İLK TERAVİH |
Ramazan ayının verdiği huzur bütün kâinatı kaplamıştı ve bu huzur evlere de yansıyordu. İftar yemeğinin ardından çay içmeye geçilmişti. Zeynep birazdan ilk teravih namazına gidecekti… Dün hasta olduğu için gidememişti. İlk defa teravih namazı kılacaktı. Genelde annesi ile camiye giderdi, ama küçük olduğu için kılmaz; yanında beklerdi. Akşam namazını kıldıktan sonra en güzel eteğini giydi, babasının hediye aldığı başörtüsünü taktı ve artık hazırdı. Erkenden gittiler. Giderken yolda diğer namaza gelen büyüklerini ve yaşıtlarını gördü. Çok sevindi… Camiye geldiklerinde çok kalabalıktı. Her yerde çocukların güzel sesleri, duâ eden yaşlılar, namaz kılan ablalarını gördü. Sonra annesine teravih namazını sordu. Annesi ise: “Koskoca bir yıl içerisinde sadece bir ay yatsı namazı ile birlikte yirmi rekât kılarız. Kılmak zorunlu değildir, ama çok sevaptır. Bir hadisinde Peygamber Efendimiz (asm); ‘Kim Ramazan gecesini, sevabına inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla ihya ederse geçmiş günahları affedilir’ buyurmuştur. Şimdi senin günahların az ve küçük olabilir, ama şimdiden teravih namazlarına başlayıp, devam etmelisin” diyerek açıkladı. Zeynep namazını kılarken hiç konuşmadı ve her rekâtında, her secdesinde Rabbinden ailesinin ve kendisinin günahlarını affetmesi için dua etti. Namazı bitirdiğinde ise dün geçirdiği teravih namazı için çok üzgündü. Duâ ederken; “Allah’ım, orucumu tutturduğun ve teravih namazımı kıldırdığın için çok teşekkür ederim. Bana böyle anne ve baba verdiğin için çok teşekkür ederim. Bütün oruçlarımı tutmayı ve bütün namazlarımı kılabilmeyi nasib eyle. Oruç tutmayan ve namaz kılmayanlara da bu güzellikleri bulmayı nasib eyle… (âmin)” İlk yapılanlar hiçbir zaman unutulmaz ve Zeynep de bu namazını hiçbir zaman unutmayacaktı…
MERVE İRİYARI |
13.08.2010 |