Ramazan’da Kahire |
Kur’ân ayı... Kahire’de Ramazan... Ne kadar özdeşleşmiş burada Kur’ân ile Ramazan. Her yerde ilâhî ses yankılanır, esnafta, araçlarda, alış veriş merkezlerinde, asansörlerde... “Kur’ân Mekke’de indi, Kahire’de okundu, İstanbul’da yazıldı” denir ya, tam mânâsıyla şahit olursunuz buna Kahire sokaklarında. Kur’ân günlük hayatla o kadar iç içe iken Abdussamedlerin çıkmaması mümkün mü, dedirtir size. Ellerde, raflarda, arabalarda, dillerde hep Kur’ân... Bindiğiniz taksinin şoförü vecdle okunan Kur’ân’a eşlik ederken sizi de sarar tatlı bir heyecan. Din, Araplarda örfle bütünlük içinde ve günlük hayatın her yerinde. Bir de Ramazan olunca vakit, yeni bir mevsimdir hayat için. Ramazan mevsimi, bütün özellikleri ile toplumu ve insanları etkiler. Gündem Ramazan’dır. Konuşmalar, programlar, hedefler, okullar, kurslar, trafik, işler, tatiller Ramazan’a göre ayarlanır. Bu sene Ramazan ayının Ağustos’a gelmesi ile birlikte başka işler yerine Ramazan tamamen ibadet ayı oluverdi. Geç yatmaya alışkın Mısırlılar artık sahura kadar ayaktalar. Normal günlerde gece saat 1-2’ye kadar süren hayat artık Ramazan ile 4-5’e kadar sürüyor. Bu saate kadar insanlar camilerde sahura kadar ibadet ediyorlar. Kadınlar dahi camideler. Zaten hep camideler; Bayram namazlarında, Cuma namazlarında, ve vakit namazlarında... Çok güvenli bir ülke olan Mısır’da çocuklar saat 3-4’e kadar sokaklarda bisiklet sürebiliyor. Aileler sahur dâvetine gidebiliyorlar. Tabi iftarlar da çok renkli ve çok heyecanlı. Sofra yemeklerle donatılır. Ramazan daha gelmeden bir hafta önce insanlarda bir telâş; kadınlarda alış veriş, iftarlık ve hazır yemeklerin telâşı... Bayram gibi, Ramazan ayında evler, sokaklar rengârenk süslenir. Fanuslarla donatılır balkonlar ve evlerin giriş kapıları. Fener fanuslar Ramazan’ın sembollerinden. Büyükçe, küçük rengârenk fanuslar. Eskiden çocuklar bu fanusları ellerinde taşıyarak ve şarkı söyleyerek dolaşırlarmış ve insanlar onlara para ve hediye verirmiş. Şimdi ise aileler çocuklarına bir fanus alıyor muhakkak. Onun için her tarafta fanus satıcıları görmek mümkün. Mısır’da günlük hayatta Ramazan’ın rengini görmek ve kokusunu hissetmek mümkün. “Ramazan Kerim”dir burada, “Hayırlı Ramazanlar” yerine insanlar bunu söyler herkese. Mısır’da herkes nasibini alır Ramazan’dan ve % 15’lik Hıristiyan nüfus da Ramazan mevsiminin içindedir. Zaten ayırt etmek çok zordur burada Müslüman ile Hıristiyanı. Çünkü ikisi de tipik Mısırlı’dır ve Allah, Ya Rab, Elhamdülillah, İnşâallah gibi kelimeler ortaktır. Hıristiyanları bileklerindeki haç dövmesinden veya boyunlarındaki haç kolyelerinden fark etmek mümkün. Kadınlarda ise genelde başı açık olan Hıristiyandır. Cemil Meriç’in ifade ettiği gibi, “Mısır; ne Afrikalı, ne Asyalı ve Müslüman ile Hıristiyan öyle dayanışma içindeler ki, işgalcilere karşı aynı bayrak altında mücadele etmişler” ve karşılıklı bir hoşgörü içinde olan nev-î şahsına münhasır bir kültür. Ramazan mevsimi bütün İslâm coğrafyasını feyizlendirip bereketlendirdiği gibi, Mısır’da da rahmet ayı hatimli teravihlerle, televizyondaki Ramazan programlarıyla, itikâf heyecanıyla, hayrına iftar sofralarıyla, iftar öncesi yoğun caddeleriyle ve Ramazan çarşılarıyla sosyal ve imanî etkilerini bütün Mısırlılara yaşatıyor.
ARAFAT DENİZ |
08.09.2010 |