Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Doğu ve Güneydoğu da dâhil çeşitli birimlerde 20 yıla yakın görev yapan Emekli Kurmay Binbaşı Kemal Şahin, 28 Şubat sürecinin TSK'nın değil, BÇG'nin eseri olduğunu belirterek, "BÇG resmî değil, birtakım üst düzey generallerin şahsına bağlı bir yapılanmadır” dedi.
Rusya ile NATO ülkeleri arasında yaşanan soğuk savaş yıllarında Türkiye’deki Sovyet yanlısı iç oluşumlara karşı koymak üzere özel harp adı altında bir yapılanmaya gidildiğini hatırlatan Şahin, bu yapılanmanın aynı zamanda, rejimi tehdit eden unsurlara karşı koyan bir iç güvenlik kuruluşu işlevi gördüğünü söyledi. Bu yapılanmanın, değişik dönemlerde, iç ve dış koşullara göre değişik isimler altında sahneye çıktığını ifade eden Emekli Binbaşı, “Aslında, 1960, 1971, 1980, 1997’de ortaya çıkan darbeler, aynı zihniyetin eseridir” dedi.
Şahin, 28 Şubat postmodern darbesinin ve 27 Nisan’daki e-muhtıranın bu zihniyetin devamı olduğunu söyledi. 28 Şubat sürecinin TSK’nın değil, BÇG’nin bir eseri olduğunu söyleyen Emekli Kurmay Binbaşı, şöyle devam etti: “Çünkü, BÇG, resmi değil, bir takım üst düzey generallerin şahsına bağlı yapılanmalardır. Zaman zaman hiyerarşi dışı açıklamalar yapıldığı, normal hiyerarşinin en üstünde bulunan komutanlarca, kerhen ‘bizim bilgimiz dahilindedir’ denilerek hiyerarşideki bozulmanın üstünün örtülmeye çalışıldığı dönemlerdir.”
Şahin, Ergenekon-PKK arasında ortaya çıkan derin bağlantıları ise çalıştığı bölgede hissettiğini söyledi. Bu durumu, aynı yerde görev yapan arkadaşlarıyla birlikte zaman zaman paylaştıklarını aktaran Şahin, şehit olan bir arkadaşının başından geçen bir olayı şöyle anlattı: “Tunceli’de birlikte görev yaptığım ve çok samimi olduğum bir arkadaşımın başından geçenleri bizzat kulağımla dinledim kendisinden. Arkadaşım, başında bulunduğu jandarma ekibi ile birlikte PKK’lı teröristlerin olduğu yere baskın yapmış. Ancak olay yerine gittiğinde teröristlerin bir süre önce yeri terk ettiğini fark etmiş. Çünkü daha yemekleri yerde, çayları ateşteymiş. Bunun üzerine ‘nasıl olsa geri gelecekler’ diye orayı tuzaklamış. Daha sonra gelip tugay komutanına söylemiş durumu. Komutan önce teşekkür etmiş ama bir süre sonra odasına çağırarak ağza alınmayacak hakaretler yapmış. Şimdi düşünüyorum da demek ki birileri hem teröristlere haber uçurmuş, hem de bu tuzaklama işinden rahatsız olmuş.”
Şahin, benzer bir duruma ise 28 Şubat sürecinde bizzat şahit olmuş: “Bu dönemde BÇG adına birliklere gelen alt rütbedeki kişiler, üst rütbede olan bizlere emirler yağdırıyordu. Bu da emir-komuta disiplinini alt üst eden ilişkilere yol açmıştı. Oysa, TSK’nın kendi hiyerarşisi içindeki üst düzey komutanların bu durumu kabullenmesi mümkün değildir.”
PKK ile Ergenekon arasında derin bir ilişkinin bulunduğunu anlatan Şahin, bu ilişkinin ötesinde bu örgütü kullandığını ve yönettiğini söyledi. Şahin, firar eden bazı subayların halen PKK’nın üst düzey yönetiminde yer aldığını iddia etti.
Emekli binbaşı, Ergenekon’un, karıştığı suçlar ve olaylar sebebiyle topyekün devlet iradesi tarafından tasfiyesine karar verildiğini ileri sürdü. Dâvâ kapsamında bugüne kadar özellikle TSK’dan emekli olanların ortaya çıktığını belirten Şahin, bu örgütle bağlantısı olan muvazzafların da yakında tasfiye edileceğini iddia etti.
|