DENİZCİNİN RAMAZANI |
Gerçek iştah - VEHBİ HORASANLI Neredeyse 5–6 yaşımdan beri oruç tutarım. Oruç ibadetinin en güzel taraflarından bir tanesi iftar sofrasıdır. Daha önce tadından habersiz olduğumuz birçok nimetin ne kadar güzel olduğunu ancak iftar sofrasında anlayabiliriz. Bir kuru ekmek parçası bile oruçlunun iftar sofrasında çok lezzetlidir. Zira oruç sayesinde “gerçek iştah” fark edilmiş olur. Özellikle birçok zengindeki iştah duygusu aslında iştah bile denmeyecek kadar zevksiz ve tatsızdır. Ne zaman olur ki aç veya susuz kalırız, işte o zaman gerçek iştahı görmüş oluruz. Annelerimizin veya eşlerimizin yaptığı o leziz yemekleri gerçek iştaha sahip olmadığımız için çoğu zaman anlayamayız. İşte Ramazan orucu sayesinde birçok güzellikleri fark etme imkânına kavuşuyoruz. İştah konusu açılmış iken şu hususa dikkat çekmek isterim. Genellikle maddî durumu iyi olmayan insanlar nimetlerdeki lezzeti daha iyi fark ederler. Zira “insan bir şeyin kıymetini olmadığı zaman daha iyi anlar”. Zenginlerin en âlâ baklavadan aldığı lezzet, çoğu zaman gerçek iştah olmadığı için pek sönüktür. Fakat belki senede bir, bazen hiç baklava yememiş bir fakirin o börek ve baklavadan aldığı tat ile arada dağlar kadar fark vardır. Gerçek iştahın ne olduğunu anlamak için iftar sofralarının yanı sıra çalışma sonrasında yenilen yemeklerden anlayabiliriz. Çocukken babamla iş arasında yediğimiz peynir ekmeğin tadını kırk yıl geçtikten sonra bile unutamıyorum. İşte bize gerçek iştahın ne olduğunu gösteren oruç ibadetinden dolayı ne kadar şükretsek, o kadar azdır. Rabbimiz, bizleri gerçek iştahı anlayabilen kullarından eylesin… |
31.08.2009 |