İnsanlar küfür ve dalâlet yolunda niçin gidiyorlar? - İBRAHİM ERSOYLU |
ŞEYTANIN DESİSELERİ “Elcevap: Küfür ve dalâlet iki kısımdır. Bir kısmı, amelî ve fer’î olmakla beraber, iman hükümlerini nefyetmek ve inkâr etmektir ki, bu tarz dalâlet kolaydır. Hakkı kabul etmemektir; bir terktir, bir ademdir, bir adem-i kabuldür. İşte bu kısımdır ki, risâlelerde kolay gösterilmiş. “İkinci kısım ise, amelî ve fer’î olmayıp, belki itikadî ve fikrî bir hükümdür. Yalnız imanın nefyini değil, belki imanın zıddına gidip bir yol açmaktır. Bu ise bâtılı kabuldür, hakkın aksini ispattır. Bu kısım, imanın yalnız nefyi ve nakîzi değil, imanın zıddıdır. Adem-i kabul değil ki kolay olsun. Belki kabul-ü ademdir. Ve o ademi ispat etmekle kabul edilebilir. ‘Yokluk ispat edilemez’ kaidesiyle, ademin ispatı elbette kolay değildir. İşte, sair risâlelerde imtinâ derecesinde suubetli ve müşkilâtlı gösterilen küfür ve dalâlet bu kısımdır ki, zerre miktar şuuru bulunan, bu yola sâlik olmamak lâzımdır. Hem bu yol, risâlelerde kat’î ispat edildiği gibi, o kadar dehşetli elemleri var ve boğucu karanlıkları var ki, zerre miktar aklı bulunan, o yola talip olmaz. “Eğer denilse: Bu kadar elîm ve karanlıklı, müşkilâtlı yola nasıl ekser insanlar gidiyorlar? “Elcevap: İçine düşmüş bulunuyorlar, çıkamıyorlar. Hem insandaki nebâtî ve hayvânî kuvveleri, âkıbeti görmedikleri, düşünemedikleri ve o insandaki letâif-i insaniyeye galebe ettikleri için, çıkmak istemiyorlar ve hazır ve muvakkat bir lezzetle mütesellî oluyorlar.” (Lem’alar, s. 82) *** Küfür ve dalalet iki kısımdır. Bir kısmı, iman hükümlerini inkâr etmektir. Bu tarz dalâlet kolaydır. Bu çeşit dalâlet bir terktir, adem-i kabul yani hakkı kabul etmemektir, göz kapamaktır. İkinci kısım ise, direkt itikat ve imanla ilgili olarak imanî hükümleri yalnız kabul etmemek ve göz kapamak değil, imanın zıttına yol bulmaya çalışmak, hakkın aksini iddiâ etmek, kabûl-u adem, yani yokluğu ispat etmeye çalışmaktır. Zerre kadar aklı olan bu yola girmemelidir. Soru: Bu kadar karanlıklı ve zor olan bu yolda insanların çoğu niçin gidiyorlar? Cevap: İçine düşmüş, bu yoldan çıkamıyorlar. İnsandaki nebâtî ve hayvanî duygular, (kuvvetli iman olmazsa) insanî duygulara gâlip gelir. Bu duygular his ve heves kabilinden olduğu ve akibeti görmedikleri için aklı dinlemez. İnsanların çoğu dalâlet yolundan bu sebeple çıkmak istemiyorlar, hazır ve geçici bir lezzetle kendilerini teselli ediyorlar. |
06.09.2009 |