TEVEKKÜL |
“Her ay çok özeldir. Ama Ramazan Ayı, on bir ayın sultanıdır. Bunun kıymetini iyi bilmek gerekir. Geçen yıl geçti gitti ve bu yıl da geçip gidiyor. Bir dahaki Ramazan’a çıkacağımız belli değil, bunu düşünerek de yaşamalıyız…” Dergide bunlar yazıyordu. Aslında doğruydu, ama biz bunu genelde unutuyoruz. Her an ölebiliriz ve ölüm, genç-yaşlı diye bir ayırım yapmıyor. Zeyneb’in sınıf arkadaşı, ailesiyle birlikte geçirdiği bir kazada vefat etmişti. Her dakika bütün dünyada birçok çocuk ölüyordu. Zeyneb, “Orucumu seneye tutarım” deseydi, ne kadar yaşayacağını biliyor muydu? Bunları düşününce, tuttuğu oruç, kıldığı namaz için şükretti. Her çocuk gibi o da oyun oynuyordu, okula gidiyordu, çizgifilm seyrediyordu, ama bir saatini de ibadetlerine ayırıyordu… Annesinin yanına gidip bunları anlattı. Annesi de biraz hüzünlenmişti, ama şöyle söyledi: “Bak tatlım, Rabbimiz her şeyi dengeli yaratmıştır. Küçük çocuklar vefat ettikleri zaman cennetin kuşu oluyor. Aslında onlar orada daha mutlular. Hastalıktan, kazadan, savaştan acı çekiyorlardı, ama orada hiç acı çekmiyorlar ve çok mutlular. O yüzden çok üzülmeyelim. Her zaman Rabbimiz bizim için hayırlısını bilir…” Zeyneb, bunları duyunca içindeki üzüntü, yerini tevekküle bırakmıştı. Çünkü bizler her zaman, her olaya karşı tedbirimizi alıp, neticeyi Rabbimize bırakarmak suretiyle tevekkül ederiz. Annesi Zeyneb’i yanına çağırdı. “Çiçek ne güzel!” dedi. Zeyneb de başını salladı. Sonra bir araba, o çiçeği ezdi. Çiçek öldü. Güzelliği kayboldu. Annesi: “Ben çiçek için üzülmeli miyim? Hayır, onun için üzülemiyorum, çünkü onun sahibi ben değilim. 'Çiçek ne güzel' dersem, Yaratıcımı unutmuş olurum. 'Çiçek ne güzel yaratılmış' dersem, birim ki onun sahibi var ve onun için endişelenmeme gerek yok. Ben senin annenim, ama hepimizin asıl sahibi Allah’tır ve o bizim için en iyisini bilir…” dedi. Zeyneb, bunları öğrendikten sonra ellerini Sahibine kaldırdı: “Allah’ım her zaman hakkımızda hayırlısını ver. Bazı hadiseler karşısında üzülüyorum, ama anladım ki her şeyin sahibi Sensin ve Sen en iyisini bilirsin. Beni bu yanlışa sürükleme, her zaman tedbirimi alıp neticeyi Sana bırakmak şeklinde tevekkül edenlerden eyle. (Âmin)” dedi.
MERVE İRİYARI |
28.08.2010 |