Yargıtay bildirisinin yarattığı toz-duman ortamından son günlerde başka konulara değinme olanağı azalmış idi.
Aslında yüksek yargı organlarının kararları ve üst düzey yargıçları öyle ilginç ki, bu konuda senenin her günü yazı yazmak mümkün; yeni seçilen Danıştay Başkanı Sayın Birden ayağının tozuyla yaptığı açıklamada ‘Danıştay olarak ulu önder Atatürk’ün ilke ve devrimleri yegane rehberimizdir’ diye belirtiyor ama bendeniz, sıradan bir yurttaş olarak, yüksek yargı organları başkanlarının açıklamalarında ‘yegane rehberimiz evrensel hukuktur’ ibaresini hep beklemekteyim.
Anayasa Mahkemesi verdiği yeni bir kararda da mekteplerin, bunlara liseler de dahil, kütüphanelerine dahi alınacak kitaplarda Talim ve Terbiye Kurulu’nun onayının gerektiğini belirtiyor; düşünebiliyor musunuz, çocukların akşamları evlerinde internet sitelerinden ulaşmadıkları kaynak, kitap, resim, vs. kalmaz iken, Anayasa Mahkemesi hâlâ lise kitaplıklarında denetim tekeli istiyor.
Bu son iki örnek, Sayın Birden’in açıklaması ve Anayasa Mahkemesi kararı ülkemizde yargı erkinin ideolojisinin çağın en az otuz sene gerisinde olduğunun tipik kanıtları.
(...)
Star, 30 Mayıs 2008
|