"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yabancı isim hayranlığı

Ali SANDIKÇIOĞLU
24 Ekim 2015, Cumartesi
Millet olarak tarih sahnesinde bizler çok eskiden beri varız. İslâmiyetten önce ve İslâmla müşerref olduktan sonra kendimize has kültürümüz, edebiyatımız ve san’at anlayışımız vardır.

Manevî olarak da inanacımız, örfümüz ve adetlerimiz vardır. Karşılıklı saygı, sevgi hele, hele yardımlaşmada çok güzel hasletleri olan bir milletiz.

İstanbul’un bir çok semtinde bügün sosyetenin rezidans dediği bizimde yüksek bina veya gökdelen diye adlandırdığımız binalar yapılmaktdır. İşin mimarı, estetik ve şehircilik yönünü ilgililere bırakalım. Şehrin en merkezi yerlerinde bu kadar yüksek binaların inşasına kim izin verir? Yahut neden izin verilir? Uygun mudur, değil midir? Buna şehir pılancıları karar verirler.

Geçenlerde Silivri’ye kadar gittim. Giderken ve dönerken yol boyu özel ya da tüzel kişilerin yaptıkları kocaman, kocaman binalara ibretle ve hayretle baktım. Hemen hemen bir çoğunun ismi yabancı. Bilmem ne rezidansı. Yani Türkçe isim değil yüksek binalara verilen isimler, hep yabancı yabancı isimler.

Ülkemizde bu kadar nehir, dağ, ova, şehir ve eski büyük zatların isimleri varken neden bir Türk fırmasının yaptığı gökdelenin ismi yabancı bir isim? Millet olarak neden bu kadar taklitçi olduk? Yaptığımız binanın ismini bilmem hangi yabancı şehirden veya hangi yabancı kişinin isminden seçerek koyuyuruz. Zaman içinde çağ, açıp, çağ kapatan insanlarımız var. İnsanlık tarihine hizmet eden büyük insanlarımız var. Doktorlar, edebiyatçılar, müzisyenler var, Yunuslar, Mevlânâlar, İbrahim Hakkı ve daha bir çokları gibi muhterem zevat vardır. Neden bunların birinin ismi değilde illede bir yabancı kişi ve beldenin ismi seçiliyor?

İstanbul içindeki büfelere, cafelere, marketlere, lokantalara bakınız çoğunun ismi yabancı... Bir kısım sosyete, hatta anadolu insanı bile doğan çocuğuna ecdad isimleri ile bağdaşmayan yeni ve yabancı isimler kullanıyorlar.

İşin daha da garibi var; koca, koca insanlar tişörtler giyiyorlar. Göğüslerinde acaip resimler, acaip yazılar acaip rakamlar var. Giyene sorun, giydiği tişörtte ne yazdığını, ne anlam ifade ettiğini bilmez. Ancak moda ve taklitçilik hastalığı o kadar içimize işlemiş ki, yabancı birşey yazsın da ne yazarsa yazsın der. Acaip şekilli tişörtleri kendilerine bir üstünlük veriyor inancı ile giyiyoruz maalesef... Yaşlılar giyiyor, gençler giyiyor. Resimler çok acaip, yazılar da öyle...

Samimî olarak yabancı isim hayranlarına soralım: Mutlaka bu insanlardan dünya ülkelerini gezenler vardır. Meselâ Atina’da, Berlin’de, Londra’da, Paris’te veya dünyanın başka ülkelerinin başka şehirlerinde sahipleri Türkler olmayan bina ve iş yerlerine bir yabancı Türk ismi koyar mı? Varsa bunların sayıları dünya üzerinde ne kadardır? Pek tabiî yok denecek kadar azdır. Bir yabancı açtığı bir işyerine, lokantasına, oteline Türkçe isim vermez. 

Ülkemizdeki bu yabancı isim hayranlığı hayra alâmet değil. Allah sonumuzu hayretsin. Amin.

Okunma Sayısı: 2513
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı