünür. Devamlı Kur’an okuyan kişi Allah katında en sevaplı ameli işlemiştir. Çünki o Cenab-ı Hakkın kelamıdır. Kur’an; okuyanına, muhatabına dünya ahiret dengesini öğretir. Kur’an yeryüzündeki coğrafyalar gibi kısım kısımdır. Sure sure, ayet ayet. Daima Kur’an sayfalarını okuyarak onun sayfalarında gezinmeliyiz. Gıdamızı almalıyız. Seyyah, gezgin gibi seyahat ederek, daima baş vurarak vahyi yaşayışımıza yansıtmalıyız. Çünki Kur’an kainatın; ruhu, şuuru ve aklıdır. Kur’an gitse, kainat delirip, aklını kaybedip, şuursuz başını bir seyyareye çarpıp, kıyameti koparacak.