PEYGAMBER KISSALARI |
Hz. Nûh’un (as) gemisi - AHMET ÖZDEMİR Hz. Nûh (as), kavminin iman etmesinden ümit kesince, uzun bir süre bekledi. Daha sonra Allah, kendisiyle birlikte iman edenlerden başka kavminden hiçbir kimsenin iman etmeyeceğini ona vahyetti: “Artık halkından, daha önce iman etmiş olanlar dışında, hiç kimse iman etmeyecek. Öyleyse o kâfirlerin yaptıklarından dolayı kederlenme de.” (Hûd Sûresi, 36) Allah, Hz. Nûh’a (as), “kavminin tufan ile helâk edileceğini ve onlardan hiç kimsenin kalmayacağını” bildirdi. Bunun üzerine Allah, Hz. Nûh’a (as) bir gemi yapmasını vahyetti: “Bizim gözetimimiz altında ve vahyimiz doğrultusunda, gemiyi yap ve o zalimler lehinde Ben’den hiçbir ricada bulunma. Çünkü onlar suda boğulacaklardır.” (Hûd Sûresi, 37) Nuh (a.s.), “Yâ Rabb! Gemiyi nasıl yapayım?” diye sordu. Allah tarafından: “Onu, üç suret üzerine devrik yap: Başını horoz başı gibi, karnını kuş karnı gibi, kuyruğunu horoz kuyruğu gibi meyilli yap ve üç kat olarak yap!” buyuruldu. Geminin yapılışı, iki yıl sürdü. Geminin üst katında, su ve yiyecek depoları yapılmıştı. Hz. Nûh’un (as) kavmi onunla alay ediyorlar, eğleniyorlar ve “Ey Nûh! Sen daha düne kadar bir Peygamber olduğunu iddia ediyordun. Bugün ise marangoz olmuşsun” diyorlardı. Onların tavrı Kur’ân’da şöyle anlatılmaktadır: “Nuh gemiyi yapıyor, halkından ileri gelenler her ne zaman yanından geçseler onunla alay ediyorlardı. Nuh da: ‘Siz, şimdi bizimle alay ediyorsanız, elbet bizim de sizinle alay edeceğimiz bir gün gelir. Artık rüsvay edecek azabın kime gelip çatacağını, ayrıca âhiretteki daimî azabın da kimin üzerine ineceğini yakında görüp öğrenirsiniz.’” (Hûd Sûresi, 38-39) Mü’minler onlara, “Siz yerden ve gökten fışkırarak her yeri istilâ edecek sularda boğulurken, biz şu yapmakta olduğumuz gemi ile sizi boğan sular üzerinde emniyetle yüzeceğiz. Siz zulmünüz ve küfrünüz sebebiyle odunu insanlar ve taşlar olan cehennemde yanarken, bizler cennette Rabbimizin lütfuyla yine mutlu olacağız. O zaman biz de sizlerle alay edip sizlerden intikam alacağız” diye karşılık veriyorlardı. Geminin yapımından sonra yapılacaklar Kur’ân’da şöyle haber veriliyordu: “Nihayet emrimiz gelip de tennur kaynadığı zaman Nuh’a dedik ki: ‘Her hayvan türünden erkekli dişili ikişer eş ile haklarında helâk hükmü verilmiş olanları hariç olmak üzere, aileni, bir de iman edenleri gemiye al!’ Nuh dedi ki: ‘Binin gemiye! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır. Gerçekten Rabbim Gafurdur, Rahîmdir (affı, rahmet ve ihsanı pek boldur).” (Hûd Sûresi, 40-41) Nuh (as); gemiye oğulları Sam, Ham, Yâfes ve bunların zevceleri ile kendisine iman etmiş bulunan altı kişiyi bindirdi. Oğlu Yam (Ken’an) ise, geri kaldı. Çünkü o, kâfirdi. Nuh’un (as) karısı Vâile de kâfirdi. Kavmi gibi küfür üzerinde direnerek onlarla birlikte suda boğulup gidecekti. Hz. Nûh (as), geminin yapımını bitirince Cenâb-ı Allah ona, kendisiyle birlikte ailesini ve iman etmiş mü’minler topluluğunu, dişi ve erkek olmak üzere her gruptan hayvanları gemiye yüklemesini emretti. Âdem’in (as), Cebrail (as) tarafından getirilen tâbutu da, gemiye alındı ve erkeklerle kadınlar arasına konuldu. |
nuh.jpg 29.08.2009 |