Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, toplumsal uzlaşmanın AB uyum sürecinde bulunması ve bu sürecin toplumsal uzlaşma için gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek, "Avrupa uyum sürecinin daha iyi bir iletişim planıyla götürülmesi gerektiğine inanıyorum" dedi. Sürecin halka çok iyi anlatılmasını isteyen Sabancı, “Bu hepimizin projesi haline getirilmeli” şeklinde konuştu.
BAŞMÜZAKERECİ AYRI OLMALI
Müzakere sürecinin de yeniden yapılandırılması gerektiği görüşünü dile getiren Sabancı, çevre ve komşu ülkelerde Türkiye'nin çok kritik bir diplomatik rol oynamasını gerektiren gelişmelerin cereyan ettiği bir ortamda AB ile müzakerelerin dış politikadan ayrı bir liderlikle yürütülmesine ve Dışişleri Bakanlığı ile Başmüzakereciliğin ayrılmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
AB uyum sürecinde uzlaşmalıyız
SABANCI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, toplumsal uzlaşmanın AB uyum sürecinde bulunması ve bu sürecin toplumsal uzlaşma için gerçekleştirilmesi gerektiğini belirterek, “Avrupa uyum sürecinin daha iyi bir iletişim planıyla götürülmesi gerektiğine inanıyorum” dedi.
Sabancı, gazetecilerle bir araya geldiği sohbet toplantısında, dünya finansal sisteminde 6 ay önceki belirsizlik ve güvensizliğin aynen devam ediyor gibi göründüğünü, artık bunların fiziki neticeleriyle karşı karşıya olunduğunu anlattı. 6 ay önceki sohbet toplantısında dile getirdiği konuların artık, sonuçlarının görülmeye başlandığını belirten Güler Sabancı, bunların beklenilen gelişmeler olduğunu, hala çok ciddi belirsizlik, güvensizlik var olduğunu ama bunun yanında çok ciddi tedbirler alındığını söyledi. Tüketici güven endeksinin gerilediğini, işsizlik oranının arttığını ve yavaşlamanın sürdüğünü kaydeden Güler Sabancı, şöyle devam etti:
“Bizde ise ilk üç ay hepimizi sevindiren bir büyüme rakamı çıktı ama ileriki 3 ayın böyle olmayacağını bekliyoruz. Yıl sonunda yüzde 4’ün altında bir büyüme bekliyoruz. Enflasyon ilk 6 ayda yüzde 12’leri buldu gözüküyor. Yüzde 3,5-4 büyüme, göreceli olarak, Avrupa’da yüzde 1’lerin konuşulduğu bir ortamda kötü sayılmaz ama tüketici güven endeksi son 4-5
yılın en düşük seviyelerinde... Bir de tabii her zaman olduğu gibi cari açık meselemiz var. 55-60 milyar dolar olacağı görülüyor ki bu rakam GSMH’nin yüzde 6,5-7’si gibi yüksek bir rakam. Bu tabloya bakıldığı zaman Türk piyasalarında çok büyük yabancı çıkışı olmadı. Rusya’dan çıkış görüldü mesela ama Türkiye’den ciddi bir çıkış gözlenmedi. İhracatımız hala rekor düzeyde devam ediyor. Ama önemli bir belirsizlik de yaşadık. AKP’nin kapatılması davası ilave bir belirsizlik oldu ve o süreci 4-5 ay gibi kısa bir sürede üzerimizden atmış olmamızın da faydası var gibi görünüyor.”
“SÜREÇ YENİDEN YAPILANDIRILMALI”
AB uyum süreciyle ilgili olarak Güler Sabancı, son bir yılda 29 yasa çıkarıldığını belirterek, bir işi yapmak kadar o işin iletişimini de gerçekleştirmenin önemli olduğunu dile getirdi.
AB uyumun sadece teknik bir süreç değil, toplumla paylaşılması gereken bir süreç olduğu inancını taşıdığını söyleyen Güler Sabancı, “Demokrasilerde en önemli unsurun toplumun bilgilendirilmesi olduğuna inanıyorum. Çok emek veriliyor, iletişimine de önem verilmeli...” dedi. Güler Sabancı, şunları kaydetti:
“AB ile ilgili bu kadar çok şey yapıldığının ben farkına varmamışım. Sene başından bu yana 29 yasa çıkmış. Bu beni şuraya getiriyor. Türkiye’de hep toplumsal uzlaşmadan bahsediyoruz. Türkiye’de aradığımız toplumsal uzlaşmayı bence AB uyum sürecinde bulmalıyız. Uyum sürecini toplumsal uzlaşma için yapmalıyız. Avrupa uyum sürecinin daha iyi bir iletişim planıyla götürülmesi gerektiğine inanıyorum ve bunun halka iyi anlatılması, hatta zaman zaman eğitim yapılması gerektiğine inanıyorum. Bunun hepimizin projesi haline getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Şunu da söylemeden edemeyeceğim. Son, Kafkaslar’daki olaylarda da gördük ki çevre ve komşu ülkelerde çok olaylar oluyor. Bu hareketlilik Türkiye’nin çok kritik bir diplomatik rol oynamasını gerektiriyor. Bu rolü de gerek dışişleri bakanlığı gerekse dışişleri teşkilatı iyi oynuyor. Çok kritik temaslar oluyor. Bir yanda başarıyla götürülen bu dış politika öte yanda da hakikaten bir toplumsal uzlaşma paketi gibi hep beraber çok iyi iletişimle götürülmesi gereken bir AB süreci var. Bu ikisinin aynı odaklanmayla aynı hassasiyetle götürülmesi ve bir kişi tarafından götürülmesi kolay değildir. Müzakere sürecinin yeniden yapılandırılması gerektiğine inanıyorum, organizasyonunun... Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye’nin başarıyla götürdüğü diplomatik rolü, dışişleri götürüyor. AB müzakere sürecinin de ayrı bir şekilde ayrı bir liderlikle götürülmesi gerektiğine inanıyorum. Ayrılmalı... Benim görüşüm. Her ikisi de çok önemli...”
|