İlerleme Raporu’nun yayınlanması, geçmişte kalmış bir dosttan gelen mektup gibiydi.
Bizim kadar Avrupa Birliği de bu ilişkiyi “zamana” bıraktığı için, iki taraf da birbirini fazla sıkıştırmıyor.
İlerleme raporunda beklenmedik bir şey yok. Türkiye’nin AB kriterleri ışığında çekilen bir resmi yansıyor rapordan.
Raporun ruhu, bazı ipuçlarıyla göstermiş kendini.
Avrupa Komisyonu AKP’yi destekliyor.
Raporun çatısı, Türkiye’nin reform sürecinde yavaşlama olduğu belirlemesine dayanıyor.
Ama bunun nedeni ilginç.
“Cumhurbaşkanı (Sezer) ile hükümet arasındaki gergin ilişkiler, siyasi reformların yavaşlamasına neden oldu.”
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye ile ilgili tespiti bu. Ombudsmanlık ve vakıflar yasası gibi bazı temel reformların Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edilmesi de buna örnek olarak gösteriliyor.
Reform sürecinin yavaşlamasının nedeni AB’ye göre eski Cumhurbaşkanı.
AKP’ye verilen bu desteği önümüzdeki dönemde çok iyi değerlendirmek gerekiyor.
Türkiye’nin terörle mücadelesine desteğin yanı sıra, AB sürecinde ilerlemek için de geçmişe göre daha fazla destek sağlanacak bir dönemi, reformlarla bir fırsat dönemi haline getirebilir AKP.
Kıbrıs meselesinden, Avrupa kamuoyundaki imaj meselesine kadar değişik kanallarda ilerleme sağlanabilecek bir psikolojik iklimin ipuçlarını görmek mümkün Brüksel’de. Aşırı iyimserliğe kapılmadan tabii.
* * *
Raporda benim dikkatimi çeken ikinci nokta ise mali yardımlarla ilgili. Avrupa Birliği her yıl 500 milyon Euro mali yardım fonu kullandırıyor Türkiye’ye. Değişik bütçeli farklı programlar da var.
Geçen yıllarda bu fonlar, yeterli projeler yapılıp sunulmadığı için tam olarak kullanılamıyordu. Raporda bu durumun değiştiği belirtiliyor.
“Katılım öncesi fonların kullanımı yavaş yavaş gelişiyor” deniyor.
Bugün artık Türkiye’de her kurumun, Avrupa fonlarından yararlandığı bir projesi var.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de. Avrupa Birliği ile yetkileri konusunda sorunu olan TSK da Avrupa fonlarını kullanıyor.
En son Dışişleri Bakanlığı, “kültürler arası köprü” konulu bir proje ile AB Mali İşbirliği programına katıldı.
Bir yetkili, “AB konusunda bürokraside sorun yok. Ama Avrupa Birliği’nin Türkiye ile müzakere sürecinde tam üyelik hedefini göstermemesi, umutsuzluk yaratıyor” diyor.
* * *
AKP geçen yıl, Avrupa Birliği sürecinde tıkanıklık olsa da Türkiye’nin ev ödevlerini yapmaya devam edeceğini söylemişti. Bunun gerçekleşmesinin tek koşulu var. O da yapılması gerekenleri söyleyecek ve yapılanların uygulanmasını sağlayacak olan mekanizma. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği bu mekanizmanın can damarı. Raporda, Türkiye’nin bu mekanizmayı daha da güçlendirmesi isteniyor. “Personel ve kaynak sağlanmalı” deniyor.
Genel Sekreterlik ile ilgili yasa bir yıldan beri Meclis’e inmeyi bekliyor. AKP, AB konusundaki samimiyetini, teknik alt yapıyı bir an önce güçlendirip harekete geçirerek gösterebilir.
Eğer 301’de olduğu gibi, Avrupa süreci de rapor dönemlerinde akla gelen silik bir anıya dönüşür.
Hürriyet, 9 Kasım 2007
|