Lahika |
Hadis-i Şerif Meâli
Öğüt verici olarak ölüm yeter. Zenginlik olarak da, kuvvetli îman sahibi olup Allah'a tam itimad etmek yeter.
Câmiü's-Sağîr, No: 2982 |
10.11.2010 |
Deccal ve Süfyan Tabiiyyun ve maddiyyun mezhebinin başına geçen o eşhas, kuvvetleri nisbetinde kendilerinde bir nevî rububiyet tahayyül ederler ve raiyetini kendi kuvveti için kendine ve heykellerine ubudiyetkârâne serfüru ettirirler, başlarını rükûa getirirler demektir. Birinci Mesele R ivayette var ki, “Âhirzamanın eşhas-ı mühimmesinden olan Süfyanın eli delinecek.” Allahu a’lem, bunun bir tevili şudur ki: Sefahet ve lehviyât için gayet israf ile elinde mal durmaz, israfâta akar. Darb-ı meselde deniliyor ki, “Filân adamın eli deliktir.” Yani çok müsriftir. İşte, “Süfyan israfı teşvik etmekle, şiddetli bir hırs ve tamâı uyandırarak insanların o zayıf damarlarını tutup kendine musahhar eder” diye bu hadîs ihtar ediyor; “İsraf eden ona esir olur, onun dâmına düşer” diye haber verir.
İkinci Mesele Rivayette var ki, “Âhirzamanın dehşetli bir şahsı sabah kalkar, alnında ‘Hâzâ kâfir’ yazılmış bulunur.”1 Allahu a’lem bissavab, bunun tevili şudur ki: O Süfyan, kendi başına frenklerin serpuşunu koyup herkese de giydirir. Fakat cebir ve kanunla tâmim ettiğinden, o serpuş dahi secdeye gittiği için, İnşâallah ihtida eder; daha herkes—yalnız istemeyerek—onu giymekle kâfir olmaz.
Üçüncü Mesele Rivâyette var ki, “Âhirzamanın müstebit hâkimleri, hususan Deccalın yalancı cennet ve cehennemleri bulunur.”2 “El-ilmü indâllah”3 bunun bir tevili şudur ki: Hükûmet dairesinde karşı karşıya kurulan ve birbirine bakan vaziyette bulunan hapishane ile lise mektebi, “Biri hûri ve gılmanın çirkin bir taklidi, diğeri azap ve zindan sûretine girecek” diye bir işarettir.
Dördüncü Mesele Rivâyette var ki, “Âhirzamanda ‘Allah Allah’ diyecek kalmaz.”4 “Lâ ya’lemu’l-gaybe illallah”5 bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: “Allah Allah Allah” deyip zikreden tekkeler, zikirhâneler, medreseler kapanacak ve ezan ve kamet gibi şeâirde ismullah yerine başka isim konulacak demektir. Yoksa, umum insanlar küfr-ü mutlaka düşecekler demek değildir. Çünkü Allah’ı inkâr etmek, kâinatı inkâr etmek kadar akıldan uzaktır. Umum değil, belki ekser insanlarda dahi vukuunu akıl kabul etmez. Kâfirler Allah’ı inkâr etmiyorlar, yalnız sıfâtında hatâ ediyorlar. Diğer bir tevili şudur ki: Kıyamet kopmasının dehşetini görmemek için, mü’minlerin ruhları bir parça evvel kabzedilir. Kıyamet kâfirlerin başlarında patlar.
Beşinci Mesele Rivayette vardır ki, “Âhirzamanda Deccal gibi bir kısım şahıslar ulûhiyet dâvâ edecekler ve kendilerine secde ettirecekler.”6 Allahu a’lem, bunun bir tevili şudur ki: Nasıl ki padişahı inkâr eden bir bedevî kumandan, kendinde ve başka kumandanlarda, hâkimiyetleri nisbetinde birer küçük padişahlık tasavvur eder. Aynen öyle de, tabiiyyun ve maddiyyun mezhebinin başına geçen o eşhas, kuvvetleri nisbetinde kendilerinde bir nevi rububiyet tahayyül ederler ve raiyetini kendi kuvveti için kendine ve heykellerine ubudiyetkârâne serfüru ettirirler, başlarını rükûa getirirler demektir.
Dipnotlar:
1- Buhari, Fiten: 26; Müslim, Fiten: 101, 102; Tirmizî, Fiten: 62; Müsned, 3: 115, 211, 228, 249, 250, 5: 38, 404-405, 6: 139-140. 2- Müslim, Fiten, 104, 109; İbn-i Mâce, Fiten: 33; Müsned, 5: 397. 3- Gerçek, Allah katındadır. Ancak O bilir. 4- Müslim, İmân: 234; Tirmizi, Fiten: 35; Müsned, 3: 107, 201, 259. 5- Gaybı ancak Allah bilir. 6- el-Hâkim, el-Müstedrek, 4: 508; İbn-i Kesîr, Nihayetü’l-Bidâye ve’n-Nihâye: 1:125, 126; Müsned, 4: 20, 5: 372
Şuâlar, 5. Şuâ, Beşinci Şuâ’nın İkinci Makamı ve Meseleleri, s. 910
LÜGATÇE
dâm: Tuzak. hâzâ kâfir: Bu kâfirdir. Allahu a’lem bissavab: Allah daha iyi bilir. Allah doğrusunu en iyi bilir. frenk: Avrupalı. gılman: Cennette hizmet gören delikanlılar. ulûhiyet: İlâhlık, Allah’ın hâkimiyeti ile kâinattaki herşeyi Kendisine ibâdet ve itaat ettirmesi. |
10.11.2010 |