İLK TATLI |
Zeynep hastalığını geçirmişti. Sabahleyin kalktığında kendini çok iyi hissediyordu. Annesi iftara misafir çağırmıştı. Evde onun hazırlığı vardı… Şakayla karışık annesi; “Tatlıyı da Zeynep yapsın” dedi. Zeynep ise "Yaparım” diyerek; hemen tarif bulmaya gitti. Annesi onu bu kadar istekli görünce de “Şaka yaptım” diyemedi. Ağabeyi henüz evden çıkmamıştı. Zeynep; “Ağabey, internetten benim yapabileceğim bir tatlı bulabilir misin?” diye sorunca, ağabeyi hemen araştırmaya başladı. Sonunda buldular. Adı ‘Vişne jöleli irmik tatlısı’ idi. Tüm çocukların yapabileceği bir tatlıydı. Yardım için ağabeyi de yanında kaldı. Bir litre sütün içine, on bir kaşık şeker ve aynı miktarda irmik koydular. En son vanilya da ekleyip muhallebiyi hazırladılar. Küçük taslara koydular, üzerine jöleyi yapıp; donması için dolaba koydular. Tatlı çok güzel görünüyordu… Ardından mukabeleye gittiler. Geldiklerinde iftara az kalmıştı. Sonunda misafirleri de gelmiş, herkes sofrada ezanı bekliyordu. Çorbalar taslarda, hurma ise ellerde bekliyordu. Vakit girdi. Sessizlikte sadece kaşık sesleri duyuluyordu. Sokaktaki hayvanlar bile sanki oruç tutuyormuş gibi sessizlerdi. Yemekler bitti, sıra tatlılara geldi. Annesi; “Bu tatlıyı Zeynep sizin için yaptı” dedi. Herkes daha bir iştahla yedi, ayrıca tatlı da çok güzeldi. Bu gün Zeynep ilk defa tatlı yapmıştı, ağabeyiyle çok güzel vakit geçirmişti. Tatlıyı da herkes çok beğenmişti. Çünkü yaparken içine sevgisini de katmıştı. Severek yapılan her işin sonucu çok iyidir. Bugün duâ ederken; “Allah’ım, Sen her zaman bizim için güzel nimetleri yaratmışsın. Bunların hiç birisini ayıramam. Sen hiçbir zaman bunları ayırtma, çünkü 'tadı güzel değil, kokusu hoş değil' diye çoğu kişi aralarında ayrım yapıyor. Her yarattığın nimet çok güzel. Bizi hiçbir zaman bu nimetlerden eksik etme…(Âmin)” dedi.
MERVE İRİYARI |
26.08.2010 |