ŞEYTANIN DESİSELERİ |
Dinini terk eden bir Müslüman, başka hiçbir dine girmez - İBRAHİM ERSOYLU Ehl-i bid’anın şeytanî diğer bir vesvesesi: “Dinî taassup1 bizi maddî alanda geri bıraktı. Bu asırda yaşamak taassubu bırakmakla olur. Avrupa taassubu bıraktıktan sonra (fen, san'at ve teknolojide) ilerledi.” Bu vesevese de tamamen yanlıştır. Bunu ileri süren ya aldanmıştır ve aldatmaktadır. Avrupalılar gerçekte mutaassıptırlar. Bir İngilize veya bir Fransıza “Sarık sar, yoksa hapse atılacaksın” denilse, taassupları gereğince “Değil hapis, beni öldürseniz bile dinime ve milletime bu hakareti yapmayacağım” diyecektir.2 Tarih şahittir ki, Müslümanlar ne zaman dinlerine bağlı kalmışlarsa maddî ve manevî alanda ilerlemişler. Ne zaman dinlerini yaşamada gevşeklik göstermişlerse geri kalmışlardır. Hıristiyanlar ise bilâkistir.3 Hem İslâmiyet ile diğer dinler mukayese edilmez. Bir Müslüman dinini terk etse, daha başka hiçbir dine girmez, hiçbir peygamberi kabul etmez. Belki de Cenâb-ı Hakk’a inanmaz, hiçbir mukaddes şeyi tanımaz. Vicdanı bozulduğu için kendisinde mükemmellikle ilgili hiçbir şey bulunmaz. Anarşist olur. Topluma muzır bir hâle gelir. Dinini terk eden bir Hıristiyan ise, sosyal hayata faydalı bir konumda olabilir. Meselâ işinde dürüst olabilir, yalan söylemeyebilir, vatanını, milletini sevebilir.4
Dipnotlar: 1- Taassup: Bir şeye körü körüne bağlılık, batılda ısrar etmek, demektir. (Osmanlıca- Türkçe Lugat, Yeni Asya Neşriyat) İslâmda taassup yoktur. Bu kavram daha çok dinleri tahrif edilmiş Hıristiyanlar için kullanılır. 2- Mektûbât, s. 740. 3- Hutbe-i Şamiye, s. 29. 4- Mektûbât, s. 741. |
03.09.2009 |