ARADAKİ farkı kim ödüyor? Sen, ben, hepimiz. Durup dururken, oturduğumuz yerde ve bizim hiç kusurumuz yokken, milyar dolarlar ödüyoruz. Sırf beceriksizlik, kötü yönetim ve dünyayı algılama noksanlığından.
Bir tartışma var. Merkez Bankası İstanbul’a taşınsın mı, taşınmasın mı?
Yapay ve incir çekirdeğini doldurmayan bir tartışma. Asıl sorunları arka plana itiyor. Oysa, Merkez Bankası faiz politikası bırakın tartışmayı, manşetlerden inmeyecek türde. Herkes biliyor, ama üzerine giden fazla kişi yok. DPT eski müsteşarlarından Ali Tigrel bu konuda bir rapor yazıyor. Önemli tespitler içeren bir rapor.
184 MİLYAR DOLAR
Türkiye’nin 68 milyar dolarlık döviz birikimi var. Bu yüzde 4-5 faizle Amerikan ve Avrupa ülkelerinin hazine bonolarına bağlanıyor.
Buna karşılık:
Dışardan borçlandığımız zaman, ödediğimiz faiz yüzde 17. Siz böyle bir faiz politikası, böyle bir Merkez Bankası biliyor musunuz? Sen faiz alırken yüzde 4-5, ama faiz öderken yüzde 17.
Aradaki kazığı hep birlikte ödüyoruz. Dolaylı vergilerle. Telefonla, benzinle.
Dış borç sürekli artıyor, artan her borca yüzde 17 faiz biniyor. Bizim hiçbir kusurumuz yokken, cebimizden faiz için çıkan para 184 milyar dolar. Milli gelirin üçte biri. 184 milyar dolar AKP iktidarında, 2002-2007 arasında ödeniyor. Dünyada en yüksek ve en çok faiz ödeyen ülke Türkiye.
Hangi Merkez Bankası, hangi borç yönetimi, hangi iktidar? Hangisi olacak, AKP’nin Türkiye’ye faturası.
Hürriyet, 25 Aralık 2007
|