Güncel |
YİNE ESASA MÜDAHALE, YİNE YETKİ GASBI |
Anayasa paketinin iptali talebiyle CHP'nin açtığı dâvâda Anayasa Mahkemesinin yine esasa girerek, TBMM tarafından kabul edilen maddelere müdahale edip tasarruflarda bulunması yeni bir “yetki gasbı” olarak yorumlandı ve tepkiyle karşılandı. AYM, KENDİSİNİ TBMM'NİN ÜZERİNDE GÖRÜYOR
Anayasa değişikliklerini sadece şekil yönüyle denetlemeye yetkili olan mahkemenin bir kez daha bu sınırı aşması, kendisini Meclisin üzerinde bir konuma yerleştirdiğini ve bunu istikrar bulmuş bir içtihat haline getirdiğini ortaya koyuyor.
PAKETLERLE OLMAZ, TOPYEKûN DEĞİŞİKLİK ŞART
Bu yetki gasbı alışkanlığını makyaj niteliğindeki değişiklik paketleriyle bitirmenin mümkün olmadığı vurgulanırken, çarenin, yürürlükteki darbe anayasasını tümüyle iptal edip yeni ve demokratik bir anayasayı ikame etmek olduğu belirtiliyor.
Tamamı değişmeden yetki gasbı bitmez
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ‘’Anayasa Mahkemesi’nin bu yetki gasbı, siyaset kurumunun ve parlamentonun itibarını zedeleyecek ve demokraside zafiyet sorunu yaratacaktır’’ dedi. Şahin, ‘’Durum onu göstermektedir ki, esastan inceleme yasağını Anayasa Mahkemesi’nin çiğneyemeyeceği yeni bir modelin veya anayasa değişikliğinin zamanı gelmiştir’’ değerlendirmesinde bulundu. TBMM Başkanı Şahin, Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a ilişkin iptal dâvâsında verdiği karara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. ‘’Anayasa’nın sistemin bütün unsurlarını bağlayan en temel millî irade metnidir’’ diyen Şahin, bu temel iradenin nasıl değiştirileceği ve değişikliğin denetiminin de en az anayasalar kadar önemli bir konu olduğunu ifade etti. Şahin, açıklamasında şunları kaydetti: ’’Anayasayı değiştirme yetkisi, yalnızca milletin temsilcilerine tanınmıştır. Bu yetki mutlak, paylaşılamayan ve devredilemeyen bir yetkidir. Meclisin millî iradeden aldığı bu yetkisi üzerinde vesayet oluşturabilecek bir anlayış kabul edilemez. Ne yürütme organı, ne herhangi bir siyasal parti ve ne de Cumhuriyetimizin herhangi bir kurumu, Anayasa değişikliğini isteme yetkisiyle donatılmamıştır. Bu sadece aziz milletimizin temsilcileri olan milletvekillerine tanınmış bir haktır. Bu yetkinin, dolaylı yollarla kullanılması anlamına gelecek çözüm ve teklifler de, kurucu iktidar yetkisinin mahiyetiyle çatışmaktadır.
SINIRLAR İÇERİSİNDE HAREKET ETMELİ
“Demokratİk sistem yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında uyumlu ve dengeli bir çalışma usulünü esas alır. Erklerin kendilerine Anayasayla tanımlanan sınırlar içerisinde hareket etmeleri, demokratik sistem açısından zorunludur. Aksi bir durum demokrasinin sınırlarının zorlanmasıdır. Anayasa Mahkemesi, TBMM’nin yasama görevini yaparken kanun, kanun hükmünde kararname, Meclis İçtüzüğü’yle ilgili açılan iptal dâvâlarını esastan ve şekilden, Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Evrensel anayasa hukuku birikimine aykırı olarak Anayasa Mahkememize Anayasa değişikliklerini denetleme noktasında tanınan yetki, sınırlı bir yetkidir. Anayasa Mahkemesinin bu yetki gasbı, siyaset kurumunun ve parlamentonun itibarını zedeleyecek ve demokraside zafiyet sorunu yaratacaktır. Parlamentonun itibarını ve halktan alınan temsil yetkisini aşındıracak girişimlere karşı milletvekillerimiz ve parlamentomuz kendi hukukunu koruyacaktır. Bu son kararla Anayasa Mahkemesi, kendisini Anayasa koyucu yerine koymaktadır. Anayasa Mahkemesi, Anayasayı çiğneyerek ürettiği ve kendisini kurucu iktidar yerine koyduğu bu vahim eğilimi sür'atle terk etmek ve Anayasa sınırlarına dönmek zorundadır.’’ |
09.07.2010 |