Güncel |
ÇOCUKLARIMIZI RAHAT BIRAKIN |
İlkokulla ortaokulu birleştiren 28 Şubat ürünü kesintisiz 8 yıllık temel eğitim uygulamasının yürürlükte olduğu bir ortamda, “İlköğretimde başörtüsü olmaz” iddiasına destek verenler arasına Cumhurbaşkanının eşi Hayrünnisa Gül'ün de katılması aileleri üzerken, bu tartışmanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinin nazara alınmaması tepkiyle karşılanıyor. ÇOCUĞUN DİNî EĞİTİMİNİ BELİRLEME HAKKI AİLEYE AİT Dindar ailelerin kız çocuklarını küçük yaşta örtünmeye zorladıkları yönündeki genelleyici iddianın gerçeği yansıtmadığı vurgulanırken, Medenî Kanunun “Çocuğun dinî eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir” diyen 341. maddesinin örtünme konusunu da kapsadığı ve devletin araya girerek müdahale etme hakkının bulunmadığı ifade ediliyor. TEPKİ ÇEKEN AÇIKLAMAYI LONDRA’DA YAPTI Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, eşi ile birlikte gittiği İngiltere’nin başşehri Londra’da önceki gün üniversitelerde okuyan öğrenciler ve dernek üyeleri ile biraya gelmişti. Gençlerin sorularını cevaplayan Hayrünnisa Gül, bir soru üzerine ilkokullara bazı başörtülü öğrencilerin gelmesine değinerek, şöyle demişti: “Bu konuda yaşanan bir cehalet varsa biz bunu da ortadan kaldıracağız. İlkokul öğrencisinin kendi isteği ile başörtüsü takması gibi birşey söz konusu olamaz. Bu konuda karar verecek yaşa geldiğinde kararını verir.”
Çocukları rahat bırakın
İLKOKULLA ortaokulu birleştiren 28 Şubat ürünü kesintisiz 8 yıllık temel eğitim uygulamasının yürürlükte olduğu bir ortamda, “İlköğretimde başörtüsü olmaz” iddiasına destek verenler arasına Cumhurbaşkanının eşi Hayrünnisa Gül’ün de katılması aileleri üzerken, bu tartışmanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinin nazara alınmaması tepkiyle karşılanıyor. Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, yaptığ açıklamada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrunnisa Gül’ün, Londra’da Türkiyeli öğrencilerle görüşmesi sırasında ilköğretimde okuyan kızların başörtülü okuma talebini cehalet olarak niteleyip, bu çocukların ailelerini eğitmekten söz etmesine tepki gösterdi. Başörtüsünü bir “sorun”, başörtmeyi ise “tartışılır bir olgu” olarak gören yaklaşımın başörtülüleri de kapsar haline geldiğini görmenin içler acısı bir manzara olduğunu kaydeden Kaya, “Türkiye’de yaşanan trajediyi açıkça gözler önüne seren bu beyanatı, yasakçılığın yarattığı kompleksli ruh halinin bir yansıması olarak görüyoruz. Başörtüsü yasağı adı verilen zorbalık yüzünden eğitim hakkı gasp edilmiş, daha bir hafta önce bizzat kendi taktığı başörtüsü yüzünden büyük bir hakarete, istiskale uğramış, protokol krizlerinin öznesi olmuş bir kişinin bu tutumu akla ‘beyazlatmak için yüzlerini pudralayan zenci’leri getirmekte!” dedi.
ÇOCUĞUN DİNÎ EĞİTİMİNİ BELİRLEME HAKKI AİLEYE AİT
HAYRUNNİSA Gül’ün sözlerinin her açıdan yanlış ve tutarsız olduğunu ifade eden Kaya, hakaretamiz bir içeriğe de sahip bu sözlerin, aynı zamanda sorunlara, taleplere, tartışmalara ilişkin klasik “devlet kibri”ni de yansıttığını söyledi. Kaya, şunları kaydetti: “Çocukların, gençlerin ya da yetişkinlerin başlarını örtüp örtmemeleri öncelikle kendilerini ve ailelerini ilgilendiren bir konudur. Çocukların kendi iradeleriyle değil, ailelerinin tercihiyle başlarını örttüklerini söyleyenler, örtünmeyen çocukların kendi iradeleriyle başı açıklığı seçtiklerini nereden biliyorlar? Kaldı ki, ailelerin çocuklarının kıyafetleri üzerinde söz söyleme hakkını kabul etmemenin, çocukları ailenin bir mensubu değil, devletin malı şeklinde gören faşizan yaklaşımın ürünü olduğu açıktır. Ebeveynlerin çocuklarını kendi inançları ve ideolojileri doğrultusunda yetiştirmeleri temel bir hak, aynı zamanda Müslümanlar açısından temel bir sorumluluktur da!” |
10.11.2010 |