"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan ve hayvan haklarında denge

Ahmet BATTAL
28 Haziran 2024, Cuma
Başıboş köpekler şehirlerde serbestçe dolaşıp dilerlerse dalıp dalaşabilsinler mi?

Hayır, elbette asla…

Peki sahipsiz köpeklere ne yapalım?

Aslında bu mesele devlet denilen modern çağ müessesesinin en çetrefilli ikinci konusudur ve birinci konu da buna benzer: Gerçekten “özgürlük-güvenlik dengesi” denilen konu devletler ve hukuk düzenleri için zor bir konudur. Pandemi dönemi tartışmaları bunun en tipik örneği idi. Bilhassa siyasi haklar konusu da bu kapsamdadır.

İkinci çetrefilli konu ise hayvan hakları ile insanların can güvenliği arasındaki ilişki meselesidir.

Sahipli hayvanların da başkalarının malına ya da canına zarar vermesi riski vardır ama bunun çözümü bellidir. Sahibinin hukuki mükellefiyetlerine ve mesuliyetine dair örfî ya da yazılı hukuk bu meseleyi çözer.

Mesele, sokak hayvanlarından bir grubu oluşturan ve sahipsiz kalmış ya da sahipsiz doğmuş olan köpeklerle ilgilidir. (Kedilere pek itiraz eden yok. Ama aslında onlar da kapsama alınmalı).

Öncelikle şunu belirtelim: Biz müminler için müstakilen “hayvan hakkı” diye bir hak yoktur.

İnsanın iradesi vardır ve iradesi sebebiyle mükellefiyetleri ve dolayısıyla adliyede talep edebileceği insan hakları vardır. Buna hukuku-l ibâd denir.

Hayvanın ise adliyede geçerli anlamda hukuken değer verilebilir bir iradesi ve hak arama melekesi olmadığından ehl-i dünyanın “hayvan hakkı” dedikleri şey doğrudan doğruya Allah’ın hakkıdır. Hukukullahtır.

Kul hakkında korkan her bir mümin Allah’ın hakkından da korkar ve hayvana ve hatta karıncaya bile eziyetten çekinir. Zira bilir ki hayvanın ve bitkinin ve hatta cansızların da bir Sahibi vardır ve hayvanın hakkını ihlal eden, aslında doğrudan doğruya Sahibinin hakkını ihlal etmiş olur.

O halde hayvanları korumalıyız, onların hukukunu gözetmeliyiz ve bilmeliyiz ki onlara eziyet Allah’ın gücüne gider.

Ama insanı ve bilhassa çocukları ve yaşlıları da korumamız lazım. Ayrıca şehirliliğin gereğini de yapmamız lazım.

Yani mesele medeniyetle de ilgilidir.

Medeni toplumlar köpek düşmanı değiller. Ama bu meseleyi çözmüşler. Güvenliği sağlamışlar.

Biz de aynı yoldan geçerek aynı neticeyi alabiliriz ve almalıyız.

Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu üyesi gazeteci Dr. Murat Yılmaz’ın şu X mesajını dikkate sunmak isteriz:

***

Saldırgan cins köpekler, saldırgan sahipsiz köpekler ve sokaktaki sokak köpek sürülerinin insan canına ve sağlığına yönelik açık ve yakın tehdidi karşısında iktidar partisi siyasetçilerinin konuşmaları gerçekten şaşırtıcı ve rahatsız edici…

Siyasetçilerin konuşmalarında insan canının ve sağlığının birinci önceliği teşkil etmemesi, siyasetteki değerler hiyerarşisinin bozulmasını ve yönsüzlüğü açıkça teşhir ediyor. Değerler hiyerarşisi ve yönsüzlük düzelmeden sadece köpek meselesi değil, diğer meseleler de çözül(e)mez.

Kendisi eleştiren kişilerin üzerine yürüyerek öldürmekle tehdit eden hayvansever….

Siyaset ve idaremiz “problem çözmek” yerine, seyretmeyi tercih ediyor…

Her tercihin bir maliyeti olacağını bakalım ne zaman öğrenecekler?

***

Bu ve benzeri mesajlardan da anlaşıldığı üzere siyasetçinin de kafası karışık ve sebebi popülizm.

Çare belli. Denge içinde düzeni ve düzen içinde dengeyi sağlamak. Ama popülizme kapılmadan.

Okunma Sayısı: 976
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Müjdat Bayar

    28.6.2024 12:04:22

    Başıboş sokak hayvanları cidden mesele olmaya başladı. Geçen yıl dükkânın önünde sakince yatan bir köpek namaz dönüşü hafifçe ısırdı. Arkasından malum aşılar... Şimdi köpek görünce tedirgin oluyorum. Ne acıdır ki kimse net bir çözüm önerisi de getirmiyor. Bu yazı da dâhil.

  • A. AYDIN

    28.6.2024 05:22:16

    Gündemdeki bu çetrefilli konuyu ele aldığınız için teşekkür eder, âdetiniz olduğu üzere, biraz daha açık ve net çözüm tekliflerinizi bekleriz.

  • Zeynep Taştekin

    28.6.2024 01:14:52

    Avrupa Birliği lgbt ye neden bu kadar çok destek veriyor?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı