08 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Sırf Allah İçin amel etmek

BİR HADİS,BİR YORUM

“Yaptığınız amelleri sırf Allah rızası için işleyiniz. Çünkü Allah sadece kendisi için yapılan amelleri kabul eder.” (Camiüssağir, c. 1, s. 110)

Bu hadis-i şerifte ihlâsın önemine dikkat çekiliyor. İhlâs yaptığımız amelleri Allah için yapmaktır. İhlâs ile yapılan küçücük bir amel, ihlâssız yapılan dağ gibi amelden daha hayırlıdır. Önce ibadetlerimizi ele alalım. İbadetlerimizi Allah rızası için yapmak, niyetimizi halis tutmamız ve başka maksatları ibadete karıştırmamamızdır. Meselâ namaz kılıyoruz. Allah indinde makbul olan namaz, Allah rızası için, Allah emrettiği için kılınan bir namazdır. Çünkü namaz insana Allah’ın verdiği nimetlere bir şükürdür. İnsan bir şükür görevi olarak yaptığı namaza Allah rızasından başka bir amaç karıştırırsa, namazın sırrı bozulur ve Allah katında makbul olmayan bir namaz olur. Meselâ, “Beni namaz kılarken görsünler de, dindar zannetsinler ve alışverişleri benden yapsınlar” diyerek namaz kılmak makbul olmayan bir namazdır. Yine, “Namaz kılayım da dünyevî işlerim rast gitsin” demek de makbul olmayan bir namaza vesiledir. Oruç da böyledir, zekât da, hac da...

Yaptığımız hizmetleri, yardımları da sadece ve sadece Allah rızası için yapmalıyız. Başka dünyevî maksatları asla düşünmemeliyiz. İslâmî hizmetleri hiçbir şeye âlet etmemeye çalışmalıyız. "Ben şu grubun içine girersem, onların nüfuzundan yararlanır, zengin olurum" diye düşünmek amelî bir münafıklıktır. Bu düşünce Kur’ân ve iman hakikatlerinin kıymet ve değerini bilmemek, ahireti üç kuruşluk dünya menfaatine satmak demektir.

İhlâsa nasıl erişilir? İhlâsı kazanmak için iki yol vardır. Bunlardan birincisi ölümle bağ kurmaktır. Peygamber Efendimiz (asm), “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz” buyurmaktadır. Ecelin gizli olduğunu, her an ölebileceğimizi düşünmek amellerimizi şahsî çıkarlarımız için değil, Allah rızası için yapmayı netice verir. Çünkü ölünce bizim oraya götüreceğimiz azık önemlidir. Bu azık ancak Allah rızası için yaptığımız amellerle mümkündür.

İhlâsı kazanmanın ikinci yolu da “tefekkür”dür. İnsan kendisi ve varlıklar üzerinde Yaratıcı hesabına tefekkür ettiği zaman, herşeyin Allah’ın isim ve sıfatlarını gösteren bir âyine olduğunu idrak eder. Ve huzur-u daimî kazanır. Yani her an Allah’ın huzurunda olduğu bilincini elde eder. Bu da onu "Allah’ın huzurunda edebe aykırı bir şey yapılmaz" düşüncesine sevk edeceğinden bütün amellerinde Allah rızasını gözetmesine sebep olur.

“Allahümme’c’alne min ibadike’l-mühlasine’l-Muhlisîn” /“Allah’ım Sen bizi ihlâsa erdirilen ve ihlâslı olan kullarından kıl. Âmin”

Mü’mİn ve müslİm olmak

BİR ÂYET,BİR YORUM

“Ey iman edenler! Hep birden barışa, ‘silm’e girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü şeytan sizin apaçık düşmanınızdır.” (Bakara: 2/208)

Silm kelimesinin bir çok anlamı vardır. Silmin esas anlamı, zahiri ve batınî âfetlerden uzak olmaktır. Selâmet ile aynı anlama gelmektedir. Gerçek silm ve selâmetin cennette olacağı bildiriliyor.

Silm herşeyden önce barış anlamına geliyor. Âyet “Ey iman edenler!” diye başladığı için, bu mü'minler arasındaki barışı ifade ediyor. O halde mü'minler, ayrılıktan, tefrikadan uzaklaşıp Allah’ın bu emrine uygun bir şekilde yaşamak için çalışacaklardır. Bu ve benzeri âyetler, İslâmın bir barış dini olduğunu açık bir şekilde gösteriyor.

İkinci olarak, silm, İslâm dini demektir. Bu âyet, dilleriyle iman edenler, münafıklar ve iman ettiklerini söyleyip kendi peygamberlerine uyan ve kendi kitaplarını okumak isteyen ehl-i kitapla alâkalı olarak nazil olmuş ve onlara hitap ediyor. Buna göre insanın diliyle iman ettiğini söylemesi yetmiyor, kalbi ile de iman ettiği şeyi tasdik etmesi gerekiyor. Bu tasdikin ötesinde burada İslâma girmekten kasıt, İslâma tarafgirliktir. Toplumumuzda bir çok mü’min var ki, Müslüman değildir. Ve dünyada nice iman etmeyenler vardır ki, “Müslüman”dır. Yani mü’min olduğunu iddiâ eden bir çok kimse biliriz. Ama bunların bir kısmı Allah’ın gönderdiği Kur’ân’ın hükümlerine taraftar değil, üstelik düşmanlık besliyor. İslâma taraftar olmayan, nasıl “Müslüman” olur? Bir kimse İslâmın emirlerine taraftar değilse, o kimse Müslüman değildir. Sadece mü’mindir. İslâm âlimleri demişler ki, “İmansız İslâmiyet kurtuluş sebebi olmadığı gibi, İslâmiyetsiz iman da kurtuluş sebebi değildir.” Ama bir insan Allah’ın emir ve yasaklarını kabul ettiği, onlara taraftar olduğu halde yerine getirmezse, sadece mü’min, Müslüman, ama günahkâr bir kimse olur. Fakat Allah’ın hükümlerine taraftar olmazsa bu kimse Allah’a iman etse bile, müslim değildir.

Bir başka görüşe göre de silme girmek, Allah’a itaat etmektir, emirlerini yapıp yasaklarından kaçınmaktır.

Âyetin ikinci bölümünde de, “Şeytanın peşine düşmeyin. O sizin apaçık düşmanınızdır” buyruluyor. Özellikle silme girme noktasında şeytanın tuzaklarına düşmemek gerekir. Genel olarak da şeytana uymamalıyız. Çünkü şeytan insanı cehenneme çağırır. Allah ise cennete çağırır. Ama şeytan, mü'minlerin arasına fitne sokmak, onlar arasında ayrılık meydana getirmek için bütün askerleriyle faaliyet gösterir. Mü'minler, tefrika ile ilgili akıllarına gelen her türlü düşüncenin şeytanın bir vesvesesi olduğunu hatırlamalıdır. Diğer taraftan şeytan, iman eden kimseleri, bu defa da İslâmın hükümlerine taraftar olmaması için teşvik eder. Bu onun bir tuzağıdır. Bir de mü’min olan bir insana, “Allah Gafur’dur, Rahim’dir, sen günahını işlemeye bak” diyerek onu günaha tiryaki eder ve sonra da günah sebebiyle küfre girmesini ister. Çünkü her bir günahın içinde küfre gidecek bir yol vardır.

Ya Rabbi, Senin Rahmetinden kovulmuş olan şeytanın şerrinden Sana sığınırız. Bizi mü'min ve müslim olarak yaşat ve öldür.

YRD. DOÇ. DR. ATİLLA YARGICI

08.09.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Başlıklar

  Sırf Allah İçin amel etmek

  ‘benım olmayan deveyle gıtmem!’

  SON İFTAR

  UZAKTAN KUMANDA

  Bİr Ramazan bayramI tebriği

  Ramazan’da Kahire

  Zenginler ve fakirler

  ES SAMED

  Neyzen Başar Dikici: Ramazan toplumu tedavi ediyor

  Oruçla İlgili birkaç mesele

  YÂ MELİK!

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.