Bize oldukça yabancı bir kavramdan bahsedeceğim bugün. Üzerine pek düşünmediğimiz bir kavramdan. Din editörlüğünden. Batı medyasında, hemen hemen tüm büyük gazete ve televizyonlarda uzmanlık alanları din olan insanlar istihdam edilir. Çoğu teoloji okumuş kişilerdir bunlar. Kilise, Papa, İslam, Musevilik, kısacası tek Tanrılı tüm dinler ve inançlarla ilgili yorumlar, toplumlarda dinin algılanışı ile ilgili haberleri onlar yapar.
* * *
Bizde eğitimden sağlığa, siyasetten ekonomiye kadar, hatta astrolojinin bile editörü var ama din editörü yok. Dün başta Zaman, Yeni Şafak ve Vakit olmak üzere pek çok gazeteyi teker teker arayıp sordum. Yok! Hiçbirinin din editörü yok! Olmadığı gibi bu kavramı da sanırım yeni duyuyorlar. Hatta Vakit’tekiler ‘Hepimiz zaten din uzmanıyız’ diye cevapladılar sorumu.
* * *
Bu eksikliği ‘Türk medyasında herkes her işi yapar’ mantığıyla anlatmanın elle tutulur tarafı yok. Hele bizimki kadar din meselesine hassas yaklaşılan bir toplumda.
* * *
Bu konuyu şimdi gündeme getirmemin nedeni birkaç gündür İstanbul’da bulunan 11 İngiliz din editörü. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın davetlisi olarak gelen, aralarında The Guardian, BBC gibi dünyaca ünlü medya kuruluşları temsilcilerinin de bulunduğu grubun tamamı ‘din ve inanç’ üzerine çalışıyor. Bazıları kilise ve medya arasındaki iletişimi sağlıyor, bazıları Avrupa’daki İslam ve Müslümanlar’ın topluma uyumu üzerine çalışıyor. Kimisi de yurtdışında ‘gazetenin din temsilcisi’ olarak görev yapıyor.
* * *
Cumartesi akşamı bu grupla akşam yemeğinde bir araya geldik ve yaptıkları gazetecilik üzerine konuştuk. The Guardian’ın din editörü Riazat Butt’u dinleyince bu işin bizdeki siyaset editörlüğü kadar yaygın ve kapsamlı olduğunu anladım. Din, toplumların birçok alanına nüfuz eden bir kavram. Çoğu kez karar mekanizmalarını şeffaf bir el gibi etkiliyor, toplumsal olaylara şekil veriyor. Batı’daki din editörleri de toplumu okumaya çalışırken özellikle ‘inanç’ meselesine konsantre olup dinlerin günlük hayattaki kodlarını çözmeye çalışıyor.
* * *
Din editörlüğü denince burada akla ilk olarak Ramazan sayfalarını hazırlayanlar gelecektir. Oysa yukarıda tarif etmeye çalıştığım alan çok daha sofistike ve geniş bir bilgi birikimi gerektiriyor.
* * *
Akşam gazetesi medyada profesyonelleşmeye sıcak bakan bir kurum. Hatta Serdar Turgut bir ara yazı işlerine bir din editörü arıyordu. Henüz bir din editörümüz yok ama bildiğim kadarıyla hâlâ meseleye sıcak bakıyor.
* * *
Ancak maalesef bu yeterli değil. Çünkü ortada din editörü yok. Önemli olan İlahiyat Fakültesi mezunlarını medyada bu alanda yetiştirmek. Türkiye birçok alanda hamleler yapıyor ama medyanın yapılanması yerinde sayıyor. Oysa bilginin değeri arttıkça uzman gazetecilik de kıymetleniyor. Arabalar ve bilgisayarlardaki gelişmeleri takip ettiğimizin yarısı kadar medya ve düşünce dünyasındaki değişiklikleri takip etsek nasıl olur?
Akşam, 28.5.2008
|