|
|
|
Eruygur ve Tolon’a TSK’dan tuhaf ziyaret |
GENELKURMAY Başkanlığı, Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi’nin Kandıra Cezaevinde tutuklu bulunan emekli Orgeneral Şener Eruygur ile Orgeneral Hurşit Tolon’u TSK adına ziyaret ettiğini bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, şunlar kaydedildi: “3 Eylül 2008 günü saat 11.30’da Kocaeli ili Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi, Kandıra Cezaevinde tutuklu olarak bulunan Emekli Orgeneral Şener Eruygur ile Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’u ziyaret etmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerine uzun süre hizmet veren iki emekli komutana yapılan bu ziyaret, Türk Silahlı Kuvvetleri adına gerçekleştirilmiştir. Bilindiği üzere, dün olduğu gibi bugün de Türk Silahlı Kuvvetlerinin yargıya olan saygısı ve güveni tamdır.’’ ‘Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklanarak Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevine konulan emekli orgeneraller Şener Eruygur ile Hurşit Tolon’u Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına ziyaret eden Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi, ziyaretin ardından cevaezinden ayrıldı. Kandıra ilçesinde bulunan Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuklu bulunan emekli orgeneraller Eruygur ve Tolon’u, saat 11.30’da TSK adına Korgeneral Mendi ziyaret etti. Korgeneral Mendi, yaklaşık bir saat süren ziyaretin ardından sivil plakalı bir otomobille cezaevinden ayrıldı. Korgeneral Mendi, cezaevi çıkışında açıklama yapmadı.
|
/ ANKARA/KOCAELİ
04.09.2008
|
|
|
28 ŞUBAT'I TSK DEĞİL, BÇG YAPTI |
Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Doğu ve Güneydoğu da dâhil çeşitli birimlerde 20 yıla yakın görev yapan Emekli Kurmay Binbaşı Kemal Şahin, 28 Şubat sürecinin TSK'nın değil, BÇG'nin eseri olduğunu belirterek, "BÇG resmî değil, birtakım üst düzey generallerin şahsına bağlı bir yapılanmadır” dedi.
Rusya ile NATO ülkeleri arasında yaşanan soğuk savaş yıllarında Türkiye’deki Sovyet yanlısı iç oluşumlara karşı koymak üzere özel harp adı altında bir yapılanmaya gidildiğini hatırlatan Şahin, bu yapılanmanın aynı zamanda, rejimi tehdit eden unsurlara karşı koyan bir iç güvenlik kuruluşu işlevi gördüğünü söyledi. Bu yapılanmanın, değişik dönemlerde, iç ve dış koşullara göre değişik isimler altında sahneye çıktığını ifade eden Emekli Binbaşı, “Aslında, 1960, 1971, 1980, 1997’de ortaya çıkan darbeler, aynı zihniyetin eseridir” dedi.
Şahin, 28 Şubat postmodern darbesinin ve 27 Nisan’daki e-muhtıranın bu zihniyetin devamı olduğunu söyledi. 28 Şubat sürecinin TSK’nın değil, BÇG’nin bir eseri olduğunu söyleyen Emekli Kurmay Binbaşı, şöyle devam etti: “Çünkü, BÇG, resmi değil, bir takım üst düzey generallerin şahsına bağlı yapılanmalardır. Zaman zaman hiyerarşi dışı açıklamalar yapıldığı, normal hiyerarşinin en üstünde bulunan komutanlarca, kerhen ‘bizim bilgimiz dahilindedir’ denilerek hiyerarşideki bozulmanın üstünün örtülmeye çalışıldığı dönemlerdir.”
Şahin, Ergenekon-PKK arasında ortaya çıkan derin bağlantıları ise çalıştığı bölgede hissettiğini söyledi. Bu durumu, aynı yerde görev yapan arkadaşlarıyla birlikte zaman zaman paylaştıklarını aktaran Şahin, şehit olan bir arkadaşının başından geçen bir olayı şöyle anlattı: “Tunceli’de birlikte görev yaptığım ve çok samimi olduğum bir arkadaşımın başından geçenleri bizzat kulağımla dinledim kendisinden. Arkadaşım, başında bulunduğu jandarma ekibi ile birlikte PKK’lı teröristlerin olduğu yere baskın yapmış. Ancak olay yerine gittiğinde teröristlerin bir süre önce yeri terk ettiğini fark etmiş. Çünkü daha yemekleri yerde, çayları ateşteymiş. Bunun üzerine ‘nasıl olsa geri gelecekler’ diye orayı tuzaklamış. Daha sonra gelip tugay komutanına söylemiş durumu. Komutan önce teşekkür etmiş ama bir süre sonra odasına çağırarak ağza alınmayacak hakaretler yapmış. Şimdi düşünüyorum da demek ki birileri hem teröristlere haber uçurmuş, hem de bu tuzaklama işinden rahatsız olmuş.”
Şahin, benzer bir duruma ise 28 Şubat sürecinde bizzat şahit olmuş: “Bu dönemde BÇG adına birliklere gelen alt rütbedeki kişiler, üst rütbede olan bizlere emirler yağdırıyordu. Bu da emir-komuta disiplinini alt üst eden ilişkilere yol açmıştı. Oysa, TSK’nın kendi hiyerarşisi içindeki üst düzey komutanların bu durumu kabullenmesi mümkün değildir.”
PKK ile Ergenekon arasında derin bir ilişkinin bulunduğunu anlatan Şahin, bu ilişkinin ötesinde bu örgütü kullandığını ve yönettiğini söyledi. Şahin, firar eden bazı subayların halen PKK’nın üst düzey yönetiminde yer aldığını iddia etti.
Emekli binbaşı, Ergenekon’un, karıştığı suçlar ve olaylar sebebiyle topyekün devlet iradesi tarafından tasfiyesine karar verildiğini ileri sürdü. Dâvâ kapsamında bugüne kadar özellikle TSK’dan emekli olanların ortaya çıktığını belirten Şahin, bu örgütle bağlantısı olan muvazzafların da yakında tasfiye edileceğini iddia etti.
|
/ ANKARA
04.09.2008
|
|
|
Başörtülüyü çıkaran şirkete dâvâ |
İSVEÇ ombudsmanı, etnik ayrımcılık yaptığı gerekçesi ile bir temizlik firmasını dâvâ etti. Çalıştığı işte belirlenen kurallara göre giyinmediğini bahane eden şirket, inançları gereği uzun etek giyen Müslüman kadın bir işçiyi işten çıkartmıştı.
İş mahkemesi tarafından görülen davada ombudsman, firmadan 120 bin İsveç Kron’u (18 bin 500 dolar) tazminat talep ediyor. Temizlik görevlisi, geçtiğimiz yılın ekim ayında İsveç’in güneyindeki Anderstorp bölgesinde faaliyet gösteren bir temizlik firması tarafından işe alınmış ve çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra da işine son verilmişti. İşten çıkarma gerekçesi olarak temizlik firması giydiği uzun eteğin yaptığı işi olumsuz etkilediğini ileri sürmüştü. Firma, temizlik görevlilerinin sadece pantolon giymesi gerektiğini savunurken, temizlik görevlisi kadın ise işe girmeden önce bu düzenleme ile ilgili uyarıldığını fakat dinî inancı gereği uzun etek giymeyi tercih ettiğini söyledi. Ombudsman ofisi avukatlarından Eva Hagström, İsveç gazetelerine; bu olayın giyimlerinden dolayı Müslüman kadınlara yapılan ayrımcılık vakalarından sadece bir tanesi olduğunu belirtti. Müslüman kadınların profesyonel iş hayatında olduğu gibi, günlük yaşantılarında da bu tür problemlerle sıkça karşılaştıklarının altını çizen Hagström, bu tür vakaların yıllardır süregeldiğini ve Ombudsman ofisi olarak bu gibi ayrımcılıkları hiçbir şekilde kabul etmediklerini ve bununla her daim mücadele edeceklerini ekledi.
|
/ STOCKHOLM
04.09.2008
|
|
|
Kıbrıs’ta çözüm zamanı geldi |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, 11 Eylülde başlaması öngörülen kapsamlı Kıbrıs müzakerelerin prosedürünü belirlemek amacıyla Lefkoşa ara bölgede bir araya geldi. Her iki lider de ikametgaha gelişlerinde orada bulunan gazetecileri hem Türkçe hem de Rumca selamladı.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Misyon Şefi Taye-Brook Zerihoun’un resmi ikametgahında yapılan görüşmeye, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer de katıldı.
Görüşmeye saat 10.05’te Hristofyas, bir dakika sonra da Talat geldi. Liderleri Zerihoun karşıladı. Liderler, görüntü vermeden toplantıya geçti. Görüşmeye, Talat’ın BM ve AB ile Müzakerelerden Sorumlu Temsilcisi Özdil Nami ile Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu da katıldı.
Kıbrıs Türk tarafı yoğun bir görüşme süreci talep ederken, Kıbrıs Rum tarafı zamana yayılmış bir görüşme sürecinden yana. Talat ve Hristofyas, 21 Martta başlayan yeni süreç kapsamında dün 5. kez bir araya gelmiş oldu. Görüşmeler Türkiye’nin AB üyeliğini de tehdit eden Kıbrıs sorununun çözümü için en büyük şans olarak nitelendiriliyor.
Seremoni şeklinde olan sembolik bir anlam taşıyan görüşmede iki lider tam kapsamlı görüşmelerde nasıl bir yol izleneceğini görüştü. Görüşmenin gerçekleşeceği yere ilk önce BM Misyon Şefi Taye-Brook Zerihoun geldi. Ardından ikametgaha Rum lider Hristofyas geldi. Rum lideri kapıda BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ile Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Misyon Şefi Taye-Brook Zerihoun karşıladı. Liderler gazetecilere poz verirken, Rum lider orada bulunan gazetecileri Türkçe ve Rumca selamladı. Rum liderden sadece 1 - 2 dakika sonra ise KKTC Cumhurbaşkanı Talat geldi. Kendisini yine Downer ve Zerihoun karşıladı. Talat da yine Rum lider gibi hem orada bulunan gazetecileri hem Türkçe hem de Rumca selamladı.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas arasındaki görüşmenin sona ermesinden BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ilk açıklamayı yaptı. Downer, görüşmenin samimi bir ortamda yapıldığını belirtti. Rum yönetimi lideri Hristofyas’a Talat ile görüşmesinde “bir sürprizle karşılaşıp karşılaşmadığı” soruldu. Rum lideri, bir sürprizle karşılaşmadığını belirtti. Hristofyas, Kıbrıs’ta “sınırların yıl sonuna kadar kaldırılıp kaldırılamayacağına” ilişkin bir soru üzerine, bu amaçla yola çıktıklarını, iki tarafın mümkün olan en kısa zamanda sonuca ulaşma arzusunda olduğunu ifade etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Talat, BM’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde 4 yıllık bir sessizlikten sonra bir çalışma azmi ve kararlılığıyla müzakerelere başladıklarını belirtti. “Biz sıfırdan başlamıyoruz, dolayısıyla bu müzakerelerin çok uzun sürmeyeceğini umuyorum” diyen Talat, 1960 garanti ve ittifak anlaşmalarının devam etmesi gerektiğini vurguladı. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ise AB’nin tam üyesi olduklarını belirterek, “çözümün AB çerçevesinde olması” gerektiğini söyledi. “Herkesin Kıbrıs’ın toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir” diyen Rum lideri, “artık bu sorunu çözme zamanının geldiğini” ifade etti. “Biz tek devlet üzerinden çözüm bulunmasını istiyoruz” diyen Hristofyas, BM ile tam bir işbirliği içinde olacaklarını sözlerine ekledi.
|
/ LEFKOŞA
04.09.2008
|
|
|
Adıyaman 5.1 ile sallandı |
ADIYAMAN'Da, 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem sonrasında bazı binanalarda hasar oluştu.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, saat 05.22’de merkez üssü Adıyaman’ın Samsat ilçesi olan 5.1 büyüklüğünde ‘’şiddetlice’’ bir deprem kaydedildi. İlçede artçı sarsıntıların yaşandığı bildirildi. Deprem sonrasında Samsat’ın yanı sıra, Kahta ve Adıyaman merkezinde de bazı binalarda hasar meydana geldi. Adıyaman merkez Yeşilyurt Mahallesi’nde bulunan Abdullah Yetim’e ait tek katlı betonarme ev deprem sonrasında meydana gelen çatlaklar sebebiyle boşaltıldı.
Adıyaman ve çevre illerden de hissedilen deprem sonrasındaki artçı sarsıntılar sebebiyle vatandaşlar evlerine giremedi.
Adıyaman Valisi Ramazan Sodan, Samsat ilçesinde meydana gelen depremin ardından incelemelerde bulundu. İncelemelerinin ardından, gazetecilere açıklama yapan Sodan, ‘’Depremin olduğu yerdeyiz. Samsat’ta incelemelerde bulunduk. Çok ciddi bir hasar olmamakla beraber, sağlık ocağı lojmanlarında önemli çatlaklar ve hasarlar var’’ dedi. Sağlık ocağının gerekli incelemenin tamamlanmasının ardından yıkılarak, yeniden yapılabileceğini ifade eden Sodan, belediye binasında da çatlakların oluştuğunu dile getirdi.
Samsat Kaymakamı Mahmut Kaşıkçı ise bütün köylerle iletişim içinde olduklarını, kendilerine gelen bilgilere göre önemli bir hasarın olmadığını söyledi. Kaşıkçı, şunları kaydetti: ‘’Bazı evlerde daha önceden de oluşmuş olan çatlaklar ya da depremle oluşan hafif çatlaklar var. Her köyde köy korucularından ve muhtarlardan bilgi aldık. Önemli bir şey yok. Vatandaştan bize yansıyan önemli bir problem olmadı. İlçedeki sağlık ocağı lojmanı dışında önemli bir hasar yok.’’
SAĞLIK OCAĞINA 6 KİŞİ MÜRACAAT ETTİ
Samsat Sağlık Grup Başkanı Dr. Engin Çalgan da dün sabah yaşanan depremin ardından, sağlık ocağına 6 yaralının getirildiğini söyledi.Çalgan, ‘’Yaralı olarak getirilen bir polis memuru, daha önce de deprem korkusu yaşadığı için pencereden atlamış. Kolunda kırıklar oluştuğu için buradaki müdahalenin ardından Adıyaman Devlet Hastanesine sevk edildi. 3 kişi yaşadıkları korku nedeniyle travma geçirmiş, tedavileri yapılıp evlerine gönderilmiş. Bir kişi korku nedeniyle evinin damındaki merdivenlerinden düşerek yaralanmış. Bir kişi ise panik sırasında düşerek yaralanmış. Ciddi bir yaralanma yok’’ dedi.
Adıyaman’daki deprem, Şanlıurfa ve bazı ilçelerinde de hissedildi. Deprem sebebiyle korkuya kapılan vatandaşlar, dışarı çıkarak park ve bahçelerde bekledi. Meydana gelen sarsıntıdan ötürü paniğe kapılıp rahatsızlanan Abdullah Hurma (44) adlı vatandaş ile heyecanlanarak dışarı çıkmaya çalışırken, merdivenden düşüp ayağını inciten bir kişinin de hastaneye kaldırıldığı öğrenildi.
|
/ ADIYAMAN
04.09.2008
|
|
|
Bingöl’de iki şehit daha |
BİNGÖL'ÜN Kıği ilçesindeki Tekbaş Jandarma Karakolu civarında saat 18.30 sıralarında askeri bir araca teröristlerce uzun namlulu silahlarla ateş açıldı.
Çatışmada 2 asker şehit oldu, 9 asker yaralandı. Saldırıda Ramazan Demirci (Kütahya) ve Eyüp Gürsoy (Trabzon) isimli askerler helikopterle Elazığ Askeri Hastanesi’ne kaldırılırken şehit oldu, 9 asker de yaralandı. Şehit askerlerin cenazeleri Fırat Üniversitesi Hastanesi’ne getirildi. Bingöl Valisi İrfan Balkanoğlu, teröristlerin Kiğı Baraj inşaatını koruma görevine giden askerlere saldırdığını belirterek, “Saldırıda yaralanan ve Elazığ’a gönderilen 2 askerimiz şehit oldu” dedi. Balkanoğlu, bölgede operasyonların sürdüğünü bildirdi.
|
/ ELAZIĞ
04.09.2008
|
|
|
Şehit evlerinde yas var |
JANDARMA Komando Er Eyüp Gürsoy’un (21) Bursa’daki evinde yas var. Oğullarının şehit olduğunu dün iftardan sonra evlerine gelen Bursa İl Jandarma Komutanlığı yetkililerinden öğrenen baba Osman (45) ve anne Fatma Gürsoy (40) ile şehit erin 4 kardeşi hala acı haberin şokunu yaşıyor.
Bursa’nın merkez Nilüfer ilçesine bağlı Konak Mahallesi Yıldırım Caddesi’nde oturan Osman Gürsoy, oğluyla son olarak iki gün önce telefonla konuştuğunu ve iyi olduğunu öğrendiğini belirterek, ‘’Acı haberi komutanlardan aldık. Söyleyecek bir şey yok. Vatan sağ olsun’’ dedi. Askere gitmeden önce babasına ait pide salonunda çalıştığı ve terhisine 6 ay kala şehit olduğu bildirilen Jandarma Komando Er Eyüp Gürsoy’un (21) yakınları, Gürsoy’un, Bingöl’de 31 Ağustosta 4 askerin şehit olduğu çatışmanın ardından babasını arayarak iyi olduğunu ve kendisini merak etmemelerini söylediğini belirttiler. Bu arada aynı saldırısı sonucu şehit olan jandarma komando er Ramazan Demirci’nin (21) Gediz’e bağlı Erdoğmuş beldesinde büyük bir Türk bayrağı asılan evi, acılı ailesini sakinleştirmek ve taziye dileklerini iletmek isteyenlerle doldu. Ramazan Demirci’nin terhisine 5 ay 18 gün kaldığı bildirildi. Oğullarının şehit olduğunu dün iftardan sonra evlerine gelen jandarma yetkililerinden öğrenen baba Adem ve anne Halime ile şehit erin ablası Zeliha, acı haberi duyunca şok geçirdi. Sakinleştirici iğne yapılan şehidin ailesini askeri yetkililer ve yakınları teskin etmeye çalıştı.
|
/ BURSA - KÜTAHYA
04.09.2008
|
|
|
Saldırı emri Feyman Hüseyin’den |
BİNGÖL'ÜN Yedisu ve Kığı ilçelerinde 6 askeri şehit eden grubun, Kandil’de bulunan “Dr. Bahoz Erdal” kod adlı Feyman Hüseyin’den emir aldıkları ortaya çıktı.
Jandarma erler Eyüp Gürsoy ile Ramazan Demirci şehit olduğu araçtaki askerlerin teröristlere karşılık vermesi üzerine çatışma yaşandığı öğrenildi. Bölgenin dağlık ve ormanlık olmasını fırsat bilen kalabalık PKK’lı grup Tunceli-Bingöl sınırında bulunan Yayladere yönüne kaçtı. 20 kişilik bir grup ile eylem yaptığı öğrenilen teröristlerin K.Irak’tan yeni geldiği ve eylemi gerçekleştiren grubun başındaki üst düzey sorumlusunun Kandil’de bulunan Dr. Bahoz Erdal kod adlı Feyman Hüseyin olduğu telsiz konuşmalarından anlaşıldı. Teröristlerin, şiddet eylemlerini tırmandırması yönünde Feyman Hüseyin’den telsizle sürekli talimat aldığı öğrenildi. Tunceli bölgesindeki örgüt mensuplarının 2008 yılında ağır kayıplar vermesi nedeniyle üst düzey sorumlularını değiştiren terör örgütü PKK, Türkiye sınırlarına ağırlıklı olarak şiddet eğilimli teröristleri göndermeye başladı. Eylem yapamayan terör örgütü mensuplarını pasif göreve çeken PKK’nın, Feyman Hüseyin’e yakın üst düzey sorumlular tarafından eylemlerini artırması bekleniyor. Öte yandan, Tunceli, Bingöl sınırında bulunan Yayladere kırsal alanına doğru kaçtıkları tespit edilen grubun yakalanması amacıyla bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı.
|
/ BİNGÖL
04.09.2008
|
|
|
Sınıra çok sayıda askerî araç sevk edildi |
ŞIRNAK'TA terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlar kapsamında sınıra çok sayıda askeri araç sevk edildi.
Şırnak’ta güvenlik güçlerince Cudi, Gabar ve Kato dağları ile Bestler Dereler bölgesinde terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlar başarıyla sürdürülüyor. Operasyonlara Skorsky ve Kobra helikopterleriyle destek sağlanıyor. Sabah, çok sayıda askeri araç, Cizre ilçesinden geçerek, sınıra yakın bölgelerdeki askeri birliklere kaydırıldı.
|
/ ŞIRNAK
04.09.2008
|
|
|
Gül: Bosna’da tüm etnik gruplara eşit mesafedeyiz |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Türkiye’nin, “Bosna Hersek’in egemenliği, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması ve bu ilkelerin sorgulanmaması” yönündeki çabalarını sürdürdüğünü söyledi.
Gül, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Haris Silajdziç ile Konsey üyeleri Nebojsa Radmanoviç ve Zeliko Komşiç ile yaptığı baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Silajdziç ile Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenledi.
Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı ve üyelerinin birlikte Türkiye’yi ziyaret etmesinin bu ülkenin Türkiye’ye verdiği önemi gösterdiğini anlatan Gül, konuklarının gösterdiği bu ilginin kendilerini mutlu ettiğini kaydetti. Bosna Hersek-Türkiye ilişkilerinin, gerek Bosna Hersek’teki savaş yıllarında gerekse savaş sonrasında yoğunluğunu yitirmeden devam ettiğini belirten Gül, ortak tarih ve kültürün iki ülke ilişkilerinin daha da geliştirilmesinin temelini oluşturacağını ifade etti. Gül, “Bundan dolayı Bosna Hersek, Türkiye ve Türk halkının gönlünde özel bir yere sahiptir” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin Bosna Hersek’te barışı sağlayan Dayton Anlaşması çerçevesinde faaliyet gösteren ‘Barışı Uygulama Konseyi Yönlendirme Kurulu’nun etkin bir üyesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bosna Hersek’in egemenliği, siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması ve bu ilkelerin hiçbir şekilde sorgulanmaması yönündeki çabalarımız sürdürülmektedir. Balkanlarda kalıcı barışa önem veren Türkiye, Bosna Hersek’in çok kültürlü yapısını desteklemiş, bu yöndeki politikasını uluslararası platformlarda her fırsatta somut biçimde ortaya koymuştur. Bu açıdan Türkiye, Bosna Hersek bilincinin yerleşmesi için Bosna Hersek’in birliğine, bütünlüğüne çok önem vermekte, tüm etnik gruplarla çok yakın ilişki içinde olmakta ve onlara eşit mesafede hareket etmeye özen göstermektedir.” Gül, konuşmasının ardından, bir gazetecinin, Ermenistan’a gidip gitmeme konusunda bir karar verip vermediğine ilişkin sorusunu, “Günü, vakti gelince size bilgi verilecek” diye cevapladı.
|
/ ANKARA
04.09.2008
|
|
|
“Ermenistan’a taviz vermeden gidilebilir” |
BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Türkiye ile Ermenistan arasında Erivan’da gerçekleşecek futbol karşılaşmasını izlemek üzere Ermenistan’a gitmesi durumunda, Türkiye’nin iki ülke arasındaki ilişkilerde taviz vermediği politik ilkelerini tekrar ön şart olarak deklare etmesi gerektiğini belirtti.
Yazıcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin komşularıyla iyi ilişkiler kurma konusunda atılacak adımları ve sonuçlarını iyi hesaplaması gerektiğini kaydetti. Yazıcıoğlu, Cumhurbaşkanı Gül’ün Ermenistan’a gitmesi durumunda, Türkiye’nin taviz veremeyeceği politik ilkelerini ön şart olarak yinelemesi gerektiğini belirtti.
|
/ ANKARA
04.09.2008
|
|
|
Çözüme yönelik doğru bir adım atıldı |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın kapsamlı müzakereler için yeniden bir araya gelmeleri, kimi uzmanlarca Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik doğru bir adım, kimilerince sonuçsuz kalacak bir girişim olarak değerlendiriliyor.
Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, “Kapsamlı çözüme yönelik doğrudan görüşmelerin başlaması doğru yönde atılmış bir adımdır” diye konuştu. Bununla birlikte, ‘’ortada karışık bir durumun bulunduğunu’’ ifade eden Uluçevik, Türkiye’nin dile getirdiği çözüm şekliyle Talat’ın Hristofyaf ile çerçevesi üzerinde anlaştığı çözüm şekli arasında çok büyük farkların olduğunu savundu.
Talat ve Hristofyas’ın yöneldikleri çözüm ile Türkiye’nin söylemleri arasında büyük bir karmaşa ve çelişki olduğunu yineleyen Uluçevik, Kıbrıs Türk tarafının kamuoyunu bazı konularda yanlış bilgilendirdiğini söyledi. Uluçevik, yıl sonuna kadar çözüme ulaşılacağı yönündeki görüşlere katılmadığını, ‘’Kıbrıs sürecinin aceleye getirilecek bir iş olmadığını’’ kaydetti. Sürecin 45 yıldır devam ettiğini belirten Uluçevik, çözümsüzlüğün sebeplerinin ‘’iyi araştırılması’’ gereği üzerinde durdu.
KKTC’nin eski Ankara Büyükelçisi, Başkent Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ahmet Zeki Bulunç da, bugünkü görüşmelerin, ‘’kapsamlı görüşmelerin bir seremoni niteliğindeki ön görüşmesi’’ olduğunu, esas görüşmelerin 11 Eylülde başlamasının öngörüldüğünü, bunun nedeninin ise Hristofyas’ın yapacağı yurt dışı temaslar olduğunu kaydetti. Kıbrıs gerçeklerine dayalı bir anlaşma sağlanmasının önemine değinen Bulunç, Kıbrıs üzerindeki mevcut Türk-Yunan dengesinin yeni bir anlaşmada mutlaka gözetilmesi, bunun gerçekleşebilmesi için de Türkiye’nin garatörlük hakkının devam etmesi gerektiğini söyledi.
Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (TUSAM) Kıbrıs uzmanı Gözde Kılıç Yaşın da konuya ilişkin değerlendirmesinde, bugün başlayacak kapsamlı müzakere sürecinde Rumların aslında süreci uzatmak ve Türkiye’yi garantörlükten vazgeçirmek üzere AB masasında sıkıştırmayı hedeflediğine inandığını söyledi.
|
/ ANKARA
04.09.2008
|
|
|
ABD: Tamamıyla destekliyoruz |
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack, Kıbrıs’ta müzakerelerin yeniden başlaması kapsamında KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın biraraya gelmesini ve müzakerelerin yeniden başlamasını kuvvetle desteklediklerini belirtirken, ABD’nin, ‘’özel temsilci’’ atama konusunu değerlendirdiğini kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın günlük basın toplantısında, Kıbrıs’ta liderlerin yarın biraraya gelmelerine ilişkin bir soru üzerine Sean McCormack, ‘’Anlaşmaya ulaşma yönündeki bu yeni çabayı tamamıyla destekliyoruz’’ dedi. ABD’nin de, bu çabada ‘’özel bir temsilci’’ atamanın uygun olup olmayacağı konusunu değerlendirdiğini vurgulayan McCormack, ‘’Tabii temelde bu sorunda bir çözüme ulaşılacaksa bunu iki taraf yapacak. Biz, bu buluşma ve bu çabanın yeniden başlatılmasını tamamıyla destekliyoruz’’ diye konuştu.
ABD’nin Kıbrıs’ta çözüm konusundaki beklentisine ilişkin bir soruya karşılık McCormack, ABD’nin daima, iki toplumlu, iki bölgeli bir çözümü desteklediğini dile getirdi ve ‘’Biz, belli koşulları dikte etmeye çalışacak değiliz. Bunlar, tarafların üzerinde çalışacağı konulardır’’ dedi. Uluslararası toplumun, Kıbrıs’ta mevcut çabayı desteklemeye hazır olduğunu belirten McCormack, henüz böyle bir durum söz konusu olmamakla birlikte, istenirse uluslararası toplumun çözüm için öneriler getirmeye de hazır olduğunu sözlerine ekledi.
|
/ WASHINGTON
04.09.2008
|
|
|
CHP’li eski bakandan başörtülülere tuhaf sözler |
BAŞÖRTÜSÜ takanın normal, takmayanın anormal olduğunu belirten Eski Spordan Sorumlu Devlet Bakanı CHP MYK Üyesi Erdoğan Toprak, “Eğer bugün o başörtüsünü takmak özgürlükse benim de bir kadeh içme özgürlüğüm olmalı” dedi.
Eski Spordan Sorumlu Devlet Bakanı CHP MYK Üyesi Erdoğan Toprak, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde katılığı toplantıda yaptığı konuşmada, CHP’nin seçim meşalesini Çorlu’dan yakacağına inandığını söyledi.
Toprak, CHP Çorlu İlçe Teşkilatı’nı ziyaretinde yaptığı konuşmada başörtüsüyle ilgili tuhaf sözler söyledi. Çorlu’nun CHP için önemli olduğunu kaydeden Toprak, Çorlu’nun Trakya’nın nabzını tuttuğunu belirtti. Başörtüsü ile ilgili konuşan Toprak, “Türkiye adım adım sıkıntılı bir noktaya gidiyor. Bugün başörtüsü takan normal, takmayan anormal oldu. Eğer bugün o başörtüsünü takmak özgürlükse benimde bir kadeh içme özgürlüğüm olmalı. Demokrasi sadece kendi kafa yapısında ki insanları yönetime getirip ondan sonra katı anlayışını hayata geçirmek isteyen bir yapının savunulduğunu görüyoruz. Biz bakabileceğimiz ve eğitebileceğimiz kadar çocuk yaparsak bu ülkeyi bir yerlere getirebiliriz. Biz bu coğrafyada eğitimli bir toplum yetiştirebilirsek başı dik burada rol oynayan bir ülke oluruz.” diye konuştu.
|
/ ÇORLU
04.09.2008
|
|
|
Şehit yetimlerine yardım genelgesi |
İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, yayımladığı genelgede, 81 il valiliğinden, şehit yetimleri ile gazi çocuklarından ihtiyaç sahibi olanların eğitime yönelik her türlü ihtiyacının karşılanmasını ve ramazan ayında ve Ramazan Bayramı’nda yapılan her türlü yardımdan istifade ettirilmelerini istedi.
Bakan Atalay, şehit yakınları ve gazilerle ilgili 81 il valiliğine gönderdiği genelgede, şunları kaydetti: ‘’Devletimizin ve milletimizin ebedi varlığını, birlik ve bütünlüğünü muhafaza uğrunda gözünü kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizin dul ve yetimlerinin ve bu uğurda yaralanan gazilerimizin hayat standartlarını yükseltmek amacıyla Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar artarak devam etmektedir. Vali ve kaymakamlarımızın yakın ilgi ve koordinasyonuyla, 2008-2009 eğitim ve öğretim yılının başlangıcında, aziz şehitlerimizin bizlere emaneti olan yetimleri ile kahraman gazilerimizin çocuklarından ihtiyaç sahibi olanların, eğitime yönelik her türlü ihtiyaçlarının tespit edilerek süratle karşılanmasını, ayrıca, devletimizin ve milletimizin şefkat ve desteklerinin bugün olduğu gibi yarın da yanlarında olduğunun bir ifadesi olarak, şehit yakınları ve gazilerimizin ramazan ayında ve yaklaşan Ramazan Bayramı’nda yapılan her türlü yardımlardan istifade ettirilmelerini, yapılan yardımların Bakanlığımıza bildirilmesini önemle rica ederim.’’
|
/ ANKARA
04.09.2008
|
|
|
Cumhurbaşkanı Gül, Bush'la telefonda görüştü |
BEYAZ Saray, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başkan George W. Bush arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, ‘’iki liderin, Türk-Ermeni ilişkilerinin ilerletilmesi çabalarına verdikleri desteğin de ele alındığını’’ bildirdi.
Başkanın Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Gordon Johndroe, görüşmeye ilişkin bilgi verirken, Başkan Bush ve Cumhurbaşkanı Gül’ün, Gürcistan ile Rusya arasında AB aracılığıyla varılan 6 maddelik ateşkeş anlaşmasına tamamıyla uyulması gereğini vurguladıklarını söyledi. Johndroe, ‘’İki lider, ayrıca, Türk-Ermeni ilişkilerinin ilerletilmesi çabalarına verdikleri desteği ve büyümekte olan Türkiye-Irak ilişkilerini ele aldılar’’ dedi. Sözcü Johndroe, iki liderin, İran’ın, uranyum zenginleştirme işlemini durdurmasının gereğinin önemini de ele aldıklarını ve Kıbrıs için başlayacak görüşmelere verdikleri desteği de dile getirdiklerini kaydetti.
|
/ WASHINGTON
04.09.2008
|
|
|
Başbakan Erdoğan, bugün Suriye'ye gidecek |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, bugün Suriye’ye günübirlik resmi ziyaret gerçekleştirecek. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın davetlisi olarak yarın Şam’a gidecek olan Erdoğan, Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerin ele alınacağı zirveye katılacak.
Arap Birliği Dönem Başkanı sıfatıyla toplantıya ev sahipliği yapacak Suriye Devlet Başkanı Esad’ın yanı sıra, AB Dönem Başkanı Fransa’nın Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy, Körfez İşbirliği Konseyi Dönem Başkanlığı’nı yürüten Katar’ı temsilen Emir Şeyh Hamad Bin Halife Al Tani de zirveye katılacak. Zirvede, Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler ele alınacak. Başbakan Erdoğan, Beşşar Esad’ın vereceği iftar yemeğine katıldıktan sonra Türkiye’ye dönecek.
|
/ ANKARA
04.09.2008
|
|
|
Bakan Şahin’e “sayın” sorusu |
DTP Grup Başkanvekili, Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a, ‘’sayın’’ dediği için bugüne kadar kaç kişi hakkında soruşturma açıldığını öğrenmek istedi.
Demirtaş, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergesinde, Türk Ceza Kanunun (TCK) 215. maddesinin, ‘’İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven bir kimsenin, 2 yıla kadar hapis cezasıyla çarptırılacağı’’ şeklinde düzenlendiğini hatırlattı. Bu hükmün, Öcalan dışındaki hiçbir tutuklu veya hükümlü ya da eski hükümlü hakkında uygulanmadığını savundu. Demirtaş, TCK’nın 215. maddesiyle ilgili kaç kişi hakkında soruşturma açıldığını, bunlardan kaçının Öcalan’a ‘’sayın’’ denmesinden kaynaklı olduğu sorusunu yöneltti.
|
/ ANKARA
04.09.2008
|
|
|
Hastaneden firar eden iki mahkûm yakalandı |
DENİZLİ'NİN Honaz ilçesindeki Kocabaş D Tipi Cezaevinde kalırken gönderildikleri hastaneden firar eden 2 hükümlü, jandarmanın yol kontrolünde yakalandı.
Alınan bilgiye göre, cinayet suçundan cezaevinde bulunan Ahmet Kırboğa ile bir başka suçtan hükümlü Adnan Taban, jandarmanın Tavas yol kavşağında yaptığı kimlik kontrolü sırasında otomobilde yakalandı. Kırboğa ile Taban, Kocabaş Cezaevine götürüldü. Hasta olduklarını gerekçe göstererek Denizli Devlet Hastanesine sevk isteyen hükümlüler Ahmet Kırboğa ile Adnan Taban, hastaneden firar etmişti.
|
/ DENİZLİ
04.09.2008
|
|
|
Ücretsiz kitaplar okullara dağıtılmaya başlandı |
Millî Eğitim Bakanlığının başlattığı ‘öğrencilere ders kitaplarının ücretsiz verilmesi uygulaması’ kapsamında Tekirdağ’ın Çorlu ilçesine gönderilen kitaplar okullara dağıtılmaya başlandı.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan ilköğretim ve lise öğrencilerine ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması uygulaması bu yıl da devam ediyor. Millî Eğitim Bakanlığının bu uygulaması kapsamında bu yıl Çorlu’ya gönderilen kitaplar okullara dağıtılmaya başlandı. Bu yıl Çorlu’ya 486 bin 782 adet ilköğretim ve lise kitabı gönderildi. Öğrencilere ücretsiz olarak verilecek olan ders kitapları okullara dağıtmaya başladıklarını belirten yetkililer, öğrencilerin okullar açıldığında kitaplarını hazır bulacaklarını ifade etti. Meslek kitaplarının dağıtılmadığını sadece ders kitaplarının ücretsiz olarak dağıtıldığını belirten yetkililer, öğrenciler sınıflarına girdiklerinde Türkçe, matematik, fizik, kimya, biyoloji, edebi-yat, felsefe, psikoloji, hayat bilgisi, tarih, sosyoloji gibi tüm ders kitaplarını hazır bulacaklarını dile getirdi.
|
/ TEKİRDAĞ
04.09.2008
|
|
|
Kızılay Ramazan’da da muhtaçların yanında |
TÜRK Kızılayı, Ramazan ayı boyunca her gün yaklaşık 15 bin kişiye sıcak yemek dağıtıyor.
Türk Kızılayı yetkililerinden edinilen bilgiye göre, kurum, kuruluşundan bu yana savaşlarda, göçler sırasında ve doğal afetlerde aşevi kurarak, ihtiyaç sahiplerinin yemek ihtiyacını karşılıyor. Ramazan ayı süresince günde yaklaşık 15 bin kişiye iftarlık ve sahurluk sıcak yemek dağıtımı gerçekleştiren Türk Kızılayı, ihtiyaç sahiplerine öğle saatlerinde 3 çeşit sıcak yemek sunarak, evlerinde iftar yapabilme imkanı sağlıyor. Aşevlerinde yemekle birlikte kişi sayısına göre ekmek dağıtımı da gerçekleştiriliyor. Türk Kızılayı, aşevlerine kadar gelemeyen, dışarı çıkamayacak durumda olan yaşlı ve hastaların yemeklerini ise özel sefer taslarında hazırlayarak kapılarına kadar götürüyor. Ramazan ayında yardım seferberliği başlatan Türk Kızılayı, 1 ay boyunca ihtiyaç sahibi 50 bin aileye gıda yardımı yapacak. Ramazan yardımları kapsamında şubeler, kendi bölgelerindeki muhtarlıklarla iş birliği yaparak ihtiyaç sahiplerini belirleyecek ve vatandaşların bağışlarıyla gerek duyulan gıdaları temin edecek. Türk Kızılayı, 80 bin ailenin de sofrasına 2,5 kilogramlık kavurmaları ulaştıracak.
|
/ ANKARA
04.09.2008
|
|
|
Kamboçyalı Müslümanların ilk iftarları Türkiye’den gitti |
KAMBOÇYA'NIN en yoksul kesimini oluşturan Müslümanların Ramazanla birlikte yüzleri gülmeye başladı.
Kamboçyalı Müslümanlar Türkiyeli hayırseverlerin gönderdikleri yardımlarla kardeşlik, dayanışma ve paylaşma duygularının henüz ölmediğine şahit oldu. Rahmet ve bereket ayı Ramazan ayının heyecanı sadece İslâm ülkelerinde değil diğer ülkelerde de yaşanıyor. Ramazanda Güney Doğu Asya ülkesi Kamboçya’nın en yoksul kesimini oluşturan Müslümanlar da unutulmadı. 14 milyonluk ülke nüfusunun yüzde 5’ini oluşturan Kamboçyalı Müslümanlar, maddi imkânsızlıklar içerisinde hayatlarını sürdürüyor. Türkiye’den İHH İnsani Yardım Vakfı, Ramazanı buruk geçirmemeleri için Kamboçyalı Müslümanlara yardım elini uzattı. Başşehir Phnom Penh’e 5 saat uzaklıkta 15 bin Müslüman’ın yaşadığı Battambang eyaletinde 350 aileye gıda yardımı yapıldı. Ayrıca 150 yetime çanta, defter, kalem ve silgiden oluşan kırtasiye malzemesi dağıtılarak, okul ihtiyaçları giderildi. 100 aileye de iftar yemeği verildi. Müslümanlar, iftar yemeği öncesi Türkiyeli hayırseverlere duâlar ettiler. Başşehre 1 saat mesafedeki Kandal şehrinde ise 300 aileye gıda paketleri dağıtıldı. 50 yetime de eğitim kırtasiye malzemesi yardımı yapıldı. Ayrıca 100 aileye iftar yemeği verildi. Çocuklar balonlarla sevindirildi. Başkent Phnom Penh’de bulunan yetim merkezi ziyaret edilerek yardımda bulunuldu.
KAMBOÇYALI MÜSLÜMANLARIN YÜZLERİ GÜLDÜ
Binlerce kilometre uzaktaki Türkiye’den kendilerine yardım gelmesi karşısında duygulanan yoksul Kamboçyalılar, Türkiyeli hayırseverlerin gönderdikleri yardımlarla kardeşlik, dayanışma ve paylaşma duygularının henüz ölmediğine şahit olduklarını ifade ettiler. Ayakta durmakta zorlanan ihtiyar kadın ve erkekler, yaşlı gözlerle Türkiyeli hayırseverlere duâ ettiler. Kamboçyalı Müslümanların temsilcileri de, yapılan yardımdan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Zekeriya Adem; bu yardımların İslâm kardeşliği açısından büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Önümüzdeki yıllarda Türkiyeli kardeşlerimizle daha yakın ilişkiler içerisinde olmayı temenni ediyoruz” dedi.
|
YENİ ASYA
/ İSTANBUL
04.09.2008
|
|
|
İftarda balık yemek lâzım |
UZMANLAR oruç tutanlara, iftarda sindirimi çok kolay olan balık tüketmelerini önerdi.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Cengizler, yaptığı açıklamada, balığın, A ve D vitamini bakımından önemli bir protein kaynağı olduğunu söyledi. Ramazan süresince rahatlıkla balık tüketilebileceğini belirten Prof. Dr. Cengizler, şöyle devam etti: ‘’Kalp ve damar rahatsızlıkları bulunan kişilere doktorlar tarafından da önerilen balık, Ramazan süresince haftada 5 öğün tüketilmeli. Çocuklarda zeka açısından da son derece yararlı olan bu besin kaynağı mutlaka sofralarda yer bulmalı. Sindirimi son derece kolay olan balık tüketimini, özellikle oruç tutan yaşlılar için öneriyoruz.’’ Balığın avlanma zamanı, beslenme, yumurtlama ve su sıcaklığı ile tuz oranını dikkate alarak uzmanlar tarafından hazırlanan takvime göre tüketilmesinde yarar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Cengizler, ‘’Bu takvime göre, levrek, çinekop, palamut, sardalya, barbunya, mercan yavrusu ve lüfer bu yıl eylül ayına denk gelen ramazan süresince sofralara lezzet katacak balıklar arasında yer alıyor’’ diye konuştu.
|
/ ADANA
04.09.2008
|
|
|
|