Nasreddin Hoca’ya nisbet edilir: İğne veya yüzüğünü merdiven boşluğuna düşürmüş. Avluda arıyor. Sormuşlar, “Hocam, ne yapıyorsun?” “Yüzüğümü arıyorum!”, “Orada arasana!..”, “Orası daracık ve karanlık da!..”
Fert, âile ve İslâm âlemi değerlerimizi, huzur ve mutluluğumuzu nerede kaybettik, kurtuluşumuzu nerede arıyoruz? Acaba kurtuluş nerede? Siyasette mi? Makam, mevki, şan-şöhrette mi? Oyun, oynaş, eğlenmek, gezip tozmakta mı?
Huzûr, ve mutluluğun kaynağının ibadet olduğunu söyler Üstad Bediüzzaman (ra): “İbadet, dünya ve ahiret saadetlerine vesile olduğu gibi, maaş ve maade, yani dünya ve ahiret işlerini tanzime sebeptir ve şahsi ve nev’i kemalata vasıtadır.”1 Özetle, huzûr, mutluluk ve kurtuluş, “İmân, ibadet ve Kur’ân ahlâkındadır!”
İmân; yalnızca “iman ediyorum, inanıyorum!” sözünden ibaret değil; tefekkür, yâni, yüksek, derin, ince, etraflı düşünmek ve 6 iman esasını yüzlerce alt başlıklarıyla tahkik ile kabul etmek ve gereklerini yerine getirmektir.
“Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadet” ise, sadece namaz, oruç, zekât, hacc gibi mükellefiyetleri ifa etmek değildir: “İkra/Oku!”2 bir emirdir, ilk emirdir ve ibadettir. Tefekkür, ibadettir. Mânevî, sosyal, fen ilimlerini tahsil etmek farzdır ve ibadettir. Çalışmak ibadettir. Peki, ne zaman?
“Dînî farzları yerine getirmek sûretiyle dünyevî çalışmalar da ibâdet hükmüne”3 geçer. “Zikr-i kalbî ile ve tefekkür-ü aklî ile kazandığı teveccüh ve huzur ve kuvvetli niyetler vasıtasıyla âdetlerini ibadet hükmüne çevirmek”4 mümkün. Sünnet olan “âdâba ittibâ eden, âdâtını (kural gibi yapılan iş, örf, âdet, ve geleneklerini) ibadete çevirir.”5
“Namaz kılanın diğer mübah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibâdet hükmünü alır. Bu sûrette bütün sermâye-i ömrünü âhirete mal edebilir. Fânî ömrünü bir cihette ibkà eder.”16 Böylece öğrencinin talebeliği, çiftçinin tarla sürmesi, ilim adamının laburatuvarda çalışma ibadet olur!
Ancak, tarla, bağ, bahçe, fabrikada çalışmak için ilgili ve yetkililerin haberi ve izni olması lâzım, değil mi? Habersiz, tasdiksiz, kayıtsız, tevdisiz yapılan çalışmalar ücrete tabi değildir! İmân ile İslâmiyete kayıt yaptırdıktan sonra çalışmak ibadet olur.
Dipnotlar:
1-İşâratü’l-İ’câz, Enst./intr, s. 141.;
2-Alâk Suresi, 1.;
3-Tarihçe-i Hayat, s. 405.;
4-Mektubat, s. 440.;
5-Lem’alar, s. 58.;
6-Sözler, s. 27.