"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Baba ocağına da gidersek seferî sayılır mıyız?”

Ali FERŞADOĞLU
04 Temmuz 2024, Perşembe
Bir kardeşimiz, “Bilhassa yazın sıla-i rahim için baba ocağına gidiyoruz. Oturduğumuz vatan-ı asliden ebeveyn, çoluk-çocuğumuzun bulunduğu yere gidersek seferî sayılır mıyız?” diye sordu.

Bu hususu tartışma mevzuu yapmaya gerek de ihtiyaç da yok; zira, meselenin içtihadı yapılmış, fetvası verilmiş, tüm boyutlarıyla ortaya konmuştur. Asli vatan, anne-baba ocağı ve seferilikle ilgili hüküm, fetva-noktası virgülüne dokunmadan-şöyledir:

“Yetişkin bir kimse doğup büyüdüğü ya da sürekli yaşamak üzere temelli yerleştiği aslî vatanını terk edip herhangi bir sebeple sürekli yaşamak üzere bir başka yere yerleşirse burası onun asli vatanı olur ve bu durumda önceki yer vatan-ı aslî olmaktan çıkar. Eski aslî vatanında anne-babasının veya yetişkin çocuklarının bulunması durumu değiştirmez. Tercih edilen görüş budur.” (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/131-132.)

“Bir kimse sürekli yaşamakta olduğu vatanından ayrılıp, ziyaret vb. gayelerle 90 km ve daha uzak yerde yerleşik olan anne-babasının yanına giderse, seferîlik hükümlerine tabi olur. Dolayısıyla gittiği yerde Hanefîler’e göre 15, Şâfi’îlere göre 4 günden daha az kalmaya niyet ettiği takdirde seferî olur.” (Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/79-80.)

Şu halde, Hanefilere göre devamlı oturduğu mekândan, normal bir yürüyüşle 18 saatlik, yani 90 kilometre ve 15 gün ve daha az; Şafiilere göre 50 kilometre ve 4 gün giden kimse seferidir. Seferi, yani, yolcuya bazı kolaylıklar, İlâhi ikramlar olarak bahşedilmiştir. Bu âyetle sabittir.  

Seferi olan dört rekâtlı farz namazları, kısaltır, iki rekât olarak kılar; kılamama durumu varsa, namazlar birleştirebilir (cem-i takdim veya cem-i tehir); farz oruçlarını daha sonra tutmak üzere erteleyebilir; meshli ise, müddetini üç güne çıkarabilir; cuma namazı yerine öğle namazı kılabilir.   

Mezheplerdeki farklı hükümlerinin bulunması garipsenecek bir durum değildir. Aynı hastalığı, fakat farklı bünye ve yapılara sahip olanlara farklı ilaç veya aynı ilacın farklı dozajda verilmesi gibidir. Dolayısıyla seferî namazı da mezhep imamlarına göre değişik hükümler ihtivâ eder. Hanifilere göre namazı kısaltmak vaciptir. Kısaltılmadığında hem vacip terk edilmiş hem de bazı mekruhlar işlenmiş olur. Şâfiilerde ise seferi olan kişi serbesttir, dilerse tam kılar, dilerse kısaltır. Ancak, tam kılmak makbüldür. Ayrıca, seferiliğin müddeti 4 gün, mesafe de 50 kilometredir...

Namaz, oruç, hacc, zekât ve sâir tüm meselelerde herkes kendi mezhebinin (yolunun) içtihadlarına uyuyorsa, seferilikte de uyması gerekmez mi?

Okunma Sayısı: 1300
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rauf

    6.7.2024 11:52:30

    Sayın Ali hocam, "..Şâfiilerde ise seferi olan kişi serbesttir, dilerse tam kılar, dilerse kısaltır." Şafîi mezhebinde sefere çıkan sefere niyet etmezse (Şafîlerde niyet farzdır) namazlarını dört kılar. Sefere niyet ederse kısaltır, diye biliyoruz. İsteğe bağlı değil

  • Murat

    4.7.2024 14:00:00

    Said Emre Dağ 'ın sorusuna açıklık getirilmesinde fayda var.?

  • Said Emre Dağ

    4.7.2024 10:55:59

    Nurcu ağabeylerden bazıları hanefi mezhebine mensup olmalarına rağmen seferilik konusunda üstadımızı taklit ediyorlar ve namazları seferi olarak kılmıyorlar. Bu makbul müdür hocam?

  • Murat

    4.7.2024 00:26:57

    Allah razı olsun aklımı kurcalayan meseleye açıklık getirmişsiniz

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı