"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Keramet ve çeşitleri

Ali FERŞADOĞLU
18 Kasım 2016, Cuma
Bazen keramet, gerçeği ifadeyle; İlâhî bir ikram, peygamberî veraset itibariyle ortaya çıkıp insan gücünün üstünde, mu’cizevarî bir şekil alabilir.

Yani zikir, şükür, fikir veya benzeri ulvî meselelerle çok fazla meşgul olmayan safi kalpli mütedeyyin insanlarda da kimi zaman harika haller görülebilir. Bu bir ikram-ı İlâhî’dir. Zaten keramet beşerin fiili değil, Cenâb-ı Hakk’ın fiili, hediyesi, ihsanı, ikramıdır. Yani o harikalığı insanın değil, Yaratıcı’nın eseridir. 

İki türlü keramet vardır:

a- Kevnî, maddî, sûrî/görünüşe dair keramet: Su ve ateş üstünde yürümek, uzaklardaki veya 20 binin üstünde 2000 frekansın altındaki sesleri duymak, metafizik âlemlerdeki bazı görüntüleri almak gibi... 

b- Hakikî, ilmî-mânevî keramet: İlim irfan ve ahlâk ile ilgili kerametler. Karşısındakinin düşüncelerini okumak, müritlerini ilim, irfan ve ahlâk ile bezemek, onları kısa zamanda harika tarzda yetiştirmek vesaire...

Veli ve keramet

Fevkalâde haller, harika davranışlar, olağanüstü olaylar sergileyip keramet gösterenlere İslâmî literatürde “veli” denir. Veli, ibadet, riyazet, tefekkür ve zikirle nefsini terbiye edip, ruhî gelişme yolunda mesafe alıp Allah’a dost olan ve dostluğu da O’nun için yapandır. 

Velâyet, velilik ise, ibadet, zikir, tefekkür yoluyla ruhu olgunlaştırıp tekâmül ettirerek Rabbimize olan manevî bir yakınlık ve yükseliştir. Velâyet, peygamberliğin tebliğ ettiği iman hakikatlerini, bir nevî kalp gözüyle görme ve ruhanî zevkle kesin derecesinde görür gibi tasdik etmektir. Yani iman esaslarını özümsemek/benimsemek/bütün duygu ve lâtifelerine yedirmek, İslâm’ın şartlarını, yani ibadetleri ihlâs ile ifa etmektir.

Keramet, gerçeği ifadeyle, İlâhî bir ikram, Peygamberî miras itibarıyla zuhûr ettiğinden insan gücünün üstünde, mu’cizevari bir şekil alabilir. Ruh hisseder, görür. İrade ve gücümüz ona yetişemiyor. Yani çoğu zaman irade, istek ve arzu dışında cereyan eder; sırrı tam bilinemiyor, anlaşılamıyor. Çünkü ruhumuzun yaşadığı milyarlarca halleri, biz şuuruna varmadan yaşar. 

•Keramet, insan fiili değil, mu’cize gibi Cenâb-ı Hakk’ın fiili/hediyesi/ihsanı/ikramıdır. Fakat çalışmayla ona liyakat kazanılabilir. 

•Keramet, ekseriya velilerde görülür. Ancak velilikte keramet göstermek şart olmadığı gibi, açıklanması da hoş karşılanmaz. Önemli olan, “keramet” değil, “istikamet”tir. En büyük keramet, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” hakikatince imanla dengeli bir hayat sürmektir.

Okunma Sayısı: 4671
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • SAİD HAKTAN

    18.11.2016 14:52:32

    Ali hoca Allah cc razı olsun....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı