Kısa dönem askerlik yapmak için Isparta’ya gidiyoruz. Alayın camisini, Üstad Hazretlerinin temelini attığı cami yerine koyup, ibadetlerimizi devamlı orada yapıyoruz. Terhisimize yirmi gün kadar kala, yaz Ramazanları başlıyor. Yanılmıyorsam, yaklaşık üç bin civarında kısa dönem askeriz. Birkaç gün önce oruç tutanların listesini çıkarıyorlar. İftar ve sahurda yemek çıkarmak için. 900 kişi kadar yazılıyor listeye.
Ramazana bir-iki gün kala, tabur komutanı, konuşma yapmak için hepimizi topluyor. Sağdan-soldan konuştuktan sonra, lâfı Ramazana, oruca getiriyor ve “Oruç tutmak iyidir, ama askerlik de bir ibadet olduğu için kendinizi zorlayıp da tutmayın” mânâsında bir şeyler söylüyor. İftar ve sahurda yemek çıkarılacağını da söyledikten sonra, o konuşmanın üzerine, “Haydi göreyim sizi, sayıyı düşürün” dercesine yeniden liste yaptırıyor.
Yani, bizim milletimiz enteresandır hani. Baskı ve müdahale olunca, tersini yapıyor. Liste yapıldı ve bir ilân edildi ki, merakla bekleyen bizler de, onlar da şaşırıyoruz. Oruç tutmak isteyenlerin sayısı 2250 kişi. “Hay Müslüman milletim” diyoruz. Artık, iftar, sahur, teravih ve Kur’ân okumalarımız, kaza namazları kılmak ile geçiyor askerlikteki Ramazan günlerimiz. Bu hatıralar da gözümün önünde canlanıyor; üzerinden yirmi altı sene geçmiş, sanki dün gibi.
|