“Dünyada işler kötü. Dünya ekonomilerinde büyüme yavaşladı. Bizde de işler kötü.Yatırım yapılmıyor.Üretim yapılmıyor. İşyerleri kapanıyor” sanıyorduk...
Meğerse tam tersine, bizde işler çok iyi imiş. Başka ülkeler yüzde 1-2 büyümeyi hayal bile edemezken biz 2008 yılının ilk 3 ayında yüzde 6.6 büyümüşüz.
Büyümenin ölçüsü milli gelir (GSYİH) artışıdır. Milli gelir belli bir dönemde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerini gösterir. Kısaca üretim artınca, ülkenin geliri de artar. Buna da büyüme denilir.
Milli gelir rakamları değerlendirilirken (1) Önce büyümenin kaynağına, gelirin nasıl arttığına, (2) Daha sonra da elde edilen gelirin nasıl harcandığına bakılır.
Büyüme ve harcama rakamları bir yıl öncenin aynı dönemiyle karşılaştırılarak değerlendirilir.
Geçen yılın ilk 3 ayında milli gelir yüzde 7.8 oranında büyümüştü. (2007 yılının 12 ayında büyüme ortalaması yüzde 4.5 olarak gerçekleşti.) Bu yılın ilk 3 ayında milli gelirimiz, geçen yılın ilk 3 ayındaki milli gelire göre (sabit fiyatlarla/enflasyondan arındırılmış olarak) yüzde 6.6 oranında arttı.
Büyümenin kaynağı sanayi
Ekonomide her sektörün, her ekonomik faaliyetin ağırlığı farklıdır. O nedenle her sektörün büyümesi milli gelir artışını farklı ölçüde etkiler. Örneğin yılın ilk 3 ayında (kış aylarında) tarım üretiminin toplam ekonomideki ağırlığı yüzde 3.9 dur. Bu nedenle yılın ilk 3 ayında tarımdaki büyüme toplam ekonomik büyümeyi çok az etkiler.
Buna karşılık, imalat sanayiinin ağırlığı yüzde 25.8’dir. İmalat sanayii yılın ilk 3 ayında yüzde 7.0 oranında büyüdüğünden, milli gelir artışında sürükleyici sektör imalat sanayii üretimi olmuştur.
İmalat sanayii üretimi artınca, perakende ticareti, ulaştırmayı, mali aracı kesimi harekete geçirir.
Perakende ticaretin milli gelir oluşumundaki ağırlığı yüzde 14.1, büyümesi yüzde 9.9’dur. Ulaştırma ve haberleşmenin milli ağırlığı yüzde 15.4, büyüme oranı yüzde 7.7’dir. Mali aracı kesimin ağırlığı yüzde 10.3, büyümesi yüzde 8.9’dur.
Yılın ilk 3 ayındaki yüzde 6.6 büyümenin 1.8 puanı sanayiden,1.4 puanı ticaretten,1.2 puanı ulaştırma ve haberleşmeden, 0.9 puanı mali aracılar kesiminden geldi. Bu 4 sektörün toplamı 5.3 puan eder ki, büyümenin ana kaynağının ne olduğu böylece ortaya çıkar.
Özel tüketim ve yatırımda artış var
Gelirin oluşumu kadar nasıl harcandığı da önemlidir. Harcama kalemlerinin de toplam harcama içindeki ağılıkları farklıdır. Yılın ilk 3 ayında toplam harcamanın yüzde 73.8’i özel tüketim harcamasına yüzde 25.7’si yatırım harcamasına gitti.
Yılın ilk 3 ayında devletin tüketim ve yatırım harcamaları azalırken özel sektörün hem tüketim hem yatırım harcaması arttı. Milli gelir ilk 3 ayda yüzde 6.6 oranında büyürken, özel sektörün tüketim harcaması yüzde 7.3 oranında artış gösterdi.
Özel sektörün yatırım harcamalarındaki artış yüzde 11.3 gibi yüksek bir orana ulaştı. Özel sektör yatırımlarında inşaata giden para gerilerken makine ve teçhizatta inanılamayacak büyüklüklerdeki harcama dikkati çekiyor..
Üç noktaya dikkat
Merkez Bankası ve TÜİK’in eğilim anketlerinde tüketiciler tüketimi, reel sektör yatırım ve üretimi kestiği konusunda işaretler verirken, milli gelirin ve milli gelirin harcanma şeklini gösteren rakamlar tersini gösteriyor.
Yılın ilk 3 ayına ait milli gelir rakamlarını değerlendirirken 3 noktayı göz önünde bulundurmak gerekir: (1) 2008 yılının ilk 3 ayındaki yüzde 6.6 büyüme memnuniyet vericidir ama, unutmayınız geçen yılın ilk 3 ayı daha da hızlı büyüme gerçekleşmişti. Büyüme yüzde 7.6 idi.
(2) Geçen yılın ilk 3 ayında bu yıldan daha yüksek büyüme gerçekleştiği halde yıl sonu ortalama büyüme oranı yüzde 4.5 olmuştu.
(3) Açıklanan rakamlar yılın ilk 3 aylık dönemiyle ilgili. Biz yılın ikinci 3 aylık dönemini de tamamladık. Üçüncü 3 aylık döneme giriyoruz. Yılın ilk 3 ayındaki rakamlara bakarak bugünü, bugüne bakarak o rakamları değerlendirmek yanlış olur...
Milliyet, 1 Temmuz 2008
|