KASLARIMIZ |
İnsan vücudunda binlerce kas bulunmaktadır. Bu kaslar vücudun esnek hareketlerini ayarlayan bir özelliğe sahiptir. Vücut sadece kemikten ibaret olsa, hareket edemez. Sadece etten ibaret olsa o zaman da ayakta durması mümkün değildir. İşte bütün azalarımızda mevcut olan kaslarımız vücudumuzun sinir sistemine bağlı olarak çalışmaktadır. Kaslarımız sağlam olursa vücut bütün hareketlerini normal bir şekilde yapmaya devam eder. En ufak parmağımızın hareketi bile kaslarımızın çalışmasına bağlıdır. Yüz hareketlerimizdeki değişiklik, ayaklarımızı sağa sola hareket ettirmek, kollarımızı oynatmak, vücudumuzu ileri geri hareket ettirmek, oturmak ve kalkmak hep kaslarımızın çalışmasıyla olmaktadır. Kasların zayıflaması veya zedelenmesi vücudun hareketlerini olumsuz etkilemektedir. Bu durumda insan en ufak bir parmağını dahi hareket ettirmekten aciz kalabilmektedir. Zaman zaman vücut güzellikleri adı altında kaslarını hareket ettirerek gösteri yapan insanları görürüz. Bu insanlar kaslarını şişirerek insanların dikkatlerini çekmeye çalışırlar. Bazen de “İşte bak benim nasıl yapım var" diye hem beden diliyle hem de bizzat söyleyerek kibirlenmeye çalışırlar. Kaslar insanın kendi malı değil ki... Çünkü biz yapmadık. Projesini biz çizmedik. Kaldı ki; kaslar zayıfladığı zaman da onu eski hâline getirme imkânımız da yok. O halde bu gurur ve kibir nedir? “Senin vücudun taştan, demirden değildir. Belki daima ayrılmaya müsait muhtelif maddelerden terkip edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla, malikini tanı, vazifeni bil, dünyaya niçin geldiğini öğren.” (Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, s. 209) Evet, gururlanmaya kibirlenmeye hakkımız yok. Acizliğimizi ve fakirliğimizi fark ettiğimiz takdirde Rabbimizin sonsuz rahmet ve nimetlerine ne kadar ihtiyacımız olduğunu anlarız. Müjdeler olsun kendine verilen nimetleri fark edip gurur ve kibire kapılmadan sonsuz kudret ve rahmet sahibi Rabbine şükredenlere…
MEHMET ERBAŞ |
12.08.2010 |