Daily Mail’in haberine göre İngiltere’de yeni doğan erkek çocuklara en çok verilen ikinci isim Muhammed... 13 yıldır olduğu gibi şimdi de birinci sırada Jack ismi var.
Muhammed ismi ikinciliği Thomas ile paylaşıyor. İngiliz soğukkanlılığı ile İngilizcilik bu; ‘Dikkat Müslümanlaşıyoruz’ demek...
İngiltere bu gidişten memnun değil elbette. Fakat durum, çocuk sahibi olmak için her türlü tedaviyi gördükten sonra çaresiz kalıp evlatlık edinen anne babadan çok farklı sayılmaz. (Toplum doğurganlığını kaybedince geri kazanamıyor...
Alçak kapitalizm bu zaten; herkesi bireyci yapıp sonunda toplumu kısırlaştırıyor... Kapitalizmin zirvesi kendi sonu; tüketimi kudurtarak tüketiciyi bile tüketmek... Ayrı bahis...)
İngiltere kendi gerçeğiyle yüzleşmiş, çözüm olarak da bu büyük ve sert Müslüman lokmayı hazmetmeye karar vermiş. Fransa ve Almanya ise düne kadar doğurganlığı tekrar kazanabilecekleri vehmini korudular. Şimdi onlar da göçmen toplumuna dönüşmekten başka çare kalmadığını gördükleri için hazım yeteneklerini geliştirmeye çalışıyorlar. Fakat ‘öteki’ dedikleri unsurları yönetmede İngilizler kadar mahir olmadıkları için zorlanıyorlar...
Mesele, kendisi olmaktan çıkmaksızın göçmen topluma dönüşmek... Onun için de özellikle Müslüman unsurların üçüncü nesillerini İngilizleştirme, Fransızlaştırma ve Almanlaştırma hesabı esas...
Becerikli olan önce kimlik olgusunu gevşetiyor. Kâh kimlik kavgasını tırmandırıp yozlaştırarak, kâh kendi kimliğini görünürde geriletip derinden üste çıkararak... Mesela görünürde ‘İngiliz’ kimliği hafifletiliyor...
Fransa da bu akla yaklaşıyor, gizli ırkçı ve katı ‘ulus devletçi’ Almanya zorlanıyor. Berlin özellikle Türklere ‘bürokrasi savaşı’ açıp zulmediyor, dil sınavını toplu işkenceye dönüştürüyor.
Türkiye’nin dört bir yanından sınava çağrılan ‘eş’ durumundaki yığınla insan İstanbul’da kurslarda masrafa boğulup süründürüldükten sonra ‘iptal ettim’ denilerek alçakça bir aşağılama ile geri gönderiliyorlar...
Onlara göre göçmen keskin şekilde Almanlaşmalı...
İngiltere ise böyle dayatmaları hiç aklından geçirmez gibi davranıp ince çalışmalarla Müslüman unsurları -şu veya bu derecede Müslüman bırakarak- İngilizleştirme hesabında. Bu sebeple İngiltere’de kimlik bahsi açılınca köken itibariyle ‘İngiliz olmak’ belki yüz üzerinden 50 şiddetinde önem arz eder. Zannımca Fransa’da bu şiddet 70, Almanya’da 90...
En derin batı aklı olan İngiliz’in tavrı, kendisininki dâhil bütün kimlikleri tasfiye eder görünerek gerçekte kendi kimliğini tek kimlik yapma ülküsüne indirgenebilir.
Bizimki behemehal bütün insanlığı kucaklayabilecek bir açılımı sorgulamalı:
Kimlik zaferleri mi önemli, insanı insan olarak benimsemeyi her türlü duyarlılığın önüne koyabilme kahramanlığı mı?
Batılılaşma maceramız ‘biz ve ötekiler’ çıkmazına kadar varmaz ise, insanlık için de, bizim için de umut yaşıyor demektir...
Sadece ‘biz, hepimiz’ varız, ‘öteki’ yok... Öteki de, beriki de biziz... Doğu da biziz, batı da...
Rabb’ul mağribeyni ve rabbulmaşrıkayn... İki doğunun ve iki batının Rabbi’ne inanıyorsak böyle...
Bugün, 23 Aralık 2007
|