Filmler, televizyon programları ve video oyunlarında yer alan şiddet unsurlarının, erişkinler ve genç izleyicilerde saldırgan davranış riskini arttırdığı ve halk sağlığı üzerinde ciddî tehdit oluşturduğu belirtildi.
Medyadaki şiddetin etkileri üzerine 50 yıllık araştırmayı yeniden değerlendiren Michigan Üniversitesinden L. Rowell Huesmann ile meslektaşı Brad Bushman çalışmalarında, halk sağlığı üzerindeki en büyük tehdidin sigara, ardından da medyadaki şiddet görüntülerine maruz kalmak olduğu sonucuna vardı.
Huesmann, ‘’halk sağlığına ilişkin bilinen tehditler içinde en büyük tehdidi, sigara hariç, medyadaki şiddet unsurlarına maruz kalmanın oluşturduğunu’’ söyledi. Saldırganlık üzerinde etkisi bulunan medyadaki şiddetten biraz daha fazla sağlık tehdidini sigara içmenin oluşturduğunu belirten Huesmann, sigara içmenin akciğer kanserine yol açtığına işaret etti.
Huesmann, çocukların her gün ortalama üç saatlerini televizyon izleyerek geçirdiğini belirterek, televizyon programlarının yüzde 60’dan fazlasının şiddet içerdiğini, bunların yüzde 40’ında da aşırı şiddet unsurunun bulunduğunu vurguladı. Ergen Sağlığı Dergisi’nde yayınlandığı çalışmada, ‘’şiddet içeren televizyon görüntülerini izleyen, izledikleri karakterlerle kendilerini özdeşleştiren ve onların gerçek olduğuna inanan çocukların büyüdüklerinde saldırgan olma ihtimalinin arttığı’’ yönündeki daha önce yapılan araştırmalar doğrulandı. Çalışmada, araştırmanın, sanal şiddete maruz kalmanın hem çocuklarda, hem de erişkinlerde saldırgan davranışa yönelme riskini arttırdığını açıkça gösterdiği belirtildi. Huesmann, medyada şiddete maruz kalan bütün çocukların saldırgan kişilere dönüşmeyeceğini ancak bunun, ailelerin ve toplumun çocukların filmlerde, video oyunlarında ve televizyon programlarında neyi izlediklerini daha iyi kontrol etmeleri gereğini azaltmadığını vurguladı.
|