Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Artık üniversite de tek fikirli değil

Evet, üniversite üçe bölündü! Önce rektörlerin büyük çoğunluğu ÜAK adına açıklama yaparak yasağı savundu; hatta “Hak etseler bile bu kızlara geçer not vermem” diyen bilim adamları da oldu!

Sonra 3500 civarında bilim adamı “özgür üniversite” diye bir bildiri yayımladı; diğer özgürlüklerle birlikte, bu kızların da öğrenme özgürlüğünü savundu.

Bazı meslektaşlarımız hemen kaleme sarılmıştı; 80 bin akademisyen içinde sadece 3500 tane ‘imalat hatası’ olabilirdi!

Tipik genelleme mantığı!

Fakat, “Türban laikliğe aykırıdır, yasak sürsün” diyen ikinci bildiriyi imzalayanların sayısı, bu satırlar yazılırken, 4400 civarında idi!

Sonra üçüncü bir bildiri yayımlandı: Bunu yayımlayan öğretim üyeleri de türban yasağının kalkmasını istiyor ama ortaya çıkan kutuplaşmayı ve yasama yöntemini yanlış buluyor, geniş bir özgürlük paketi açılmasını istiyorlardı.

Çok fikirli bilim!

Bilim adamlarından hangisi doğru? Bu sorunun bilimsel bir cevabı yoktur, hangisi duygularınızı okşuyorsa size göre o doğrudur! Türban yasağını savunmak da karşı çıkmak da “bilimsel” değildir, özgürlük ve laiklik kavramlarına verdiğiniz anlamlarla ilgilidir.

(...)

Benim bugün yazmak istediğim husus şudur: Demek ki artık Türkiye’de üniversite bile “tek fikirli” değildir!

“Üniversite bile” diyorum çünkü üç çeyrek asırdır üniversiteyi “tek fikirli” yapmak için kaç defa “tasfiye” yapıldı! Kaç defa üniversitenin üzerinden tank geçti!

27 Mayıs darbesi olduğu zaman, sesini yükseltebilen bir tek Prof. Ali Fuat Başgil vardı! Hukuk profesörleri, DP’lileri cezalandırmak uğruna “Geriye yürüyen ceza kanunları çıkarılabilir” diye utanç verici fetvalara imza atıyorlardı!

Bugün ise, yaşanmış bütün tasfiyelere ve YÖK sisteminin cenderesine rağmen üniversite “çok fikirli” olma yönünde evriliyor! Üniversite er geç Batı’daki kadar öğretme ve öğrenme özgürlüğüne ulaşacaktır!

Kısa zamanda

Çünkü Türkiye orta sınıflaşıyor, dışa açılıyor, dünyayla bütünleşiyor. Artık “tek fikirli” olamaz! Bilim adamları da artık “tek fikirli” değiller...

Türban konusunda, Nilüfer Göle, Sencer Ayata, Nur Vergin, Elizabeth Özdalga ve Çiğdem Kağıtçıbaşı gibi saygın sosyologlarımız çok farklı değerlendirmeler yapıyorlar.

Hele de sosyal bilimlerde hiçbir bilim insanı, kendi analiz ve yorumunu “Bilimsel olanı budur” diye empoze edemez.

Genel bir tezi ileri sürmek için, yapılmış saha araştırmalarının bulgularına dayanmak lazımdır.

Klasik sosyolojinin “Bu kadar kısa zamanda olamaz” dediği değişimler, Türkiye’de gerçekleşiyor çünkü Türkiye’de şehirleşme, eğitim, iletişim, ulaştırma, piyasa ekonomisi ve dışa açılma gibi toplumsal dinamikler klasik sosyolojinin gözlemlemediği bir hızla gelişiyor.

Bu sebepten, Binnaz Toprak, Ersin Kalaycıoğlu, Ali Çarkoğlu gibi sosyal bilimciler saha araştırmalarını 8-10 yıl arayla yeniliyorlar, yeni durumları görmek için.

Türkiye’nin böylesine çeşitlenip çok fikirli hale gelmesi teokrasiye karşı laikliğin, otoriterliğe karşı demokrasinin en sağlam teminatıdır.

Çok fikirlilik iyidir; sakınmamız gereken, kavgadır.

Milliyet, 12.2.2008

Taha Akyol

13.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Zor günler

  Korku tutsaklığından özgür düşünce çıkar mı?

  Sağduyu ve hoşgörü devam etseydi...

  “Yeni Asya’nın farklı tutumu”

  Artık üniversite de tek fikirli değil

  Sakin olalım


 Son Dakika Haberleri