İsviçre’li Müslüman Hüseyin (Peter) Cunz, şimdi kendi vatandaşlarına İslâmiyeti anlatıyor. Cunz, “Biz orada insanları Müslüman yapmıyoruz. Çünkü İslâm, Allah’ın hediyesidir; istediğine verir. Biz sadece İslâm’a giden yolu hazırlıyoruz. İnsanlara örnek oluyoruz. Biz insanlara edep, adap, saygı ve sevgiyi öğretiyoruz. Merkezimize gelenlere İslâm’a dair bir şey söylenmiyor. İsteyen İslam’ı seçiyor; İslam’ı keşfeden Müslüman oluyor” diyor.
İsviçre Enerji Bakanlığında enerji verimliliği üzerine çalışmalar yapan birimin başkanlığını yürüten 59 yaşındaki Peter Hüseyin Cunz, Selçuk Üniversitesi ile Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘’Dünya’da Mevlânâ İzleri’’ konulu sempozyumda bir tebliğ sundu.
Cunz, sempozyum sırasında Hristiyan anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldiğini; yaşı ilerledikçe dini konularda derin düşüncelere daldığını; bir süre sonra da kiliseyi terk ederek arayış içine girdiğini söyledi. Peter Cunz, ‘’Kiliseyi terk ettiğim dönemlerde artık Allah’ı arıyordum. Budizm, Hindu dini bilimleri başta olmak üzere bu konularda araştırmalar yapmaya başladım. Bir boşluk içindeydim’’ dedi.
Daha sonra Hindistanlı bir imamın kızına aşık olduğunu, kısa süre sonra da onunla evlendiğini ifade eden Cunz, şöyle devam etti: ‘’Eşimle evlendikten sonra hayatım değişti. Kayınpederim beni Müslüman olmam için zorlamadı, ama ben ilgi duymaya başladım ve evlendiğim yıl Müslüman oldum. Eşimin Mevlânâ ve Mesnevilikle ilgili kitaplarını okuduktan sonra da Mevlânâ’ya ilgi duydum. İleri derecede Mevlânâ hayranıyım. Mevlânâ ile ilgili kitaplar okuyup, dersler alarak Mevlevi oldum. Mevlânâ ve sema hakkında geniş bilgilere ulaştım. Kendimi bu yola verdim. Mevlânâ’nın öğrendiğim barış ve kardeşlik öğretilerini çevremdeki insanlara aktarmaya karar vererek bir merkez açtık.’’
İsviçre’deki merkeze gelen çok sayıda ‘’Mevlânâ aşığı’’ olduğunu söyleyen Cunz, ‘’İsviçre’deki merkezimizde her gün duâlar okuyup, ibadet ediyoruz. Hiç kimseyi zorlamıyoruz, ama zaman içinde güzel duygular hisseden birçok kişi, Müslümanlığı seçip bize katılıyor. Bu, bize büyük mutluluk veriyor’’ dedi.
Merkezin kapılarının, Mevlânâ’nın ‘’Gel; ne olursan ol gel’’ sözüne uygun olarak herkese açık olduğunu belirten Cunz, şöyle dedi: ‘’Biz orada insanları Müslüman yapmıyoruz. Çünkü İslâm, Allah’ın hediyesidir; istediğine verir. Biz sadece İslâm’a giden yolu hazırlıyoruz. İnsanlara örnek oluyoruz. Biz orada insanlara edep, adap, saygı ve sevgiyi öğretiyoruz. Merkeze gelenlere İslâm’a dair bir şey söylenmiyor. İsteyen İslâm’ı seçiyor; İslâm’ı keşfeden Müslüman oluyor.’’
|