EGE Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Karababa, ‘’Bir tarafta akut hastalıklar, bir tarafta kronik arsenik etkileri... İzmir böyle bir noktada. Buraya gelinmemesi gerekirdi’’ dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun Tahtalı Barajı’ndaki su oranının azaldığını ve arsenik oranı yüksek olduğu için daha önce kapatılan Göksu ve Sarıkız kuyularından şehre su verilmeye başlandığını açıklaması üzerine, görüşlerini bildiren Prof. Dr. Karababa, arseniğin çok fazla miktarda alınması durumunda kansere kadar birçok etkisinin bulunduğunu ifade etti. Alınan arsenik miktarının artmasıyla birlikte riskin de yükseldiğine dikkati çeken Karababa, şu anda İzmir’e verilen sudaki arsenik miktarının, arıtma tesisinin yapım süresi olan 4 ay gibi kısa bir sürede “abartıldığı kadar’’ büyük bir soruna yol açmayacağını söyledi.
Karababa, şunları kaydetti: “Arsenikli suyun tüketime sunulması tabii ki istenen, beklenen bir şey değil. Ama İzmir’in su kaynakları belli. Kentin yüzde 38’ine verilen kaynak, susuzluk nedeniyle devre dışı. Kenti susuz bırakmaktansa arsenikli su vermek, bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığını azaltacak bir girişim. Öbür taraftan arseniğin riskleri de söz konusu. Hangisi doğru? Bunun bir yanıtı yok aslında. Bir tarafta akut hastalıklar, bir tarafta kronik arsenik etkileri. İzmir böyle bir noktada... Buraya gelinmemesi gerekirdi. Çamlı Barajı şimdiye kadar gerçekleşmiş olsaydı İzmir’in bu kadar ağır bir su sorunu olmayacaktı.’’
EÜ Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, suyu kaynatmakla arsenikten kurtulunmayacağını söyledi.
Prof. Haydaroğlu, yüksek arsenik oranının uzun süre alınması durumunda cilt, akciğer, mesane, tiroit kanseri gibi birçok kanser türüne yol açabileceğini kaydetti.
|