Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hayat biçimleri, etnik kökenler, inanç ya da mezheplerin farklı olabileceğini ifade ederek, ‘’Bu farklılıklarımız bizi zayıflatmak yerine aslında güçlendiren bir zenginlik kaynağıdır’’ dedi.
Başbakan Erdoğan, ‘’Yeter ki biz bu şuura sahip olalım. Tekrar söylüyorum; Hiçbir farklılığımız, ortak hedefler etrafında kenetlenmemize, Cumhuriyetimizin nitelikleri ve milletimizin değerlerinde buluşup birleşmemize engel değildir, olamaz, olmamalıdır’’ diye konuştu. Erdoğan, televizyonlardan yayımlanan ‘’Ulusa Sesleniş’’ programında yaptığı konuşmada, her yıl gibi bu yıl da 18 Martta Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümünün milletçe aynı duyguda buluşarak, gururla, heyecanla kutlandığını söyledi.
Çanakkale Zaferi’nin 93. yıl dönümünde, şehitler coğrafyasında, ölümsüz kahramanların, aziz şehitlerin manevi huzurunda bir araya gelindiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, bu zaferin, tarihin, eşine az rastlanır en büyük kahramanlık destanlarından biri olduğunu vurguladı. Gelibolu Cephesi’nde verilen eşsiz mücadelenin, iki bakımdan Türk tarihinde çok özel bir yere sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’O şanlı ecdadımız, bizim bugün millet olarak sahip olduğumuz birlik ve beraberliğin ne kadar sağlam temeller üzerine oturduğunu bütün dünyaya göstermiştir. İşte bu kardeşlik ruhumuz, bu kader birliğimiz sayesinde bu mukaddes topraklar üzerinde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet olarak yaşamaya devam ediyoruz. Çanakkale ruhunda ifadesini bulan şehitlerimizin aziz hatırası göstermektedir ki en büyük sermayemiz, en büyük zenginliğimiz, birlik ve beraberlik içinde var olma irademizdir. Bu bir millet olma iradesidir, sarsılmaz bir kardeşlik ruhudur, bizi ebediyen birbirimize bağlayan yüksek bir şuurdur. Kolay değil, tarihin en zorlu sınavlarından geçerek bugünlere gelmiş bir milletiz. Tarihimize şöyle bir bakınca görüyoruz ki daha birkaç nesil önce ne badireler atlatmışız, ne bedeller ödemişiz.
En zayıf zamanımızda, yokluk ve mahrumiyet içinde bile ‘Çanakkale geçilmez’ dedirtmeyi başarmış bir milletiz. Bizi bir araya getiren tesadüfler olmamış, tam aksine müşterek değerler etrafında kenetlenmişiz.
Bizi bir ve bütün olarak geleceğe taşıyacak olan da işte bu sarsılmaz ruhtur. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizi medeni milletler camiasında hak ettiği konuma taşırken en büyük ilham kaynağımız, inanıyorum ki bu kardeşlik ruhu olmaya devam edecektir.
Yeter ki bizi tek bir millet yapan bu yüksek değerleri daima canlı tutmayı başarabilelim. Bugünden geriye doğru bakınca çok daha iyi anlıyoruz ki Cumhuriyetimiz, kuruluş felsefesi ve çağdaşlaşma idealleri doğrultusunda çok önemli mesafeler kat etmiştir.’’
|