Bu ülkede, ‘askerin kurtarıcılığı’ndan kurtulmadan demokrasi kurtulmaz! Bu ülkede, ‘askeri ideoloji’ boyunduruğundan kurtulmadan demokrasi düze çıkmaz! Çünkü demokrasilerde ordu, ‘devlet içinde devlet’ değildir. Çünkü demokrasilerde ordu, ‘siyasal parti’ gibi davranmaz, davranmasına izin verilmez.
Meclis’te 411 milletvekilinin oyuyla geçen bir anayasa değişikliğini yok sayacaksın. Bir iktidar partisinin halktan aldığı yüzde 47 oyu yok sayıp onu kapatmaya kalkışacaksın.
Sonra da kalkıp ‘hukuk’tan söz edeceksin, ‘demokrasi’den söz edeceksin.
Olmaz böyle şey!
Kimseye yutturamazsın.
Bunun adı ne hukuktur, ne de demokrasi!
Bunun adı, bu ülkede asker-sivil bürokrasinin ‘demokrasi korkusu‘dur ya da ‘demokrasiye karşı direnişi‘dir.
***
(...)
Ergenekon’un da böyle bir sürecin parçası olduğu konusunda herhangi bir kuşkum yok.
Mahkemede ne olur bilemem.
Ama kafam çok net:
Bu bir demokrasi kavgasıdır.
Hukuk devleti kavgasıdır.
Lütfen bunu saptırmayın.
İnandırıcı olmanız güçtür.
Ve çağımızda demokrasi ancak halkın oyuyla gerçekleşir, darbesel tertiplerle değil, süngünün ucuyla hiç değil.
Milliyet, 3 Temmuz 2008
|