ÜSTAD’IN RAMAZANLARI< |
Bir Ramazan hikâyesi Korkak düşman, hak ve hakikatlere karşı daima korku ve zillet içinde olmuştur. Bir hakikat kahramanı olan Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin te’lif ettiği Kur’ân hakikatlerine karşı, kinlerini şuurlu ve şuursuz olarak her halükârda gösteren kof zihniyet, zamanın birinde Üstad’ın “Ramazan’ın hikmet ve faideleri”ni anlatan Ramazan Risâlesiyle alâkalı çok lüzumsuz ve cahilce bir harekette bulunmuştır. Bu hikâyeyi, Üstad’la birlikte tevkif edilen talebelerinden Yüzbaşı Re’fet Bey şöyle anlatır: “Ani yapılan baskın ve araştırmalarda ele geçirilen Risâle ve mektuplar arasında bir kitabın üzerinde ‘Ramazan’ a aittir’ diye bir yazı vardı. İslâm yazısını okuyamadıkları için ‘Kimdir bu Ramazan?’ diye arıyorlar, nihayet Atabey’in Köyünde arama yapılan evin komşusu olan ‘Ramazan’ isimli okuma yazma bilmeyen bir köylünün de ellerini kelepçeleyerek Eskişehir hapishanesine yolladılar. Adamcağız: ‘Yahu, ben okuma-yazma bilmem, Risâle-i Nur’un yüzünü bile görmedim. Ben Bediüzzaman’la bir kere dahi görüşmedim’ demesine rağmen derdini anlatıncaya kadar Eskişehir Hapishanesinde 2 ay yatıyor. Nihayet bir gün kitaplar tahkik edilirken kapağında ‘Ramazan’a Aittir’ diye yazı olan kitabın ‘Ramazan ayının ve orucun hikmetleri’nden bahseden ‘Ramazan Risâlesi’ olduğu anlaşılınca, masum ve mazlûm Ramazan Efendi tahliye ediliyor.”
(B. T. B. Said Nursî. 327)İşte size kof zihniyetin bir marifeti!..
MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ |
13.08.2010 |