KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın kapsamlı müzakereler için yeniden bir araya gelmeleri, kimi uzmanlarca Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik doğru bir adım, kimilerince sonuçsuz kalacak bir girişim olarak değerlendiriliyor.
Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, “Kapsamlı çözüme yönelik doğrudan görüşmelerin başlaması doğru yönde atılmış bir adımdır” diye konuştu. Bununla birlikte, ‘’ortada karışık bir durumun bulunduğunu’’ ifade eden Uluçevik, Türkiye’nin dile getirdiği çözüm şekliyle Talat’ın Hristofyaf ile çerçevesi üzerinde anlaştığı çözüm şekli arasında çok büyük farkların olduğunu savundu.
Talat ve Hristofyas’ın yöneldikleri çözüm ile Türkiye’nin söylemleri arasında büyük bir karmaşa ve çelişki olduğunu yineleyen Uluçevik, Kıbrıs Türk tarafının kamuoyunu bazı konularda yanlış bilgilendirdiğini söyledi. Uluçevik, yıl sonuna kadar çözüme ulaşılacağı yönündeki görüşlere katılmadığını, ‘’Kıbrıs sürecinin aceleye getirilecek bir iş olmadığını’’ kaydetti. Sürecin 45 yıldır devam ettiğini belirten Uluçevik, çözümsüzlüğün sebeplerinin ‘’iyi araştırılması’’ gereği üzerinde durdu.
KKTC’nin eski Ankara Büyükelçisi, Başkent Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ahmet Zeki Bulunç da, bugünkü görüşmelerin, ‘’kapsamlı görüşmelerin bir seremoni niteliğindeki ön görüşmesi’’ olduğunu, esas görüşmelerin 11 Eylülde başlamasının öngörüldüğünü, bunun nedeninin ise Hristofyas’ın yapacağı yurt dışı temaslar olduğunu kaydetti. Kıbrıs gerçeklerine dayalı bir anlaşma sağlanmasının önemine değinen Bulunç, Kıbrıs üzerindeki mevcut Türk-Yunan dengesinin yeni bir anlaşmada mutlaka gözetilmesi, bunun gerçekleşebilmesi için de Türkiye’nin garatörlük hakkının devam etmesi gerektiğini söyledi.
Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (TUSAM) Kıbrıs uzmanı Gözde Kılıç Yaşın da konuya ilişkin değerlendirmesinde, bugün başlayacak kapsamlı müzakere sürecinde Rumların aslında süreci uzatmak ve Türkiye’yi garantörlükten vazgeçirmek üzere AB masasında sıkıştırmayı hedeflediğine inandığını söyledi.
|