ANADOLU Üniversitesi (AÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Göncü, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de suyun giderek azalan, ancak artan nüfusla birlikte kullanım sıklığı artan bir özellik gösterdiğini kaydetti.
Bireysel ve toplumsal tedbirler almanın zorunlu olduğu bir döneme girildiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Göncü, en temel ihtiyaç olan suyun kontrolsüz tüketiminin giderek insanlığın varlığını da tehdit eder konuma geldiğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Göncü, Türkiye’de tüketilen suyun yüzde 72’sinin tarımsal sulama için kullanıldığını ve damlama tipi sulamanın tercih edilmemesinden dolayı 4/5 oranında suyun kaybedildiğini anlatarak şöyle konuştu: ‘’Hem Türkiye’de hem de dünyada nüfus artışına bağlı olarak kişisel kullanılan su miktarının da artması, en temel sorun. Dünyada çok fazla su var, ancak bunun büyük bir bölümü tuzlu su, yani kullanamayacağımız sular. Kutuplardaki suları, yeraltındaki ulaşamadığımız suları da çıkarttığımızda dünyada yüzde 0.3 oranında kullanabileceğimiz su var. Dolayısıyla bunu efektif bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Öte yandan, endüstrileşmenin ve kişilerin refah seviyesinin artmasının da bunda etkisi büyük.’’
‘’Türkiye’de dünyaya oranla çok fazla su var’’ anlayışının ortalamalar karşılaştırıldığında doğru olmadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Göncü, dünyada kişi başına 7 bin 600 metreküp su düşerken, Türkiye’de ise bunun 1450 metreküp seviyesinde bulunduğunu bildirdi. Yrd. Doç. Dr. Göncü, Türkiye’nin su fakiri ülke konumuna gelmeye başladığını anlatarak, şöyle devam etti: ‘’Nüfusu 70 milyonu aşan Türkiye’de su kullanım oranlarının bin metreküpe düşmesi sonucu su tasarrufunun zorunlu olduğu ortadadır. 2030 yılında 100 milyona yakın bir nüfusa sahip olacağımız ülkemizde bazı önlemler alınmazsa büyük sıkıntılar yaşanabilir. Alınabilecek önlemlere ilişkin ayrı ayrı kurumlar bazında değil Hükümet tabanlı uygulamaların tek elden yürütülmesi ve havza yönetimi yaklaşımının benimsenmesi gerekiyor.’’
|