Güncel |
DEVLETİN TARAFSIZ OLMASI ŞART |
Kamu ve Kilise Hukuku uzmanı Prof. Dr. Hans Michael Heinig, Alman hükümetinin yönlendirmeye çalıştığı İslâm anlayışını “Kemalist çözüm“ olarak nitelendirdi. Bu “çözüm”ün Alman anayasasına aykırı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Heinig, dinî açıdan tartışmalı konularda devletin tarafsız kalması gerektiğini ifade etti ve Müslüman çatı kuruluşlarının içinde yer almadığı bir konferansın başarısız olacağını belirtti. MÜSLÜMANLAR ORGANİZE OLMALI
Din ve dünya görüşü açısından tarafsız olan devletin, toplumun öne çıkardığı İslâmî kuruluşlarla işbirliği yapmaktan başka çaresi olmadığı gibi, “hoşuna giden bir partner” üretme hakkının da bulunmadığını belirten Heinig, Müslümanlara da “Kendilerini kuruluşlardaki 'sertlik yanlıları' tarafından temsil edilmemiş görenlerin yapması gereken, organize olmaktır. Özgürlükçü demokraside oyunun kuralı budur” diye seslendi.
‘Kemalist çözüm’ demokrasiye uymaz
Kamu ve Kilise Hukuku uzmanı Prof. Dr. Hans Michael Heinig, Almanya’nın yönlendirmeye çalıştığı İslam anlayışını ‘Kemalist çözüm’ olarak nitelendirdi. Bu çözümün Alman anayasasına aykırı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Heinig, dinî açıdan tartışmalı konularda devletin tarafsız kalması gerektiğini ifade etti ve Müslüman çatı kuruluşlarının içinde yer almadığı bir konferansın başarısız olacağını belirtti. Hans Michael Heinig, Alman Anayasasının devlet kilisesini yasakladığı gibi ‘devlet İslâmı’nı da yasakladığını söyledi. Alman Protestan Kilisesine bağlı Kilise Hukuk Enstitüsü Müdürü Heinig, Frankfurter Algemeine Zeitung gazetesinde yayınlanan makalesinde dinî açıdan tartışmalı konularda devletin din ve dünya görüşü açısından tarafsızlığı ilkesinin ‘Avrupa medeniyet tarihinde birinci derecede öneme haiz bir kazanım’ olduğunun altını çizdi. Heinig, Bakan Thomas de Maizier’i muhafazakâr ve gelenekçi Müslüman çatı kuruluşlara karşı ‘sesini çıkarmayan Müslüman çoğunluğu’ temsil görevini üstlenmeye dâvet etti. Necla Kelek’e bakanın kulak vermeyeceğini umduğunu belirten Heinig, “Açık ve özgürlükçü toplumsal düzenimizin temelleri dini taraftarlıkla savunmak pek de mümkün değil” dedi.
DEVLETİN HOŞUNA GİDEN PARTNER ÜRETME HAKKI YOK İslami çatı kuruluşlarının dayanışma içinde olmalarının devletin de beklentisi olduğunu vurgulayan Heinig, “Kendilerini kuruluşlardaki ‘sertlik yanlıları’ tarafından temsil edilmemiş görenlerin yapması gereken iş, organize olmaktır. Özgürlükçü demokraside oyunun kuralı budur” değerlendirmesinde bulundu. Heinig, dini ve dünya görüşü açısından tarafsız olan devletin toplumun öne çıkardığı İslami kuruluşlarla işbirliği yapmaktan başka çaresinin olmadığı gibi hoşuna giden bir partner üretme hakkının da olmadığını dile getirdi. Alman İslâm Konferansı’nın önemli bir karar noktasında olduğunu belirten Heinig, “Mevcut Müslüman çatı kuruluşlarının içinde yer almadığı bir konferans başarısızlığa mahkûmdur. Müslüman bireyler kurumların yerini alamaz. Çünkü aydın ve san'atçılar hiç kimseden meşruiyet almadıkları gibi kendilerini hiç kimseye karşı da sorumlu görmüyorlar” dedi.
KEMALİST ÇÖZÜM ANAYASAYA AYKIRI
Devlet tarafından yönlendirilen İslâm anlayışını ‘Kemalist çözüm’ olarak nitelendiren Heinig, bunun Alman anayasasına göre mümkün olmadığını belirterek, “Aynı şekilde devlet bir dinde muhafazakâr ve ilerici akımlar arasında taraf olamaz.” dedi. İçişleri Bakanı Thomas de Maizier’i muhafazakâr ve gelenekçi Müslüman çatı kuruluşlara karşı ‘sesini çıkarmayan Müslüman çoğunluğu’ temsil görevini üstlenmeye dâvet eden Necla Kelek’e bakanın kulak vermeyeceğini umduğunu belirten Heinig, “Federal İçişleri bakanını moderatör konumunu bırakmaya davet edenler onu Anayasayı ihlâl etmeye zorlamış oluyorlar” dedi. Daha önce anayasa mahkemesi ve başbakanlıkta görev yapan Heinig kamu ve kilise hukuku alanında Almanya’nın en önemli uzmanlardan biri olarak görülüyor.
|
15.04.2010 |