Bu Pazar günü telefonumuza gelen mesaj bizi çok mutlu etmişti. Evet Pazar Grubu Gençlik derslerimiz tekrar başlıyordu. En son sezonu yaptığımız okuma programı ile kapatmıştık ve yaklaşık 3 aydır Pazar derslerimize ara vermiştik. Artık hasret sona eriyordu. Binaya girerken heyecanlanıp terlemeye başlamıştım. Gerçekten her gelişim ilk gelişim gibi beni heyecanlandırıyor. İçeri girdim ve herkesle selamlaştım. Kardeşlerden her birini o kadar özlemiştim ki tarifi olmayan duygular içerisindeydim. Oturduk besmelemizi çektik ve başladık.
İlk önce yıllık planımızı gündeme aldık ve meşveret ettik, fikir alış-verişinde bulunduk. Yapılacak etkinlikler şimdilik sürpriz olsun çünkü kardeşlerimiz her bir etkinliği yazıyla anlatmaya çalışacağız inşallah.
Dersimizi gazetemizin yazarlarından Sebahattin Yaşar hocamız okudu. Dersin konusu ise iyilikti. İyilik yapılırken önemli olan şeyler nedir? İyi insan ve kötü insan nasıl ayırt edilir? İyilik kemiyet olarak mı yoksa keyfiyet olarak mı daha önemlidir gibi birçok soruya cevap aradık. Dilerseniz beni tesiri altına alan bir iki konuyu biraz anlatayım.
İyiliği düşünmek dahi sevaptır. İyilik hem kemiyet olarak hem de keyfiyet olarak önemlidir. Fakat öncelik keyfiyet olmalı çünkü bazen öyle bir iyilik yaparız ki Allah katında o bir iyilik; yaptığımız binler günahın bağışlanmasına vesile olabilir. Ne kadar iyilik yapabiliyorsak yapmalıyız ki amellerimizin tartılacağı terazide ‘iyilik’ daha ağır bassın. Yaptığımız iyilikler yalnızca akıl nimetinin şükrünü bile eda etmemize yetmez. Ancak Allah, Rahman ve Rahimdir.
Peki ya iman etmemesine rağmen iyilik yapanlar ne olacak? diye bir soru geldi.
Cevap: Evet bahsettiğiniz şekilde çok sayıda insan var. En bilindik örneği ise Peygamberimizin (asm) amcası Ebu Talip. Bediüzzaman Hazretleri bu konuyu Risale-i Nur’da şöyle anlatıyor: Ebu Talib’in, inkâra ve inada değil, belki hicab ve asabiyet-i kavmiye gibi hissiyata binaen makbul bir iman getirmemesi üzerine, Cehenneme gitse de, yine Cehennem içinde bir nevi hususî Cenneti, onun hasenatına mükâfaten halk edebilir.
Bu izah gayet tatmin edici ve açıklayıcı bir cevap oldu bizim için. Ki zaten dikkat ederseniz böyle insanlar dünyada yaptıklarının karşılığını kat kat alıyorlar ama ahiret hayatını kurtarmak için iman şart.
Aklımıza takılan bu ve benzeri soruların cevaplarını bulmak için her pazar toplanıp sorularımıza Risale-i Nurdan cevaplar arıyoruz. Siz de gençler olarak bir araya gelerek bir pazar grubu oluşturabilirsiniz.
Pazar Grubu gençlerimizden Ömer kardeşimiz Salı Risale-i Nur ikinci dersinde bir mektup okudu ve dersin sonunda Genç Yorum dergimizi tanıttı ve içinden bölümler paylaştı. Pazar gençleri her ay cuma ve salı derslerinde dergileri tanıtmaya devam edecekler. Böylece hem gençler dergimizi daha dikkatli okumuş oluyorlar hem de yeni gelenlere dergileri tanıtmış oluyorlar.
“Allah’ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru” (Bakara suresi 201) Allah’ım! Bizi salih amel işleyen ve senin rızanı her daim gözeten kullarından eyle. Amin.