Bir Sahabenin Günlüğü |
iyi ki... - Salİha Ferşadoğlu Cemâziye’l-Âhir, Hicretin 9. Senesi, Medine
“Kalk ey kardeşim kalk, sana güzel bir haberim var.” Yavaşça doğruldum yattığım şiltenin üzerinden. Kollarımı her iki yana açıp, bütün vücudumu gerdim. Mahmur gözlerle, uykumdan uyandıran arkadaşıma baktım. Bu kadar önemli olan neydi ki, beni alelacele uyandırmıştı. “Ne oldu kardeşim? Hayır ola İnşallah” “Hayır hayır. Biraz evvel Peygamberimizin (asm) yanındaydım. Ondan öyle güzel şeyler öğrendim ki, hemen can dostumla paylaşmam gerektiğini düşündüm.” “Hımm. Haydi, öyleyse anlat bakalım, merakla seni dinleyeceğim.” “Seni uyandırdığım için bana kızmayacağını biliyordum. Peygamberimiz (asm) bugün öyle bir şey söyledi ki, mutluluktan öleceğimi zannettim. İslâm’ın insana verdiği değer, kıymet paha biçilemez bence. Bu din kolaylıklar ile dolu hakikaten. Bugünden sonra kat be kat Allah’ın rahmetini kazanacağıma inanıyorum.” “Daha fazla meraklandırma da, anlat!” Gül yüzlü Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “Şüphesiz günahları yazan sol taraftaki melek günah işleyen Müslüman’ın günahını yazmadan altı saat bekler. Bu müddet içerisinde pişmanlık duyup Allahtan bağışlanmasını dilerse yazmaz. Bunu yapmazsa bir günah yazılır.” * Bir de şöyle buyurdu: “Mü’min sıkıntıya tabi tutulur. Çünkü bir diken batışı veya ondan daha küçük bir musîbetle veya bir ağrıyla sıkıntıya düşerse, Allah bununla mutlaka onu bir derece yükseltir ve onun bir günahını düşürür.’” ** Kardeşimin beni uyandırdığına değmişti. Ne güzel söylemişti Efendimiz (asm) her zamanki gibi. Umut ve huzur dolu iklimlere çağırıyordu bizi yine. İyi ki İslâm ile müşerref olmuştum. İyi ki bu topraklarda doğmuş, onun (asm) ümmetine dâhil olmuştum. İyi ki… Elhamdülillah...
Dipnotlar: *Taberani’nin Kebir’inden. **Hakim’in Müstedrek’i ve Beyhaki’nin Şi’bü’l-İman’ından. |
03.09.2009 |