27 Nisan’dan bu yana, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesi, hemen her konuda yaptığı açıklamalar sayesinde herhalde alexa sıralamasında Türkiye’de ilk 100’e girecek tıklanma oranına ulaşacak gibi görünüyor.
Bu başarısından dolayı Genelkurmay’ın internet ekibini kutlamak gerekiyor.
Her sabah güne başlarken ne var ne yok diye epeyce vakit ayırdığımız internet aleminde artık Genelkurmay sitesine de göz atmadan edemez hale geldik.
Gerçi onlarınki farklı, “akşam postası” niteliğinde, gün bitiminde devreye giriyor.
“Genelkurmay’dan sert açıklama” veya “Genelkurmay’dan çok sert açıklama” şeklinde medyaya yansıyan açıklamalar, artık hayatımızın önemli bir gerçeği haline geldi.
Kimi zaman Kutlu Doğum Haftasında müsamere yapan çocukları hedef alıyor bu açıklamalar, kimi zaman siyasi partileri, kimi zaman da basını...
Bu açıklamalarında Genelkurmay genellikle muğlak ifadeler kullanarak herkesin bu açıklamadan “hisse”sini kendisinin almasını gözetiyor.
“bazı çevrelerin ucuz propagandaları”
“maksatlı ve seviyesiz bir karalama kampanyası”
“bu saldırılar, hainlerden fazla zarar vermektedir”
Alper Görmüş’ün Nokta ile başlattığı ve son dönemde de Taraf' sürdürdüğü gerçek demokrasi yanlısı gazetecilikten en çok rahatsız görünen de yine Genelkurmay.
Taraf' yayınlarından bir hayli rahatsız görünen Genelkurmay, son açıklamasında dermiş ki;
‘Türk Silahlı Kuvvetleri; belli çevrelerin organize bir yapı içerisinde yürüttükleri, menfur bir saldırıyla karşı karşıya olduğunun farkındadır.”
Öyle böyle değil, bu cümle “çok sert açıklama” olarak geçiştirilmesi mümkün olmayan bir ifade içermektedir, adeta Genelkurmay’ın savaş ilanı gibi bir şey.
“Menfur saldırı” ne demek ola ki?
Peki, “farkında” olması ne anlama geliyor?
Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti’ni “koruma ve kollama” adı altında her türlü sorumsuz faaliyetlerini yürüten “bazı çevrelerin”, halk bunun hesabını sormaya kalktığında neden bu kadar “maksatlı ve seviyesiz bir karalama kampanyasına giriştiğini anlamaya çalışmak gerekiyor.
Bu ülkenin hiçbir ferdinin ordusuyla bir alıp veremediği yoktur. Onun başarısıyla sevinir, hatasıyla üzülür. Ancak, bu demek değildir ki, her şey büyük bir “sorumsuzluk” içinde yürüyecektir.
Cumhuriyetin demokratik olmasından ziyade insanların hayatını karartacak derecede “laik” vurgusuyla yürütülmesi artık hiç kimseyi memnun etmemektedir.
CHP dışındaki siyasi partilere, etrafı kırmızı çizgilerle belirlenmiş alanlarda siyaset yapma mecburiyeti getirilmesini hiç kimse doğru bulmamaktadır.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana, ülkeyi ekonomik krize sürükleme pahasına, kendisi hiçbir şey kaybetmeyecek olanların türlü oyunlar oynadığının da bu halk “farkında”dır.
Herkese hesap sorup da kendisi hiç hesap vermeyen “bazı çevrelerin” de kim olduğunun “farkında”dır.
Genelkurmay, “sorumsuzluk” makamı değildir.
Halk siyasilerden nasıl hesap soruyorsa, Genelkurmay’dan da soracaktır.
Genelkurmay, halkına savaş açmak yerine, hiç kimseye hesap verme kaygısı olmayan insanların yönettiği bir ülkenin, nasıl bir ülke olacağını oturup düşünmek zorundadır.
Bu nedenle, bu tür açıklamalar iyice laçka olmadan, aklıselim çizgisinde buluşmak gerekiyor.
Taraf, 1 Temmuz 2008
|